Palavra Meydanı

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi
"Palavra meydanında

Adımlarım sayılır

Ben seni düşünende

Devriyeler dolanır"

 

12 Eylül öncesinin en uzun yürüyüşlerin yapıldığı, en uzun voltaların atıldığı, büyük hayallerin kurulduğu en küçük meydandır Dêrsim'de. Bir fikir sohbet ve teori arenası gibiydi. Kol kola, hızlı adımlarla volta atılır, farklı fikirler coşkun ırmaklarda koşan kısraklar gibi dil üstünde dolanırdı. Türkiye’de olan nerdeyse tüm sol örgütlere mensup insanlar, akşam saatlerinde bu kısa caddede en uzun teorilerini volta atarak sunarlardı. Bazen kendi yandaşlarına, bazen de farklı tartışmalara girerek.

Anlatılanlara göre, ismini bir yaşlı teyzenin eşine sorduğu sorunun cevabı üzerine almıştır. "Bu gençler ne konuşuyorlar, ne yapıyorlar öyle?" diye sorunca, kocası da "Ne olacak sanki, palavra atıyorlar" diyerek yanıtlıyor ve isim bu şekliyle dillere yerleşiyor yavaştan.

Dünya devrimi üzerine reel teorilerin kısık seslerle, ancak yoğun olarak tartışıldığı bu meydanda, ütopyanın bir metaforu olarak "palavra" formüle edilmedi elbette ama böyle karşılık buldu. Bildiğimiz o gelişigüzel abartılı şeyler değil, avcılık, atıcılık üzerine kurgulanmış şaaşalı öyküler de değildi tartışılan. Proletaryanın emek, sermaye çelişkisi, köylü hareketinin geleceğiydi üzerine kafa yorulan mesele. 

Gelecek güzel günlerin hayali, o sarsılmaz büyük ütopik aşk, palavranın ince çakıl taşlarının ayak altında gıcırdamasıyla bir başka döşenirdi. Palavra Meydanı'nda her volta atan, büyük ustalıkla nakşederdi devrimin cüretkar duygusunu. Belki voltalar palavradandı ama konuşulanlar dünyaya kafa tutacak kadar cesur, sarsıcı ve gerçekti. Palavradan aşklar, palavradan kavgalar yapılıyordu. Hem de gerçeğe taş çıkaracak cinsten.

"Palavra Meydanı" ismini, ne meydan yadsıdı, ne devrimciler, ne halk. Bu ismi bir tek devlet sevmedi. Palavradan değil, gerçekten sevmedi. Aklı karıştı. Palavra ile gerçeğin arasında medcezir sendromu yaşadı. 

Dêrsim halkının "palavra" dediği yerin, devlet defterindeki adı "Cumhuriyet Meydanı" idi. Ancak kabul gören hep "palavra" ismiydi. Künyede "cumhuriyet", gönüllerde "palavra"ydı. 

Palavranın gerçekle kesiştiği tarih 12 Eylül'dür belki de. Potin darbeleriyle adeta "recm" cezası verilmişti meydana. Darbe günleri meydanın dokusunu değiştirmiş olsa bile, asi ve hırçın duygusunu çürütemedi. Bakkaldan lokantaya, kafeden çorbacıya kadar isim olarak "palavra" dan devam etti. 

Şey Hüseyin'den Baba Bertal'a, Baba Bertal’dan General Zeng'e kadar muhteşem kişiliklerin ismiyle bütünleşmiş bir meydandır palavra. Bir kolu mülteci kampına doğru uzanan çay kokulu sohbetlerin dingin ve derin alanı; diğer kolu Tepebaşı’ndan Munzur’a sarkan, hayatın anlam bulduğu yerdi. Hala da öyledir.

12 Eylül devletin palavradan sevincidir. Hiçbir palavra Dêrsim meydanı kadar sahici olmamıştır. Palavradan, bu kadar gerçeğin anlatıldığı başka bir manifesto bilmiyorum. Her kaldırım taşının altında büyük devrimci heyecanın sırları saklıdır. 

 

Anladığım şudur ki "palavra" cumhuriyet adını hep yadsımıştır. Doğrusu benim de içime en çok ısınmışlığı bundan kaynaklanmaktadır. Palavradan yani.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...