Yaşama Dokunan Ekonomi İle Örgütlenme Modeli (4)

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Dünyada bu zamana kadar zorla, el koyma, talan, yalan ve çeşitli bürokratik oyunlar yapmadan, hiçbir insan servetinin hesabını kendisinin yapamayacağı kadar asla zengin olmamıştır.

 
 Oldum diyenler başta tanrısını, kendisini, ailesini ve toplumu aldatan en büyük ahlaksızdır.
 
Ekonomi; doyumsuz, aygır karakterli tüccar zihniyetliler tarafından, dünyadaki en büyük tanrısal güç, baskı ve terbiye aracı konumuna getirilmiştir. Halbuki insanca düşünüp, kendi doğasındaki sosyal yapıya göre ortak üretip ortak tüketerek yaşansa, birçok haksızlık kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bütün bunların farkında olan cambaz tüccar, dinci, siyasetçi sermaye sahipleri, elde etmiş oldukları ekonomik varlıkları tanrısal rızk gösterip, kendilerini tanrının en sevgili kulu duygusuyla insanları rahatlıkla aldatmaktadırlar. Yeterli eğim, kültür, bilgiden yoksun zavallı halk yığınları, sermayedarların yalanlarına inanmaları yetmediği gibi üstelik bunlara tapınmaktalar. Halk yığınlarının sığındığı en büyük teselli, Tanrı herkesin rızkını farklı verir avuntusuyla dinci, seküler, laik cambazların karşısında eğik, ezik yaşamak adeta tek umutları olmuştur. İnsanın sosyal psikolojisi üzerine yapılan her incelemede, şu özellik sürekli karşımıza çıkıyor.
 
İnsan kültürsüz ve bilgisizliği yüzünden korku psikolojisini aşamadığı için sürekli, maddi ve askeri gücü olanlara bağlılık göstererek, kendisini hem garantiye aldığını düşünür hem de en kolay yaşam olduğuna inanır. İnsandaki bu psikolojiden faydalanan maddiyatçı ahlaksız sermayedarlar, türlü hilelerle varlıklara sınırsız sahip olurken, insanları kullaştırmaktan utanmazlar. İnsanın yaşanmış tarihi bizlere şunu öğretiyor.
 
İnsanı her türlü ahlaksızlığa sürükleyen en büyük sosyal yapı, dini korkuyla başlayan ekonomideki dengesizlik ve hırsızlıklardır. Çağlar boyu talancı, yalancı, hırsız, ahlaksız ekonomik politikalar ortadan kaldırılamadığına göre, tek çözüm yolu dinsel, ideolojik saplantılara düşmeden, “İnsanlık Hareketi” adıyla ortak bir çatı altında birleşmektir. Çünkü dinsel ve siyasi ideolojilerin hepsi ikiyüzlü davranıp insanların, insanlığa olan tüm umutlarını yok ettiler. Yaşanan olumsuzlukların önüne geçmenin tek yolu (İnsanlık Harekâtı) adıyla bilinçli, kültürlü şekilde, Yaşama Dokunan Ekonomik Modelle Örgütlenmektir. Ekonomik bu modelin çerçevesini şu şekilde özetleyebiliriz.
 
1-Kendine insanım diyen herkesin başta her türlü aracı ve maddeyi sınırlı kullanmayı kabul edip, farklı kültürlere saygılı, çevre bilincini en yüksek seviyede kültürel kural görmesi.
 
2-Çöp ve hurda olarak görülen naylon, plastik, metal, kâğıt, lastik gibi tüm atık maddeleri, günlük olarak toplayacak kişilere ücretli ve sigortalı iş konumuna getirip, kirliliğin önüne geçmek.
 
3-Halktan kendisini en ufak noktada farklı görmeyen gönüllü kişiler, İnsanlık Hareketi adıyla örgütlenerek işe başlamak.
 
4-Gönüllü ve görevli kişiler, tüm yerleşim alanlarında doğru gerçek nüfus planlaması (Demografi) yapıp, yerleşim bölgelerindeki ekonomik kaynakların neler olduğunun tespit edilmesi.
 
5-Mevcut kaynakların ne kadarının halkın gücüyle üretime geçirileceği, diğerlerinin devlet desteği ile işler konuma getirilmesi.
 
6-Yerli ve doğal üretimin gerçekleşmesi için her türlü imkanların seferber edileceği plan, program ve araçların devreye sokulması.
 
