“UÇUYOR BUNLAR / KADINLAR YAŞAMIN HER YERİNDE

Adil Okay kullanıcısının resmi
"Kadınlar, toplumsal cinsiyete dayalı algılamalarla oluşturulan roller nedeniyle, eşitsiz, ikincil konumlara yerleştirilmektedir. Bu cinsiyetçi yapı, kadınların ev içinde kalmalarını, iş yaşamında ise düşük statülü, daha az ücretli, esnek çalışma saatlerinin olduğu, güvencesiz koşullarda çalışmalarına neden olmaktadır. Öte yandan, cinsiyete ait rol ve davranışları belirleyen “toplumsal cinsiyet” algıları, kadınları “duygusal”, “hassas”, “güçsüz”, “korunmaya muhtaç” gibi gerçeklik temeli olmayan nitelikler ile tanımlamaktadır. Bazı meslekler kadınlar için uygun görülürken, bazıları ise ‘yapamaz’, ‘beceremez’, hatta ‘yapmamalıdır’ önyargısıyla uygun görülmemektedir. Oysa elbette, kadınlar da erkekler gibi her alanda ve her yerde çalışıp, üretip, yaşamın her alanında var olabilirler."

 
 
 
Mersin'de "Kadın Emeği Kolektifi'"nin çağrısıyla bir araya gelen 5 Kadın Fotoğrafçı, Derya Narlı, Fevziye Yürek, Hatice Ataç, Tülin Şahin Okay ve Zeynep Yıldırım, cinsiyetçi bakış açısıyla sıra dışı sayılan çeşitli işlerde çalışan" Balıkçı Gülseren, taksi şoförü Suzan, baloncu Fatoş, Erkekler kahvehanesinde çalışan Özlem'le aylar süren bir çalışma yaptılar.
Sonuçta muhteşem bir sergi çıktı ortaya. Sanatın sağaltan sorgulatan gücünü bir kez daha görmüş oldum.

Açılışa gelemeyen arkadaşlar bu fırsatı kaçırmayın. Sergi 15 Aralık'a kadar ziyarete açıktır. Ayrıca başka kentlere de yelken açacaktır. Siz de fotoğrafçılarla iletişime geçebilir, yaşadığınız kente – ülkede bu serginin açılmasına vesile olabilirsiniz.

Kadın arkadaşların sergi açılışında yaptıkları konuşmalarından birkaç bölüm paylaşıyorum:

***
 
“Kadın Emeği Kolektifi’nin çağrısıyla bir araya gelerek bir yıldır bu çalışmayı yürüten biz  fotoğrafçılar; Derya Narlı, Fevziye Yürek, Hatice Ataç, Tülin Şahin Okay ve Zeynep Yıldırım; sanatın ve fotoğrafın anlatım gücünden yararlanarak insana, yaşama ve kadına dair sözlerimizi kadın bakış açımız ve kadın duyarlılığımızla kadrajımızdan aktarmaya çalıştık.
 
İnsan hakları haftası içinde bulunduğumuz bu günlerde, ne yazık ki nefret ve ayrımcılığın derinleştiği, her gün en az bir kadın cinayetinin işlendiği, hak ihlallerinin ayyuka çıktığı, ekonomik krizin altında ezildiğimiz zamanlar yaşıyoruz. Ancak biz kadınlar diyoruz ki, yaşamın ve özgürlüğün yanında,  yaşamın her yerindeyiz.
 
Kadınlar, toplumsal cinsiyete dayalı algılamalarla oluşturulan roller nedeniyle, eşitsiz, ikincil konumlara yerleştirilmektedir. Bu cinsiyetçi yapı, kadınların ev içinde kalmalarını, iş yaşamında ise düşük statülü, daha az ücretli, esnek çalışma saatlerinin olduğu, güvencesiz koşullarda çalışmalarına neden olmaktadır. Öte yandan, cinsiyete ait rol ve davranışları belirleyen “toplumsal cinsiyet” algıları, kadınları “duygusal”, “hassas”, “güçsüz”, “korunmaya muhtaç” gibi gerçeklik temeli olmayan nitelikler ile tanımlamaktadır. Bazı meslekler kadınlar için uygun görülürken, bazıları ise ‘yapamaz’, ‘beceremez’, hatta ‘yapmamalıdır’ önyargısıyla uygun görülmemektedir. Oysa elbette, kadınlar da erkekler gibi her alanda ve her yerde çalışıp, üretip, yaşamın her alanında var olabilirler.
 
 “UÇUYOR BUNLAR/Kadınlar Yaşamın Her Yerinde” adlı Fotoğraf  çalışmamız ile toplumun, kadınların çalışmasına alışık olmadığı işlerde ve alanlarda, toplumsal önyargılara aldırmadan çalışan kadınların mücadelelerine tanıklık ettik. Kolektif Kadın Fotoğrafçılar olarak, amacımız kadınların her alanda cesaret, cüret, direnç ve inançla var olabileceklerini, başarabileceklerini göstermektir. 
 
Bu çalışmamız ile cinsiyetçi toplumsal algıda ‘erkek alanlar’ olarak tanımlanan işlerde risk, zorluk ve engellemelere rağmen çalışan kadınların hikâyelerine tanıklık etmenin, diğer kadınların da çekincelerinin ortadan kalkmasına yardımcı olacağını, önlerindeki engelleri aşabilmeleri açısından onları cesaretlendireceğini ve toplumda aşılması gereken cinsiyetçi önyargılarda ise farkındalık yaratacağını düşünüyoruz.
 
 “Uçuyor Bunlar/Kadınlar Yaşamın Her Yerinde” fotoğraf sergimiz, “erkeklere” ait kabul edilen alanlara “kadın” kimlikleri ile giren, toplumsal ve kültürel olarak çizilmiş sınırları zorlayarak mücadele eden dört kadının hikâyesini anlatıyor: Gülseren, Özlem, Suzan ve Fatoş…
 
Bu kadınlar, cinsiyet ayrımcı toplumsal önyargılara aldırmadan işlerini yaparken taksi şoförlüğünden erkek kahvesinde servis elemanlığına, balıkçılıktan, simitçiliğe bir çok işte de çalışarak ‘Biz varız, emeğimizin, ekmeğimizin, yaşamı peşindeyiz’ diyerek ataerkil zihniyete, toplumsal cinsiyete dayalı önyargılara meydan okuyorlar.”
 
KOLEKTİF KADIN FOTOĞRAFÇILAR:
Derya Narlı, Fevziye Yürek, Hatice Ataç, Tülin Şahin Okay, Zeynep Yıldırım
 
Sergi Adresi: Yenişehir Belediyesi. Atatürk Kültür merkezi. Sergi Salonu. Yenişehir- Mersin

 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...