Kapitalist Düzende, Komünist Yaşamak Mümkün mü?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Her zaman kişi düşüncesini pratik yaşamında uyguladığı kadarıyla odur. Düşüncesine uygun hareket etmeyip, sürekli değişkenlik gösteren birey ve ailelerde, kültürel ya da kişisel sorun var demektir. Bu yüzden komünist ve sosyalistlik, kapitalizmin ilkeleri süperego, lüks, özenti, kompleks, doyumsuzluk vb. hastalıklardan tamamen arınmasıyla mümkündür. Ufak bir zaaf, kişiyi bitiren tehlikeli ve en büyük virüstür.

Kapitalizm; merkantalizmin ilk ataları olan Tanrı Krallar ve Tek Tanrılı dini peygamberler tarafından, insanlık yaşamına ok gibi yerleştirildi. Bunun uzun tarihsel evrelerine girmeden, özellikle 1700’lerden itibaren toplumların tüm hücrelerine kadar etkisini gösteren modern tekelci kapitalizm, günümüzde iğne ucu kadar insani duygu bırakmamıştır. Kapitalizmin etkisi bu şekildeyken doğru, yeterli marksist felsefeyi kavramayan ya da bazı amaçları için, bu düşüncede yer alan sol ve solcuların çoğunluğu, bundan en ağır şekilde etkilenip en çok yolunu şaşıranlardır. Diğer taraftan kendisini daha etkin, yetkin gören komünist, sosyalist birey ve ailelerin çoğunluğu da benzer durumdadır. Bunun birçok nedenleri olsa da esasında şu nokta, insanı her zaman birtakım olumsuzluklara sürüklemiştir.
 
Çoğu ülkelerde sosyalizmin iktidarlaşmasının uzun yıllar alması, halk başta olmak üzere kömünist ve sosyalist bireylerde, zamanla umutsuzlukla birlikte bazı zaafların doğmasına neden olmasıdır. Bir de sosyalist ve komünistlerin etrafını sarmış canavar kapitalist düzenin saldırıları eklenince, düşünceye sadık olarak yaşanıp yaşanamayacağını doğrusu hepimizin bilmesi gereken önemli bir konudur. Çünkü bir taraftan kapitalist canavar saldırı, halkın sosyalizmi kavrama zorluğu ve iktidar umutsuzluğu, kişinin düşüncelerine ters düşmeden yaşamasını gerçekten zorlaştırıyor. Düşünceye sadıklıkla ilgili ortlama bir ölçü vermek gerekirse, kişi günlük somut pratik yaşamında %85 oranında düşüncesine uygun hareket ediyorsa, samimi ve gerçek bir komünisttir.
 
Bunun daha yeterli şekliyse, doğru kültürel donanımla birlikte, her türlü kopmleksten arınmış, bilimsel yaşamı özümseyen komünist, sosyalist insan için, koşullar ne kadar zor, kötü olsa da bazı önemsiz farklılıklar ancak görülebilir. Bu da insan psikolojisne göre normal olan bir durumdur. En azından %80-85 oranla düşünceye uygun pratikle yaşanıyorsa, bu başarı demektir. Tarihsel olarak yaşanmış örnekler komünizm ve kapitalizmim nasıl var olduklarını anlamamıza önemli derecede yardımcı oluyor.
 
Çok uzun değil, yaklaşık elli veya kırk yıl öncesine kadar dünya toplumları içerisinde, önemli nicel oranı oluşturan sıradan birey ve ailelerin çoğu, sosyalist komünist olmadıkları halde, bilinçli bilinçsiz pratiklerinde imece (Kolektif) dayanışmayla, bir çeşit komünal yaşamı kanıtlamışlardı. Bunun gerçekleşmesini sağlayan etkense, insanın biyolojik yapısındaki sosyalleşme ve hümaist hücrelerin doğuştan varlığıyla birlikte, dönemin ekonomik ticari şartlarının bir sonucudur. Esasında kolektif komünal yaşam, insanlık tarihindeki ilk komünist yaşamın da adıdır. Kominalizmin anlamı ortaklaşma olduğuna göre, komünizm ise ortak üretip ortak tüketim felsefesiyle, bunu daha modernize eden düşünce biçimidir.
 
İnsanın doğasında sosyal kolektivizim, hümanizm, biyolojik ve düşünsel bir gerçeklik iken, kapitalist canavar kuşatmayla nerelere savrulduğumuzu kabul edip, enazından gelecek kuşaklara samimi doğru bilgileri bırakmak zorundayız. Kapitalizm ve komünizmle ilgili bazı detaylara inersek, insan karakterinde hangi noktlalardan var olduklarını, bu doğal özelliklerin nasıl bir niteliğe dönüşüğünü daha net anlayabiliz.
 
