DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XII

Görülmüştür kullanıcısının resmi
“Elsa’nın Gözleri ve Elsa bu kitaplardandır. Şiirlerinde Elsa’yı ise 1959’da. Onun şiirlerinde Elsa aşkıyla Fransa aşkı -ki Hitler faşizmi dönemi daha bir önem kazanan bir ülke özlemi vardır- bütünselleşmiştir. (Madde 59 da bununla ilişkilidir.) Ahmed Arif de Aragon’u anımsatır. Leyla Erbil’in mektuplarından öğrendim. A. Arif’te de Leyla ve ülke aşkı bütünsellik ihtiva etmekte…” Ayhan KAVAK. 2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17. Tarsus/MERSİN

 
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XII
Madde 111: Dünya bir kitap diye alınırsa şayet, o kitap en çok şiire yakışırdı. Ama ben müsaadenizle dünyayı hikaye kitabı olarak ele alayım. İnsan yaşamı da yolculuktur. Yolculuk, dünyanın hikaye kitabını okumaksa, o vakit hikayenin öznesi olup çıkarsın. Okumanın yetersiz kalacağı hâller de kuşkusuz var. İşte o dil yetersizliğinde de yazma edimi devreye girmekte ve zenginleşmekte dünya…
 
Madde 112: Sözlüklerde Anafor veya Anafora’nın farklı anlamları olsa da bu kavramın Edebiyattaki karşılığı bambaşkadır.
Anafor veya Anafora, Edebiyat’ta bir cümle veya cümleciğin başında ya da sonunda aynı sözcüğün tekrarlanmasıyla yapılan söz sanatıdır. Örnek verilecekse; “Zaman geçip gitti, çocukluğum geçip gitti, gençliğim geçip gitti” şeklinde olabilmekte.
 
Madde 113: Ursula K. Le Guin’in “Anlatış” romanında şöyle bir ibare yer alır:
                “… Ona göre tek bir sözcük, tek bir kitap olmalıydı. Tüm diğer sözcükler, tüm diğer kitaplar kesif bir karanlığın parçası olan vahim birer hatadan ibaretti. Çoraklaştırıcı, tek tipleştirdiği, dünyanın tüm renklerini solduran iktidarların arzu duydukları yaşam böyle olmakta ne yazık ki. Romandaki Anlatış, günümüz siyasasında yapılanları da adeta özetler mahiyettedir. “
 
Madde 114: Aragon (1897-1982) eşi olan ve tanınmış yazarlardan Elsa Triolet’e aşkını dile getiren bir dolu şiir yazmıştır. Elsa’nın Gözleri ve Elsa bu kitaplardandır. Şiirlerinde Elsa’yı ise 1959’da. Onun şiirlerinde Elsa aşkıyla Fransa aşkı -ki Hitler faşizmi dönemi daha bir önem kazanan bir ülke özlemi vardır- bütünselleşmiştir. (Madde 59 da bununla ilişkilidir.)
                Ahmed Arif de Aragon’u anımsatır. Leyla Erbil’in mektuplarından öğrendim. A. Arif’te de Leyla ve ülke aşkı bütünsellik ihtiva etmekte…
 
