kara zindan
Zindan
Zindan
şahinim;
yüce dağ başında uçan şahinim
pervane dönerim zulüm üstüne
alları giymişim halaya durmuşum
elimde mendilim halay başıyım
ahu gözlerimde yaş göremezsin
zılgıtlar duyarsın dinlersen beni
şahinin avazı sesimde yankır
kartal penşesinde çalım atarım
filintamı çekmişim mavzer eşine
okumu çekmişim yayım gerili
hıncım taşı delen sihirli mızrak
bilincime deli öfkemi katmışım
İçin için yanarım;
civanım.çatal yürekli deli kanlım
alnındaki kurşun yarasını
kahpe pusulardan mı aldın?
yoksa seni terk eden yoldaşlarının ihanetimi?
sevdasına yandığın dağlarına ulaşamadın mı?
söyle: seni kim oyaladı buralarda.
koynunda sakla beni
biçareyim dayanamam
gözlerinde yatır beni
göz bebeğin olayım
avucunda taşı beni
tetik parmağın olayım
sana siper olayım
namlular beni vursun
senden evel öleydim.
bir çok yara almıştım
acıdıkça öfkelendim
öfkemin selinde yüzerdim
intikam ateşinde yanardım
hayata böyle yürüdüm.
uzaklardan gelirim,yolum uzun
yorgunum,dinlenemiyorum
yaşamak kavgası aman vermez
düşman tepemde,ardımda
her gün bir kayıp veririm
canımdan,can evimden
ben yaşıyorum işte
düşe kalka
uzaklardan gelirim yüküm ağır
dayanmaya yemin etmişim
namusum,vicdanım izin vermez
pes edemem,vazgeçemem
daha yeni yarıladık yolu
yarı yoldan dönemem
bahar olur,yaz olur
zaman akar gider
çiçeklenirsin önce,
meyveye durursun sonra
olgunlaştıkça bal damlarsın
sen tatlı bir hayatsın
kelebekler açılır meyvende
arılar bal devşirir çiçeklerinde
meyvelerin taşlanır
canın yanar hoyrat ellerden.
sesin dokunur bana
kokun dokunur
kirpiklerin batar yüreğime
gözlerine takılır kalırım
ne yaklaşabilirim sana
ne uzaklaşabilirim senden
güneşin yörüngesine girmiş gibiyim.
namlulara göğüs gerdim
zulümlere baş kaldırdım
coş deli gönül çoş
engel tanıma
gah yeraltından volkan gibi yürü
gah bulutlar üzerinden rüzgar gibi es
setleri,statükoları yık
ayrıcalıkları ayaklar altına al
kutsal olana saldır
düşmanın çok dostun az olsun.
varsın şeytan taşlayıcılar seni taşlasın
bir efendinin buyruğuyla taş atanlar
sıraya dizilsinler.
bu dünyada insanca yaşadım diyebilmek için
bunu göze almalısın.
coş deli gönül
insanca yaşadım diye bilmek için
ter temiz alnında yara izleri olsun
bir zılgıt çektim öfkemin sesinden
dağdan dağa yankısı gezinir hala
yoldaşlarım zulmün nişangahındayken
anaların ağıtları sınırları aşarken
gözümün gördüğünü inkar edemem
isyanım halaylarda zılgıta dönüşür
zılgıt ile isyanımı haykırmak isterim
düğün dernek ile kendimi avutamam
halaylara isyanın sesini katarım
öfkemin coşkusuyla çıkarım halaya
sen en parlak yıldızımdın,
binlerce yıllık uzaktan sana bakardım
denizlerin mas mavi,suların duruydu
yıkanmaya,arınmaya geldim,
sen yoksun.
gözlerimi kamaştıran yıldızım
ta uzaklardan hayran olduğum
saman yolunda hayalini kurduğum,
binlerce meteorla çarpıştım
yara bere içinde geldim
sen yoksun.
karı delip açan çiçekleri gördüm
fırtınaya direnen dağ ardıçlarını
kayaları oyan hırçın ırmaklarını
vadiler yaratan coşkulu derelerini
bir yanı çiçek açmış bahar