Hıdır Karakuş ağ günlüğü

TUTUŞUR

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

Yürekler tutuşur
sönmeyen bir yangın yeridir
sarar dört bir yanı
sanmayın ki bu devran böyle döner
dağ başlarını duman almış
cehennem ateşiniz den
ve bu cehennem sizi de yakacak.
ölüm dansına durmuş, çıldırmış zebaniler
akıttıkları kandan, sarhoş olurlar
üç beş çapul için, insanlıktan çıktılar
arkalarında iplerini tutmuş kuklacı
keyfince oynatır cehenneminde
onlar cenneti düşlerken
cehennemin kapısını açar cümlesine
ve cennet diye yutturur
döktükleri kandan sarhoş olmuş

SANA SEBEP

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

güllerini, goncalarını sevdiğim.
her kış bitende,
her bahar başında,
yüreğimin başında bitersin.
karların suyunu sıkan,
sıcak yel gibi vurursun sineme.
üşütürsün bir yandan,
bir yandan kurutursun,
acısını sindire sindire,
her baharda açmak için, 
yolunu beklerim.
hiç son bahar gelmeyecekmiş gibi.

BULUNMAZ

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

Gözleyi gözleyi gözüm dört oldu
yürek yarasına derman bulunmaz
için için yanarım ateşim sönmez
ayrılık acısına derman bulunmaz

bir şafak vaktinde düştüm yollara
kırk yıl gezdim alışamadım gurbet ellere
harabe olmuş hayatım kapılmış sellere
bu harabeyi yeniden yapacak usta bulunmaz

yürüdüğüm yolun dikeni gülü
solmuş çiçekleri kurumuş gülü
gülüne ağlayan garip bülbülü
teselli edecek bir ağıt bulunmaz

Sana Sebep

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

güllerini, goncalarını sevdiğim.
her kış bitende,
her bahar başında, 
yüreğimin başında bitersin.
karların suyunu sıkan,
sıcak yel gibi vurursun sineme.
üşütürsün bir yandan,
bir yandan kurutursun,
acısını sindire sindire,
her baharda açmak için, 
yolunu beklerim.
hiç sonbahar gelmeyecekmiş gibi.
gözlerinin menekşelerini sevdiğim.
uzayı yüklenmiş gözlerini,
her renkten açan çiçeklerini,
sümbülü,nêrgizi,laleyi,
çiğdemler açtıran ılık nefesini, 
kar altında beklerim.

yağız delikanlı

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

çocuklar efsaneler dinlerdi
ejderhalarla dövüşen kahraman masallarını,
ağalara ferman okumuş eşkıyaları,
anlatırlardı dilden dile.
daha tüyü bitmemiş yetimin hakkı,
harbe giden gelmeyenlerin,
dul anaları, eşlerinin toprakları,
ağaların mülkiyetine akardı.
vurulan, sürülen nice lerinin,
kıyımdan geçirilmiş milyonların emeği,
akardı bir avuç zorbanın değirmenine.
kan ter içinde,
damla damla biriktirdikleri,
el işi, göz nuru,
ne varsa ellerinde
haraç mezat bile satamadan

Eseriyim

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

yoksul bir deryanın bağrından geldim
ekinleri çiğnenmiş toprakların,
emekleri ellerinden alınmış,
insanların deryasından geldim 
derebeyleri tahtırevanla taşıyan,
topraksız köylülerin toprağından boy verdim
hayatın yaratıcısı emekçi deryasından,
hayatları ellerinden alınmış kadınların,
kaderlerini soyluların çizdiği yüz milyonların ,
uçsuz bucaksız esaretin hüküm sürdüğü,
başları öne eğdirilmiş emekçilerin,
baş kaldırılarından yaratıldım.

bombalanan çocuk

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

ağlamayı naz için!
gülmeyi doyasıya bilirdim
kucak kucak paylaşılamazdım
ne korku bilirdim ne kaçmayı
canım ne zaman istese sokağa fırlardım
bilirdim gözler hep üstümde
üzerime titrerlerdi
anneye, babaya, güvenirdim
ablalara, abilere duyduğum güvenle
pervasızca özgürdüm sokaklarda
yapılan telaşlı uyarıları hiç anlamadım
zira sizler varken yanımda,
neden korkacaktım?
bir anda oldu her şey
kulaklarımı sağır eden patlamaların ardından
kulaklarımdan beynime uğultular vururken

üç dilim

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

yüz yıllardır
deng bejler söylüyor
her acıyı bir fotoğraf gibi anlatır
Sesini duyarım
avazını duyarım ta derinden
öyle derinden ki 
ruhumun kapalı mekanlarında yankılanır
söylediklerinin çoğunu anlamasam bile
hepsinin karşılığı var bende
öyle tanıdık ki!
sanki dün söylenmiş gibi taze
benim için söylenmiş gibi
üzerime alınırım
kulak veririm
kendi acılarım dile gelir

DİVANÊ GİBİ

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

olmasaydım böyle, divane gibi
budala, abdal bir aşık
anadan doğma sırılsıklam
suya 
toprağa
çiçeğe
dağ başındaki ceylana
dere boylarında şelaleleri aşan bir balık gibi
dörtnala gider gibi
peşine düşmeseydim sevdanın
saçları karma karışık
toz toprak içinde
güneşin anlında yanmış
esmer yüzünde parlayan gözlerine
aşık olmasaydım
acı çeker miydim böyle.

DEWA XECE

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

YÜKSEK DAĞLARIN ARASINDA YOL GİTMEZ KERVAN GEÇMEZ, DERİN BİR DERE KENARINDA BİR BAHAR 
AYINDA, CANLANAN  CÜMLE HAYATLAR GİBİ BERRAK BİR GÜNEŞ VE GÖKYÜZÜ
ALTINDA YAŞAYAN ZAZA HALKINDAN KÜÇÜK BİR KÖY.
 
KAM ZONENO çon hazar sero qe ma sere nê hord de fetelim. ebe zone xo jubinde Qeskem, 
jubinde lâQo kem, jubinde dâm pêro, yem were, beme haşt, jubinde bem kewra, bem xınami, 
zewecim bem çe, domane ma bene, çene qo lace qo kem gırs, eqe pırnqa xo gônbô xo şaşkem 

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Hıdır Karakuş ağ günlüğü beslemesine abone olun.