Kaçış!

Rauf Akar kullanıcısının resmi
Karısından yana hiç memnun değildi. Ne yapsa, ne etse yaranamıyor, kendisini bir türlü mutlu edemiyordu. Karısının hoşnutsuzluğunu yıllar geçtikçe anlar olmuştu. Evde ne kadar eşya varsa yenilemiş, elinden geleni yapmıştı. Hatta yeni bir araba bile almıştı.

Yine de sorunları bitmiyordu. Karısının hasta ruhlu olduğuna karar verdi sonunda. Kadın sürekli depresyondaydı. En ufak bir tartışmada bile kızar hale gelmişti. Bir keresinde arabayla yolda giderlerken, kapıyı açmış kendini arabadan atmaya bile kalkışmıştı.

Geçenlerde uyurken birden kendi boğazını sıkmaya kalktı. Bu durumda yapılacak iki şey vardır: Ya boşanacaksınız ya da ömür boyu böyle kadınları çekeceksiniz. Kadın boşanma lafına bile dayanamıyor, adamın başına bela kesiliyordu. Zavallıydı aslında ancak kendisinin de dengeleri bozulmuştu. Böyle evlilik olmazdı.

Böyle kadınlar asla başkalarına acımazlar. Kocalarına ise asla… Koca borca girmiş, borç nasıl ödenecek, umurlarında bile değildirler. Böyle hasta insanlar toplumda maalesef çoğalmaktadırlar.

Adamın canına tak etmişti artık. Dayanacak hali kalmamıştı. Ona her şeyi evlendiği kocası mı öğretecekti? Ama adam boşanmaya kesinlikle kararlıydı. Günlerdir yatakta bir o yana bir bu yana dönüyor, boşanmanın yollarını arıyordu. Kadın Nuh diyor, Peygamber demiyordu. Kadın resmen bir bela... Hem de ne bela! Tam bir kara bela!

Aylar geçti. Kadın artık evde de durmaz oldu. Günlerini arkadaşlarıyla geçirir olmuştu. Bazı günler ise eve de gelmiyordu. Kocasına bir arkadaşının evinde kalacağını söylüyordu. Bu olaylar iyice sıklaşmaya başlayınca adam şüphelendi. İşi olduğunu ve bir hafta eve gelemeyeceğini söyleyerek çıktı. Aynı hafta içerisinde bir ara eve dönmek zorunda kaldı. Gece geç saatlerde gelmişti ve kapıyı anahtarla açtı sessizce. Ayakkabılık denilen yerde bir çift yabancı erkek ayakkabısı gördü ve durumu hemen anladı. Doğru yatak odasına daldı. Yatakta yabancı bir erkekle karısını yakaladı. Hemen tabancasını çıkardı ve üzerlerine tuttu. İkisi de bu sefer tir tir titremeye başlamışlardı.

" Demek beni aldatırsınız ha! Ne yapayım lan şimdi ben sizi ha!' diyerek, tabancanın namlusunu önce delikanlının ağzına dayadı, sonra karısının ağzına... Yataktakiler tir tir titriyorlardı ve konuşamıyorlardı. Ağızları tutulmuştu sanki.

Adam geriye doğru çekildi ve tabancayı doğrultarak,

"Öldüreyim mi lan sizi şimdi orospu çocukları!" dedi.

Karısının yanına gelerek ona okkalı bir tokat attı. Delikanlı da tokattan nasibini aldı.

Sonra yeniden karısının yanına geldi ve ciddi bir şekilde namluyu ağzının içine soktu. Öfkeden deliye dönmüştü.

'”Ya boşanırsın ya da şimdi ölürsün. Kararını çabuk ver!” dedi kızgınlıkla ve namlunun ucunu kadının ağzının içine doğru daha da itti.

Karısı inlemeyle karışık kafasını aşağı yukarı salladı. Adam bunu görünce geriledi ve orada titremekte olan gence bir tokat daha salladı ve kıçına bir tekme de attı, delikanlı tökezleyerek yere kapaklandı.

Adam gecenin karanlığında evi terk etti, gitti. Ardından boşanma davası açtı uzaktan. Kadın korkusundan adamdan ilk celsede boşandı. Boşandıktan sonra, adam, evi, arabayı, ne var ne yok hepsini sattı.

Sonra bir gün, elinde bir çanta havaalanına doğru bir taksi tuttu. Havaalanı salonunda, sağ tarafta boş bir bank buldu ve oturdu. Çantasından bir gazete çıkardı, okumaya başladı. Okuduktan sonra gazeteyi kucağında tuttu. Yanına gelen bir genç bir süre oturdu ve sonra,

" Affedersiniz, gazetenize bakabilir miyim?" dedi.

Adam gazeteyi arasında bir deste banknota sarmalanmış bir şekilde verdi. Genç, banknotu gazetenin arasından gizlice alarak ceketinin cebine attı ve gazeteyi okumaya başladı…

O anda, bir anons duyuldu:

"Paris yolcuları! Dört numaralı kapıya lütfen!"

Adam yerinden kalkarken, "Aferin oğlum, iyi iş çıkardın” dedi, ”tekme için kusuruma bakma!"

 '”Gazeteniz bayım” dedi genç, adam yoluna yürüyorken.

Adam geriye doğru başını hafifçe çevirdi:

"Ben okudum" dedi, “Sende kalsın”.

Yavaş adımlarla pasaport kontrolüne doğru sıraya girdi.

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...