Bebek
Saatlerdir direksiyon başında iş kovalamama karşın dişe dokunur iyi bir tur yakalayamamıştım. Akşama doğru yol kenarında bir kadının el kaldırdığını görüp, “Taksi!” diye seslendiğini duyup durdum. Kucağında küçük bir bebek, kolunda bir de sepet vardı. Kapıyı açıp saygılıca onları arka koltuğa yerleştirdim. ''Nereye, ne tarafa gideceğiz, hanımefendi?” diye sordum nazikçe.
''Şoför Bey, bizi Frankfurt şehir merkezine götür. Frankfurt tren istasyonuna yakın bir yere varalım, ben size adresi tarif ederim.” dedi.
Tamam, hanımefendi.” deyip marşı çalıştırdım.