Hasan Sağlam ağ günlüğü

Çay diyorum ulan çay!

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

Bir ara nefestir çay, daralmış boğazlara, kurumuş dillere. Hele ayazına vurduysa mevsim, ellerde dolaşıyorsa titrek acemi bir korku, tez elden dokunmalı demliğin is tutmuş yalnızlığına. Huzurlu bir odun ateşinde, harlanmış köz olmuş, bütün önyargıları küle karışmış cümlelerle demlenmelidir. Yoksa nankör bir koku gibi dolanır genzinde. Vaktini iyi tutturmalı. Erken davranırsan dağılır, oba oba yaylalar gibi. Geç kalırsan çöker tortusu, dibe vurur; matem giyer, taze bir gelin gibi kederinden siyaha bürünür. Yasallığı sevmez, yasayı sevmez, kaçak dolanır dumanı.

Oyun

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

Martin Luther King, “Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var” demişti, ancak bu yaşamsal insani hayalleri vuruldu ve ayrımcılık hala tenler, diller, inançlar, cinsiyetler üzerinden gırla yapılıyor. 
Hrant Dink; “Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce...” İnsanın kuşkulu duygusuna, güvercinin ürkek telaşına aldırmadı.

Bu Ülkenin Çocukları

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

  Babam bir çift kara lastik aldığında her gün, birkaç saat sadece evin içinde giyer, akşam yastığımın altına koyar, kokusuyla büyük şehirlerarası yolculuk yapardım.   

   Hep büyük kentlerdeki çocukların yaşadıklarının en güzel hayat olduğuna inanırdım.

  Yaşım kırk olmuşken şimdi kılı kırka yarıp düşünüyorum ve iyi bakmaya çalışıyorum. Kendi çocukluğumu bu kadar çaresizlik içinde anımsarken, yaşamlarına imrendiğim şehir çocuklarının babaları “benim aslan oğlum, büyüyüp asker olacaksın!” diyerek askerliğin erkek ve aslan işi olduğunu da payelemiş olduklarını öğreniyorum.

Cumartesi

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

Bu günler hangi dağın ardına yaslanır, cumartesi nerde sabahlar, pazartesi hangi güne dosttur?
Bu uçurumlar kaç oğul boyudur, bu vatan kaç kız güzelliği eder?
Bu yollar hangi annenin avuç içi çizgilerinde evlatlarına gider?
Bu dünya kaç annenin saç teline tutunur?
Hangi çocuğun başını koyduğu dizler bu kadar kanar, kollar bu kadar kırık, eller bu kadar kaygılı, dişler bu kadar dökük, düşler bu kadar yaralı?

Yasak Mıntıkanın Çocukları

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

"Dağların ardına yaslanmış, kırsal vakitlerde renk atmış kumaşlar gibi dizilmişlerdi hayatın gerdanına. Dağın hangi tarafı dünyaya yakındı? Yıldızlara el dokunduracak gelin hangi vakit su serpecekti tarlaya? Bereketi artsın diye baharın ve güneşin eteklerini öperlerdi. Eski masallardan bildikleri "kırk katır mı kırk satır mı?" cümlesinde kitabın orta yerinden yırtılmış zamana ağlarlardı. Bilmedikleri yerlerden gelen selamı başlarının üstüne koyar, dişlerinden artan ne varsa karıncalara aş ederlerdi.

Sır-ı Sanat ve Zaman

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

Kapıldık işte aylar oldu bir seçim, bir baraj, bir koalisyon telaşına.  Ama ne yapalım biraz ordan geçiyor hayatımızın meczup kaderi.
 Her şeyin birbirine bağlı olduğunu diyalektik olarak kavramlaştırdık. Oysa siyaset, sanat, ekonomi, aşk, spor, psikoloji; kısacası hayatla ve yaşamla bağı bağlantısı olan her şey birbirine bağlıdır dedik, ama bazen unutuyor bazen farkında olmuyoruz, bir tarafa kanalize olup akıyoruz curcunanın bataklığında.

BU DEVLET KATİLDİR!

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

Bu devlet Mustafa Suphi’yi Karadeniz’de boğdurmuş bir devlettir. Bu devlet birinci meclisinde kendi milletvekili Kürt Hasan Hayri’ye Avrupa’ya şirin görünmek için mecliste Kürtçe konuşturmuş sonra dava edip asmış bir devlettir.

 Topal Osman çeteleri ve tümenleri ile Koçgiri’ye acımasızca saldırmış, katletmiş, yakmış ve yıkmış bir devlettir. Şeyh Said’i ve kırk yedi arkadaşını aynı gün Amed’te asmış bir devlettir. Bu devlet Ağrı Zilan katliamları yapmış bir devlettir.

SATAŞ(MA )

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi

 
Ah be zaman, nasıl geçiyorsun bu karanlık tünelinden, dokunuyor musun göğe, yerlere bakıyor musun? Rüzgâr gökyüzünde gaz ve duman gezdiriyor, çocuk kokuları annelerine erişmeden barut kokularına karışıyor. Yeryüzü kan revan. Farkında mısın ey zaman; yoksa her şey istediğin gibi midir, yani bu mudur?
Bu defa plansız kurgulayacağım cümlelerimi, kelimelerim hırsımdan ve hıncımdan geldiği gibi kalacak, düzeltişiz, kuralsız, imlasız… İncinmemiş bir kelime var mıdır? Hangi cümleye dokunsam dilim kesiliyor.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
RSS - Hasan Sağlam ağ günlüğü beslemesine abone olun.