Kapitalizm: İnsanın hayvani karakteri olan ego ve süperegonun sürekli uyarılıp büyütülmesiyle, emek harcamadan en iğrenç hilelerle, sürekli artı kâr elde ederek doyumsuzca yaşamaktır. İnsandaki bu yapıyı, kapitalizm her çağın koşullarına göre ilkel veya modern şekilde hep kullanmıştır, kullanmaya da devam ediyor.
Komünizm: İnsanın doğasında mevcut olan sosyal (Ortak-Birlikte) duygu ve düşüncenin yanında, insani hümanizminde etkisiyle ortaya çıkan yaşam biçimidir. Daha sonra bunu felsefeci ve marksist teorisyenler bilimsel analizlerle geliştirip, modern sistemli bir düşünce yaşamına dönüştürdürler.
 
Özet tanımlamalardan anlaşılacağı gibi her iki siyasal düşünce ve yaşam anlayışı, insanın doğal yapısındaki özelliklerin dinamiksel üst değişimiyle gerçekleşen, iki farklı yapısal karakterden yola çıkmışlardır. Bu yapısal özelliklerden Süperego ve sosyalleşmeyi diğer canlı varlıklarla örnekleme/kıyaslama yaptığımızda, yine karşımıza şöyle bir gerçeklik çıkıyor.
 
Kapitalizm; süperegoyu yerine göre ilkel yerine göre modern şekilde bağnaz, doyumsuz, hiçbir sınır tanımadan kullanması, insandaki hayvani güdüye tapınmaktır. Ki hayvanlar eğitilmediği sürece kuralsız ve sınınırsız hareket ederler. Komünizm ise; tam tersine insanın sosyal, hümanist karakter yapısını sürekli geliştirip, insanileşetirmeye çalışan ortak, eşit yaşam, düşünce ve eğitim biçimidir.
 
Temel bu farklılıklardan hareket eden komünizm ve kapitalizm, birbiriyle sürekli çatışarak ömrünü uzatırken, kapitalizmin daha avantajlı durumda olduğunu rahatlıkla ifadebiliriz. Belirtildiği gibi kapitalizm ve ortakları dini yapılar, her zaman insanın eğitime ve kültüre gerek duymadan, rahatlıkla harekete geçen hayvani süperegosunu yükseltmesi, insanların kapitalizmin daha kolay ve çekici bir yaşammış gibi algılanmasını sağlamakta. Komünisler ise, insanın sosyal ve kolektif hümanist özelliğini bilimsel teoriyle, bunu insanlara öğreten teferruatlı bir eğitim, kültür, bilim sistemidir. Aynı zamanda bireylerin birçok süperegoist duygularını öldürmesini şart koşan komünist ilkler, eğitimsiz ve kültürüsüz insanların bunu kavrayıp kabul etmesi de kolay olmayan bir durumdur. Kapitalizm tüm bu gerçekleriyle günümüzde insani her özelliği bitirip zayıflatmış olması, komünist birey ve ailelerin komünist kalarak yaşamalarını zorlaştırsa da imkânsız olmadığını belirtmeliyiz. Yapılması gerekenlerse özet olarak şu şekildedir.
 
Bir toplululuk ya da ailede öncü veya rehber kişi, öncelikle aile ve çevresindeki her bireyi genel eğitimin yanında, doğru sağlam marksist kültüre göre eğitmek gibi zor bir görevi olduğunu bilmelidir. Bu görevi dışarıdan birisi, ailede anne veya baba ya da ailedeki fertlerden herhangi birisi üstlenmeli. Çevrede farklı kişilerden faydalanılsa da esas ailedeki rehberin dik duruşu, kararlı olup kendi pratiğiyle bunu göstermesi, büyük öneme sahiptir. Ailedeki rehber kişi, önce kendi duygu ve düşüncesinde yer etmiş egoist tüm saplantıları atıp, pratiği ile kanıtlaması gerekir. Rehber kişi düşünce ve pratiğinde zaman zaman zaaflıklar gösterirse, diğer fertlerin bundan çabucak etkilenip, tam zıttı yapıya dönüşmelerini kolaylaştıran etkiye sahip olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Ve ailedeki tüm fertler başta iyi bir entelektüel aday veya entelektüel olmalılar.
 
Böylece psikolojiden, ekonomi, kültür ve yaşam ölçüleri konusunda bir ekonomist, psikolog ve sosyolog kadar bilgi sahibi olup, sebep sonuçları önceden kestirecek akılla donanmalıdır. Kişi kömünist kültür, eğitim, bilgi, irade ve bilimsel yaşam ölçüsünden uzak ya da eksiklik göstermesi durumunda, kapitalizme dayanması mümkün değildir. Sosyalist, komünist birey ve aileler hangi ortam, düzen, sistemde yaşarlarsa yaşasınlar, zaruri ve zorunlu olmayan birçok alışkanlıklardan uzak kalmayı göze alıp, teori ve pratiğinde bunu uygulamlıdırlar. Her zaman kişi düşüncesini pratik yaşamında uyguladığı kadarıyla odur. Düşüncesine uygun hareket etmeyip, sürekli değişkenlik gösteren birey ve ailelerde, kültürel ya da kişisel sorun var demektir. Bu yüzden komünist ve sosyalistlik, kapitalizmin ilkeleri süperego, lüks, özenti, kompleks, doyumsuzluk vb. hastalıklardan tamamen arınmasıyla mümkündür. Ufak bir zaaf, kişiyi bitiren tehlikeli en büyük virüstür.
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...