Ego

Adaletli ve Ahlaklı Olmanın İki Temel Kuralı

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Bilimsel olan olmayan birçok tarih, kültür ve mitolojileri incelemiş birisi olarak, yaklaşık 65 bin yıllık insanlık tarihi ile ilgili kaynaklardan, somut olarak şu sonuçları elde etmiş bulunuyorum. Üzerinde düşünülerek bilince dayalı insan, doğa, canlı sevgisi, adalet ve ahlak, (Hümanizm) M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren yavaş yavaş ancak başlamıştı. Bu tarihten önce onlarca uygarlık adıyla farklı topluluklar yaşamış olmasına rağmen, istisnalar dışında, insan topluluklarının ahlak ve adalet anlayışları, hayvani duyguları tatminden öteye geçmemiştir.

Ahlak ve Namus Kavramını Yozlaştıran Etkenler -1-

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Tarih, kültür, sosyal psikoloji üzerine yapmış olduğum araştırmalarda, istisnalar hariç, uygarlıklardan günümüzdeki modern toplumlara kadar hepsi, genel olarak ahlak ve namus kavramını, direkt, dolaylı kadın cinsiyeti üzerine şekillendirmişlerdir. Bu o kadar iğrenç bir anlayış ki kadın sosyal, siyasal, cinsel olarak her şeyi erkekle birlikte yaşarken, çoğu zamanda erkeğin zorlaması neticesinde gerçekleştiği halde, erkek yerine kadını suçlu göstermek en büyük ahlaksızlıktır. Yaşanan ahlaksızlıkları bir çocuğa sorsak dahi, erkeğin direkt suçlu olduğunu rahatlıkla ifade edecektir.

İnsan Birliğini Duygu Üzerine mi, Düşünce Temelli mi Kurmalıdır?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Duygu Birliği: Bilindiği üzre canlıların doğal biyolojik egosal güdülerine dayanarak gerçekleşen bir edimdir. Bunun insan yaşamında gerçekleşmesine baktığımızda, büyük sorunlara ve yanlışlara sebep olduğunu herkes biliyor. Örneğin içgüdüsel egolarımızın karşılanmasından tutalım maddi, sosyal ve siyasal ihtiyaçlarımız kendisini dayattıkça, en kolay ve kestirme çözümün, duygusal egoyla hareket etmek ilk akla gelendir. Duygu yüklü irade, her an yüksek derecede farklı istem ve bencillikleri dayattığından, insanın başka türlü hareket etmesini de engelleyendir.

Eski Dünya Uygarlıklarında Ahlak

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

 
Ahlak; Latince ethic, Yunanca ethos kelimelerinden türetilmiş olup, toplulukların yaşamsal kurallarını ifade eder. Her toplum kendi yaşadığı coğrafyanın doğal ve sosyal koşullarına göre, bir ahlak kuralı belirlediğinden, evrensel ahlak yapısından bahsetmek hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Ahlak üzerine felsefecilerin yapmış oldukları bilimsel çalışmalarda, somut tek bir ahlak kuralının mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Bunun içindir ki ahlak, namus, özgürlük her zaman görecelilik taşıyor.
 

Eski Dünya Uygarlıklarında Dil

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

 Manevi tanrı korkusunu yıksa dahi, bu defa maddiyat vb. şeylere tapınarak daha derin korkularla dolu, çetrefili bir yaşamın içine düşüyor. Bunun ana kaynağıysa süperegoist güdülerin insanı her zaman kolayca saptırma gücüdür. İnsanla ilgili incelemeler yapılırken, hiçbir teorinin insanı sonsuza kadar doğru bir şekilde yönetemeyeceği iyi hesap edilmelidir. Bunun ana kaynağıysa süperegoist güdülerin insanı her zaman kolayca saptırma gücüdür. İnsanla ilgili incelemeler yapılırken, hiçbir teorinin insanı sonsuza kadar doğru bir şekilde yönetemeyeceği iyi hesap edilmelidir.

İnsan Doğuştan Akıl Sahibi midir?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

 
Detaylarına girmeden makale başlığının cevabını vermek gerekirse, kesinlikle insan doğar doğmaz akıllı ve düşünceli değildir. Sadece akıl ve düşüncenin gelişmesini sağlayan milyarlarca hücre, bu potansiyele sahiptir. Bu demek insan doğar doğmaz akıllı ya da dört başı mahmur anlamına gelmiyor. Nasıl ki insan beslenme, iş ve hareketleriyle fiziksel olarak aşama aşama gelişip, güç kuvvet sahibi oluyorsa, akılda da aynı yöntem geçerlidir. İnsan koşullarına göre edindiği bilgi, tecrübe, deneyimlerle ya akıllı olabilmekte ya da zırdeli.
 

Üst İnsan Kendini Bilmek, Alt İnsan Ütopik Yalanları Yüceltmektir

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

 
Uzun yıllar insan ve toplumsal konularla ilgili makaleler yazan birisi olarak, en fazla insan üzerine yazdım ve yazmaya devam ediyorum. Çünkü her türlü egoist çıkarlarımız için tüm insani değerleri kullanıp bitirdiğimiz halde utanmadan, sıkılmadan hâlâ ahlak ve insanlıktan bahsediliyor. Oysa 21. yüzyıl insanı ya “Üst İnsan” olmak zorunda ya da yarattığı alt kültürle sonunu getirecektir. İki önermenin dışında başka bir yol bulunmuyor.
 

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Ego beslemesine abone olun.