Derinden: Hapishanede Büyüyen Bir Çocuk
Tarsus kadın hapishanesinde çocuğu Aren ile yatmakta olan Yıldız Sönmez yazdı.
Tarsus kadın hapishanesinde çocuğu Aren ile yatmakta olan Yıldız Sönmez yazdı.
Qet nebe tu nikarî ji min re bêjî bawerhişk.” Ez tev li hev bûm. We rojê min dît ku ez di rewşa ku tê da me, ne bitenê me! Kî dizane ku van gotin di guhê çend mîrovan de çinginî bû?
Babamın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yattığı dönem ben daha üç yaşımdaymışım. Şimdi o günlerle ilgili, hayal meyal Samsunlu bir komşumuzun kamyonetinin arkasına ailecek doluşup babamı ziyarete gittiğimizi hatırlıyorum. Hastane bahçesinde babamın sakalını yanaklarıma batıra batıra sarılışı, büyük kardeşlerimden Deniz’in orada bir söğüt dalından çakısıyla bir düdük yapıp bana verişi silinmemiş hafızamdan.
BÜYÜK DÜNYA
Bir varmış bir yokmuş . Bir zamanlar efendilerin kendilerine karşı ifade ettikleri ve düşüncelerini dile getirdiği bir ülkede insanları cezalandırıp hapishane denilen yere koyarmış .İşte bende böyle bir ülkede gözlerimi açmış oldum .
Gel zaman git zaman annemle özgürlük adı altında simgelenen bu duvarlar dışında bir yerlerde kısa bir süre yaşadım . Adına büyük dünya deniyormuş .
Dedikoduya göre, “Sırf hava atmak için kolunu alçıya aldırıp, imza gününde basının önüne çıkıyor, kasıla kasıla kitaplarına kaşe basıyormuş!”
Bazılarına göreyse, Aziz Nesin başlangıçta hastalığından dolayı başvurduğu bu işin çok ilgi çektiğini fark edince, birkaç tane kaşe yaptırmış ve kitapçılara göndermiş, düşmanlarına inat aynı anda yurdun birçok bölgesinde kaşe basıp, faaliyette bulunuyormuş.
Ailesi, okula gitmeyip oğullarının kasapta deri yüzdüğünü öğrenmiş.