Sır-ı Sanat ve Zaman

Hasan Sağlam kullanıcısının resmi
Zamanın sonsuzluğunda ömrümün anlamı nedir ki? Koşuyorum yetişebilmenin büyük heyecanıyla, kavuşamayacağımı bildiğim en kesin kanı. Ama gel gör ki içimdeki coşku çocuksu dürtü beni hırpalayarak koşuyor. Seviyorum bu coşkuyu, yerden yere vurup diyardan diyara süren bu hırçın duygu beni daha ne kadar koşturacak bilmiyorum. Varsın böyle olsun varsın yaralasın beni.

Kapıldık işte aylar oldu bir seçim, bir baraj, bir koalisyon telaşına.  Ama ne yapalım biraz ordan geçiyor hayatımızın meczup kaderi.
 Her şeyin birbirine bağlı olduğunu diyalektik olarak kavramlaştırdık. Oysa siyaset, sanat, ekonomi, aşk, spor, psikoloji; kısacası hayatla ve yaşamla bağı bağlantısı olan her şey birbirine bağlıdır dedik, ama bazen unutuyor bazen farkında olmuyoruz, bir tarafa kanalize olup akıyoruz curcunanın bataklığında.
Hayat bizi öyle sürüklüyor ki bir sürü güzel şeyden habersiz dalgın kopup gidiyoruz ve zaman geçip gitmiş oluyor. Her şeye rağmen durmayan us, atan yürek, yazan el bize hünerini sunuyor.

     Lâle Koçgün “sırrı dem” adlı ilk albümünü bu hengâmenin içinde sundu bize, zira uzak değildi yaşamımızdan yaşadıklarımızdan.
  Lirik çocuksu sesi, kılamların tınısına incitmeden dokunuyor. Kırmancki (Zazaki) Kırdaşki (Kurmanci) Tırki ( Türkçe ) güncel ve tarihsel ezgilerin buluştuğu Sırrı Dem adeta bir serzenişin albümüdür.
    Almanya’da doğup büyüyen sanatçı, Pirsultan'dan Alişer'e ikrarını süre gelmiş deyişlerin narin duygusunu, zamanın çeyiz sandığından çıkardığı sevda kokulu Peşkirin ( havlu)  kanaviçesini kendi üslubuyla örmüş. Koçgiri'nin masum dervişi Coği Babaya mazlumların duasını curanın ince telinde sunmuş.
 
   Dem almış acıların usul sakin kıpırdamasıdır, inceden işleyen bir sancı, sırrını anlatan acemi bir sevdalı; yalın ve içerden içerden gelen eski bir zaman masalı. Sabahın serinliğinde güneşin ısıttığı kadar sıcak, yağmur sonrası toprak kadar taze kokuyor Sırrı Dem.  
   Dinledikçe beni Koçgiri'den Dersim'e yüce dağların, serin yaylaların, kumral ovaların, derin vadilerin o mistik söylencelerin duygu harmanında savurdu.
Henüz bu duygu sarmalında kıvranıyorken adıma imzalı bir kitapla şiirin; dağ görmüş, kıyımlanmış, sürgün yaşamış, sehpada sallanmış, derlenmiş toparlanmış sayfa sayfa amur kokusuyla ellerime düştü. Özlemenin melun sayfalarını çevirdim hızla. Mahir Çiçek'ten tamamı Kırmancki bir şiir kitabı. “ Xezna Cané Mı”
Okumadan başlığından düşünerek “bir canın hazinesi ne ola ki?” diye sordum kendime. Ama Kırmancki yazılmış bir şiir kitabı ne olursa olsun benden taraf okunacaktı. Diz kırdım zamanın geçişine. Okudukça; zulmün cenderesinden geçmiş hatıraları birbiri ardına hazin hazinenin acı ıstırap sarmalında bocaladım. Bildiğim bir tarihin hatırlatıcısı olmuştu bana. O kadim Dersim toprağının ağaçtan çiçeğe, karıncadan kurda kadar yer ile gök arasında bir kıyımın fotoğrafını ana dili ile dökmüştü dizelere. 
Canımın hazinesi ne aşktı ne sevgili ne şan ne şöhret, bir acı gerçek, bir uzun hava bir tutam şiir. Kaybolan bir dil, susmuş bir kılam, idam edilmiş bir ihtiyar, sürgün edilmiş bir gelin, parçalanmış bir coğrafya.  “Sırrı dem” ile “ Xezna Cané Mı” Koçgiri ile Dersim’in benzersiz acılarının küçük bir sesi sözü olmanın kıyımlı, gurbetli, sürgünlü fotoğrafıdır.
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...