Modern İnsan, Homo Sapiens'i Ne Kadar Aşabildi?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Beyin merkezinde (Amigdala) toplanan tüm duygu, his, düşüncelerin bilinçsel enerjik hareketi, bilinçteki bilgilerin niteliğine göre değişmektedir. Bilinç sürekli açlık, korku, cinsellik, her şeye sınırsızca sahip olma ve ukala duyguyla doldurulduğu sürece, o insan veya toplum, Uzay Çağı’nı aşmış olsa dahi, modern bir canavardır.

Esasında insan denen canlı varlık, düşünce ve sorgulama yeteneğinin dışında, diğer özellikleriyle hayvanlarla tamamen ortak güdülere sahiptir. Düşünme ve sorgulama bilinç merkezi (Amigdala) doğru, gerçek, bilgi, birikim ve ahlak ile doldurulup uygulandığında ileri, çağdaş, gerçek insan olunabilir. Sahip olduğu araç, gereç, maddi varlıkları tanrılaştırıp doğaya, canlılara, kendi cinsine uyguladığı kabalık, hoyratlık ve barbarlıkla, yalnızca insanlıktan uzak değil, hayvandan da aşağı tarifi zor canavarlık demektir. İnsanlığın sonunu getirmek üzere olan bu modern insanın vahşiliğini ileri, uygarlık, çağdaşlık görenler, çoğu Akademik kurumlar ve devlet yönetimlerinin bilinçli bir çarpıtmasıdır.
 
Günümüzde din ve tanrıya inananlar başta olmak üzere, kendisini modern, çağdaş, evrensel gören insanların en büyük yanlışı, teknik, araç gereç ve de varlıklara tapınıp şehir yaşamını uygarlık görmesidir. Diğer taraftan çevresine uyguladığı vahşiliği görmemesi, modern insanın düşünsel ikiyüzlülüğünü ifade ettiği gibi birbirine, doğaya karşı saygısız ve ahlaksızlığın da bir sonucudur. Modern insanın doğaya, canlılara ve kendi cinsine uyguladığı vahşiliklerin hepsi, kıskançlık ve sınırsızlığın eseridir.
 