Madde 115: Anatole France (1844-1924); “Benim anladığım biçimiyle eleştiri de felsefe ve tarih gibi uyanık ve meraklı kişiler için yazılmış bir tür romandır, her roman da, yakından bakılınca bir öz yaşam öyküsüdür. İyi eleştirmen ruhunun başyapıtlar arasında geçen serüvenini anlatan kişidir” der. (Eleştiri Kuramları, Tahsin Yücel, İşbank Yay.) France, tarih, felsefe ve romanı bir nevi öz yaşam öyküsü diye ele alır. Kuşkusuz, günümüz yazınında, disiplinler arasındaki kalın çizgiler silikleşip birbiriyle geçişler yapan metinlerin yaratımı yapılmaktadır. Buna olumlu manada Aşure metinler demeyi yeğliyorum. Fakat felsefe, tarih vd. disiplinlerdeki metinleri de öz yaşam öyküsü kategorisinde değerlendirmenin çok zorlayıcı bir tutum olduğunu düşünmekteyim…
Madde 116: 1880-1918 yıllarında yaşamış G. Apollinaire, I. Dünya Savaşı’nda yaralanmadan dolayı erken yaşta ölür. Ölümünden sonra pek çok eseri yayınlanır. Apollinaire romanlar, öyküler ve şiirler yazdı. Caligrammes şiiriyle ustalığını pekiştirdi. Aslında Apollinaire tüm dünyada savaştan önce, Mirabeau Köprüsü şiiriyle tanındı.
 
Madde 117: Guillaume Apollinaire şiirlerinde noktalama işaretleri kullanmazdı. Denebilir ki dünyada noktalama işaretleri kullanmadan ilk kez şiir yazan Apollinaire olmuştur. Ondan sonra dünyadaki birçok şair de noktalama işaretsiz verimlere imza atmıştır. Noktalama işaretlerinin kullanılmaması ucu açık şiirlerin oluşumunu doğurmuştur. Bu yönlü şiir dizen şairler elbette kendi kafalarında dizelerin neresine noktalama işaretleri konulacağını düşünmüştür. Noktalama işaretsiz şiirlerin okuyucuları kendince bir yerlere noktalama işaretleri koyabilirler. Kişiye göre değiştiğinden bu yönlü yazılmış şiirler hayal gücünü de zenginleştirir.
 
Madde 118: Asıl adı Chloe Anthony Wofford olan Toni Morrison, 1931-2019 tarihlerinde yaşamıştır. Birçok ödül alan Morrison, “Sevilen” kitabıyla Pulitzer ödülü almanın yanı sıra 1993’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü almış ilk siyahi kadın olmuştur. Afro-Amerikan edebiyatına yaptığı katkılar tartışmasızdır. Türkçe’ye çevrilen kitaplarının bir kısmı şöyledir: Aşk, En Mavi Göz, Katran Bebek, Merhamet, Ötekilerin Kökeni, Sevilen, Sula, Süleyman’ın şarkısı, Tanrı Çocuğu Korusun’dur…
 
Madde 119: Morrison, yaşadığı dönemde Princeton Üniversitesi’nde Beşeri Bilimler Bölümü’nde akademisyenlik de yapmıştır. Orada kendi akademik disiplinini değerlendirmeye açtığında, Siyahilerin yaşar kaldıkları sorunsallıkları da irdelemiştir. Ona göre ‘ırkın’ ya da Siyahi karakterler ve onların yazarları tartışıldığında bunun garipsenmemesi gerektiğini öne sürer. Morrison aynı zamanda projeksiyonunu da Batı toplumlarındaki iktidar yapılanmalarına, hiyerarşik şekillenmeye, konumsallıklara ve düşünce sistematiklerine tutar. Tüm bunların bir anlatı matrisi gibi işlediğini de savlar…
 
Madde 120: Toni Morrison romanları oldukça etkileyicidir. Siyahilerin maruz bırakıldığı yaşam örüntülerini, çoklu boyutlarda romanlarında anlatır. Katran Bebek de böylesi bir kurguyla çatılmıştır (aslında tüm romanlarında bu çıkarım yapılabilir). Katran Bebek’in arka planında bilinçaltında varlığını sürdüren köleliğin yarattığı sekellerin Afro-Amerikan yaşam gailesindeki yansımalarını, zorluklarını ve tüm bunlara karşı durmanın kırılganlığını da göstermektedir. Çocukları, kadınları, ırksal-sınıfsal çelişkileri romanlarına yedirir. Gene romanlarında asimilasyon politikalarının da izleri takip edilebilir…
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17
Tarsus/MERSİN

 
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...