7-Ağaçlandırma, ağaç kesimi, taş ocakları, maden, tarım vb. tüm yeraltı, yerüstü varlıklar, doğayı tahrip etmeden kooperatif, komün işletmeler ve sınırlı sermayeli özel firmalar aracılığıyla üretime geçirilmesi.
 
8-Tüm üretim maddelerinin reel maliyetleri belirlenip, toplumun ortak faydasına olacak şekilde fiyatlandırılacak ekonomik modelin oturtulması. Buna uymayanlar, ihlal edenler en ağır cezalara çarptırılmalı.
 
9-Mevcut yerleşim bölgelerinde ekonomik üretim ve faaliyetleri sekteye uğratacak tüm ihtimaller ele alınıp, ortadan kaldırılması için her bölgeyi cazibe merkezine dönüştürecek imkânların seferber edilmesi.
 
10-Büyük şehirlere olan insan ve emek göçünü durdurmak, ya da tersine çevirecek düşünceyle kırsal alanları kent yaşamına dönüştürmek.
 
11-Elle üretilebilecek her türlü maddenin yapımını teşvik etmenin yanında, eskimiş ya da ikinci el durumuna gelmiş araç, alet, edevat gibi malları geri dönüşüm programlarıyla, tamirat atölyelerinin hayata geçirilmesi.
 
12-Kapitalizmin sürekli empoze ettiği özenti, lüks, sınırsızlık vb. hastalıklardan toplumu korumak için, zaruri araçların dışında, diğer her şeyin keyfi, lüzumsuz, ahlaksızlık olduğu bilincinin topluma verilmesi.
 
13-Çevre temizliği ve ekonomik tasarruf sağlamak açısından, her bölgede toplu taşımacılığın temeli olan tren, tramvay vb. ulaşım araçlarının her yere yayılacak şekilde hayata geçirilmesi.
 
14-Enerji ve yakıt ihtiyacını en aza indirmek için başta özel araç kullanımını sınırlandırıp, her bölgenin iklim yapısına göre doğal enerji kaynaklarını faaliyete geçirmek.
 
Unutmayalım ki hava, su, toprak ve okyanusların kullanımı dahi sınırlıdır. Bunlar kirlendiğinde her türlü yaşam son bulacaktır. Dünyada yaşanan felaketler en üst noktaya gelmiş olduğu halde, kapitalizmin serbest piyasa sınırsızlığını teşvik etmesi, dünyadaki en büyük ahlaksız düşüncedir. Korona virüs gibi hastalıkların çoğalması, buzulların erimesi, çölleşme, kuraklık, yangınlar, sel baskınları, hortumlar, kapitalist ekonomik politikaların eseridir. Kapitalizm bütün bunları iki temel ahlaksız mantıkla hayata geçirmektedir.
 
Birincisi sürekli kendisine düşman yaratıp, askeri nükleer silah sanayisini geliştirmek. İkincisi isteyen her insanın mutlaka bir gün istediği kadar servete sahip olacağı yalanı. Dünyada bu zamana kadar zorla, el koyma, talan, yalan ve çeşitli bürokratik oyunlar yapmadan, hiçbir insan servetinin hesabını kendisinin yapamayacağı kadar asla zengin olmamıştır. Oldum diyenler başta tanrısını, kendisini, ailesini ve toplumu aldatan en büyük ahlaksızdır.
 
Şayet dünyadaki varlıklar doğal, dengeli şekilde kullanılmış olsa, evren ve dünyadaki değişimler daha yavaş, dengeli gerçekleşecektir. Ve bilim insanları sorunlara daha kolay çözümler bulabilirler. Günümüzde bilim insanları, bir soruna çözüm bulmaya çalışırken birkaç sorun birden anında var oluyor. Dünyada gerçekleşen anormalliklerin en temel çözümü, biz bireylerin elindedir. Bu da zaruri araçların dışında gereği olmayanları kullanmamak ve doğal sınırlı yaşamaktan geçiyor. Her birey zorunlu olan varlıklarla yaşamayı kültür edinse, dünyanın sağladığı yaşam ortamı bitmeden farklı yaşam imkânı ya da yeni yaşanacak gezegenler daha kolay keşfedilecektir. Her şey bizlerin ve devlet yönetimlerinin elindedir. Bu yüzden çözüm “İnsanlık Harekâtı Çatısı altında Yaşama Dokunan Ekonomik Modelle Örgütlenmektir.”
 
 
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...