Evrimleşmesi hayvani aşamada kalmış maymun ve diğer hayvani türler, yaşamlarını yalnızca içgüdüsel egoist tepkime ve istemlerle sürdürürler. Homo Sapiens’in; Homo Hubilas ve Homo Erektus’tan ileri seviyede olması, içgüdüselde olsa düşünce yeteneğinin sürekli gelişimiyle birlikte, sosyal yapısını kesintisiz devam ettirmesidir. Daha da önemlisi Homo Sapiens ayaklarının üzerine uzun süre dikilip koşarken, çevresinde olup bitenlerle ilgili ilk (Pro) sorguya dayanan düşünme pratiği, barınma, korunma, beslenme ve birbirleriyle işaret diliyle kurduğu ilişki, sosyal insan olma yolunu açmıştır. Ve bunu yaklaşık M.Ö.500 bin yıllarında ancak gerçekleştirmeye başladığını öğreniyoruz. Bu demek Homo Sapiens’in bugün bizim düşündüğümüz gibi her şeyi ayrıntılarıyla bilen insan olmadığını, ateşi tanıdığı halde yiyeceklerini pişirmeyi M.Ö. 12 bin yıllarında, Tanrıça Aşnan, Aşaret ve Demeter sayesinde öğrenmiştir.
Homo Sapiens; biyolojik olarak beyin yapısında önemli ve hızlı diyalektik evrimleşme yeteneğine sahipken, bunu her zaman düşünce yapısına uygun şekilde gerçekleştirmiş değildir. Gerek Homo Sapiens’in gerekse ilkel komünal insanın çeşitli gerilik ve dar düşünselliğini, yaşadığı çağ ve o günün sosyal koşullarına göre normal görebiliriz. Fakat modern insan toplulukları eğitimden tutalım her türlü araç gereçlere sahipken, ilkel komünal insanlardan daha saldırgan, doyumsuz, sınırsız ve ahlaksızlığıyla, Homo Spiens’i bırakalım aşmayı gerisinde dahi kalmıştır. Çünkü insan beynindeki 100 milyar hücre beslenme, çevresel şartlar, sosyal yaşam ve deneyimlerle hareket sayısını sürekli yükselten, çok önemli bir işleve sahiptir. Buna doğru, gerçek, bilimsel bilgiler yerine, korkuya bağlı tapınamacılığın yükseltilmesi, aynı şekilde maddi varlıklara tapınılması, süperegoistçe düşünen yarı hayvan yarı insan demektir bu yapı.
Modern insan gerçekten kendisine insanım demekte ısrarcıysa, beyin yapısındaki gelişkinliği doğru, gerçek, bilimsel ve üst ahlaki kültürle doldurmak gibi bir mecburiyeti vardır. Beyin merkezinde (Amigdala) toplanan tüm duygu, his, düşüncelerin bilinçsel enerjik hareketi, bilinçteki bilgilerin niteliğine göre değişmektedir. Bilinç sürekli açlık, korku, cinsellik, her şeye sınırsızca sahip olma ve ukala duyguyla doldurulduğu sürece, o insan veya toplum, Uzay Çağı’nı aşmış olsa dahi, modern bir canavardır. Her şeyin bir sınırı olduğu, varlıklardan herkesin asgari derecede eşit yararlanma kültürüyle doldurulmayan bilinç, sürekli egoist bencil ve canavarca hareket eder. İnsandaki bu canavar yapıyı durdurmanın ya da daha pasif hareket etmesini sağlamanın tek yolu, sınırsız sorgu ve düşünme kültürüne her bireyin sahip olmasıyla mümkündür. Sürekli sorgulama ve düşünceye sınır koyan modern insan, diğer taraftan maddi, mevki, makam gibi bencilliklerde sınır tanımaması, Homo Spiens’ten daha geri hayvani olduğunu ifade etmek asla hakaret değildir. Bütün bunlar modern insanın gerçek (Üst İnsan) insan aşamasına henüz gelmediğini kanıtlamaya yeten bilgilerdir.
Modern insan, teknolojik bilgilerle harikalar yarattığını düşünüp, bunu en gelişkin düşünen insan olduğuna kendisini inandırması, modern insanın daha farklı açıdan bir ikiyüzlülüğüdür. Teknik veya benzeri her gelişim ya da bilgi, insanın mevcut süperegoist güdülerini engellemek yerine onu daha da yükseltiyorsa, bu gelişme değil intihar demektir. Onun için modern insan daha çok eleştirilmelidir diyoruz. Dünya devletleri ve toplulukların büyük çoğunluğu, bir yandan sürekli akıl, mantık dışı Âdem-Havva safsatasına sarılıp bunu canlı tutarken, diğer taraftan ihtiyaç duyulmayan gereksiz teknolojik icatlarda ısrar etmesi, gerçek insana yakışmayacak bir davranış ve karakterdir. Bu ısrar, süperegoist güdülerin esiri kişiliksizliktir. Her zaman düşünce ve sorgusal yapısına ters, kendisiyle çatışan modern insan karakterinin, neresi gelişmiş modern insanlıktır? Mevcut insan tipinin yeniden doğru, bilimsel, gerçek, temel bir eğitime tabi tutulmasına acil ihtiyaç vardır. İnsan doğru, gerçek şekilde eğitilmeyip, yalancı masallar olan dini ayetler ve çağdaşlık adına doyumsuzluğu pompalayan anlayışla eğitildiği sürece, modern ve çağdaş canavar tanrılar yaramaktır bu.
Dünyadaki insan topluluklarının %99’u süperegoizmin normal olduğuna inandırılıp, maddi varlıkların eseri durumuna sokulduğundan, bunu anlayan insan sayısı her toplumda istisnayı aşmıyor. Homo Spiens’in bu sözde gelişmiş modern bencil, süperegoist canavar karakteri, hiçbir şeyde sınır tanımıyorsa, kendine doğaya düşmanlıktan başka bir anlama gelmiyor. En temel insansı yapımız olan sorgulama, düşünce ve ahlak, diğer tüm güdülerden ileri aşamaya getirilmedikçe, hepimiz süperegoistçe düşünen birer canavar olduğumuzu kabul etmeliyiz. Dünya devletleri içerisinde bunu ciddi şekilde sorgulayan insan, parmak sayısı kadar az ve etkisizdir. Bu yüzden günümüz insanı sahip olduğu sorgulama ve düşünme yeteneğinden epeyce uzaktır. Yalnızca süperegoist bilgi ve deneyimlere dayanan düşünsel karakterle, gerçek insanla hiçbir alakası bulunmuyor modern insanın.
Tüm bunlardan anlıyoruz ki modern insanın, henüz üst insan olma gibi bir derdi, düşüncesi yok. Üst insan kişiliğinin gelişmesini engelleyen temel yapılar özet olarak belirlenmişken, bunun beyin ana merkezindeki bilincin neye göre, nasıl hareket ettiğini her insanın doğru öğrenip, ona uygun yaşam pratiği geliştirmesi gerekiyor. İnsan; doğal egoist güdülerinin sınırsız yükselmesine bilinçli, bilgili, ahlaklı sınırlama koymadıkça, hayvandan daha vahşi bir yaratık olmaya devam edecektir.
Dile getirilen olumsuzlukların sorumluları, geçmişten günümüze kadar var olmuş dinsel ve siyasal anlayışlardan başkası değil. Din, sağ ve sol siyasal düşünceler hem birbirine karşı hem de toplumlar üzerinde her türlü egoist çirkin oyunları oynamaktan bir an olsun geri durmamışlardır. Örneğin birbirini aşağı görme, karalama, beğenmeme, her şeye en çok kendisinin sahip olacağı süperegoist ve kariyerist hastalıklarla, bireyler adeta aptallaştırılmış durumda. Bu canavar egoist yaşam anlayışı ilkel çağlarda kabaca devam ederken, günümüzde modern şekilde sürdürülmekte. İfade edilen kişilikle düşünüp hareket eden insanlar, hangi kültür, din ve teknikle yaşarsa yaşasın, ahlaksızlığın ağababasıdır. Ve sonuç olarak modern insanın, Homo Sapiens’i bir adım dahi aşmadığını herkesin kabul etmesi gerekir. Yoksa sonuç hiçte iyiye gitmiyor.
Kaynaklar
Alaeddin Şenel- İnsanlık Tarihi, İmge Yayınları
Doğan Cüceloğlu- İnsanın Davranışı, Remzi Kitapevi
Donna Rosenberg- Dünya Mitolojisi, İmge Yay.
Williem Reich- Kişilik Çözümlemesi, Pavel Yay.
Erick From- İnsandaki Yıkıcılığın Kökeni, Pavel Yay.
Sigmund Freud- Günlük Yaşamın Psikolojisi, Payel Yay.
Rober B. Cialdini- İnsanın Psikolojisi, Medya Cat.
David Eagleman-Beyin, Dovingo Yay.
Dr. Loumann Brezandini- Erkek Beyni, Say Yay.
Dr. Loumann Brezandini- Kadın Beyni, Say Yay.
Alfred Adler-İnsanın Doğası, Pavel Yay.
Alaeddin Şenel- İlkel Toplumdan Uygar Topluma, Birey Toplum Yay.
Evrim Ağacı- İnternet sayfası 
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...