İnsan, Kültür, Felsefe, Siyaset ve Aleviler -2-

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Kültürün Anlamsallaşma Aşamaları.

               
Kültürlü insan demek her bireyin, Kültür Bilimcisi (Filolog) olması demek değildir. Kültürlülük her şeyi sorgulayan, farklı tüm düşünceleri okuyup doğruya en yakın bilgilerle, kültürel disiplin içerisinde yaşamaktır. Bu istendiği zaman her toplumda en az %80’leri rahat bulacak bir durumdur.
                                                                                         
Kültür; Alt Paleolitik dönemde yalın şekilde başlayıp, Tarım (Neolitik) dönemine kadar kayda değer bir anlam kazanmış değildir. Her şey sihir ve taklite dayalı neyin canlı, neyin cansız olduğunun bilinci yoktu insanlarda. Yaşam tesadüf anlık gerçekleşiyordu. Neolitik dönemde dahi anlamsallığı sınırlıdır. Avcı ve toplayıcılığa dayanıp av ürünlerinin daha fazla olması için, büyüsel (Sihir) imge duygusu kullanılıyordu. Bunun alternatifini sunacak düşünce olmadığı için, kavramsallıktan bahsedilemez. Kültür değeri taşıyan imgesel ve simgesel duygular bütünü, eğitim tartışma, sorgulama ve bilim sistematiğine kavuştuğunda düşünsel anlam kazandı. Günümüzde düzenli eğitim, birçok bilgi, teknik kaynakların varlığına rağmen, çoğu devlet ve toplumların kültürü yine yavan, gerçek dışı, ütopyaya ve sihirle doludur. Bu yüzden insanlar kültür açlığı içerisinde, sürekli birbirine zarar vererek yaşıyor.
 
Doğru ve gerçek kültürün insanı nasıl insanileştirdiğini kendi içinde, çevresiyle uzun süre barışık yaşayan toplum ya da ülkelerin zayıfta olsa barışa gösterdikleri çabalardan görüyoruz. Kültürsüz, yarı çarpık kültürün insanı nasıl hayvana dönüştürdüğüyse, Türkiye gibi ülke, toplumların sürekli kendi içinde ve çevresiyle çatışması, en çarpıcı örneklerdir. Kültür kavramını, egemen sınıflar o kadar basite indirgemiştir ki, insanın bilinçli bilinçsiz zekaya dayanan çıkarcı faaliyetleri, kültür olarak görülmüştür. Bazıları bunu demokrasi gereği görse de egemenlerin demokrasiden çok, çıkarlarına öyle geldiği içindir. Sıradan insanların kavramsız, anlamsız faaliyetleri, sermaye ve dinci burjuvazinin en çok istediği durumdur. Gerçek kültür kavramı geliştirmek yerine, 60 binyıl önceki hayali şeylerin, dini masallarla ileriye taşınması, toplumların kutsal ve resmi şekilde kültürsüzleştirmektir.  Neyin kültür neyin kültürsüzlük olduğunu daha net anlayabilmek için, günümüzde yaşanan bazı can alıcı örneklere bakmak yeterlidir.
 
İnsan yaşamı gereği anlamlı anlamsız çok şeyi icat edendir. Tarih öncesi çağlarda hayale (Ütopya) dayanan soyut imgeleri de somut bilimsel özne, simge ve nesnel olguları da insan var etmiştir. Belirtilen çoğu soyut olgular Poloteist, Dualist ve Monoteist ütopik inançsal duyguların ürünüdür. Her üçünün temelindeki gerçeklik, insanın korku ve umut psikolojisinin sonucudur. Dinler; pozitif bilimlerin gelişmesiyle siyaset, eğitim, tıp, bilim, ticaret, cinsellik vb. alanlara hükmetmek yerine, insanların bireysel özel yaşamına bırakmış olsaydı, anlamı ve bir değeri olacaktı. Dinlerin her şeye burnunu sokması, insanlığı dejenerasyona uğratmıştır. Gerçek kültür dayanaklarını belirtmek gerekirse, insanlığın barış, huzur, mantığa dayalı, doğayı fazla yormadan, birbirini rencide etmeden, mütevazi, somut değerlere dayanarak yaşamaktır.
 
Örneğin; insan sahip olduğu herhangi bir şeyi görgüsüzce öne çıkaracak hareketleri göstermesi, eğitimli eğitimsiz her insanda ciddi kültürsüzlüğü ifade eder. Aynı şekilde yeterli yetersiz varlık içerisinde cimrilik ve savurganlık hareketler de kültürsüzlüktür. Zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz insanların, önemli önemsiz şeyler için birbirlerini kıskanma, sınırsız sahip olma güdüsü, düşmanlıkların başlatıcısıdır. Bu örnekler çoğunluk tarafından her gün yaşatıldığı için, asla istisna gösterilemez. Doğru, gerçek, geniş kültüre sahip kişiler, ifade edilen kültürsüzlük örneklerine hiçbir koşulda tenezzül etmezler. Mevcut davranışların kişiliksizlik olduğunu bilir, kendisini kültür disipliniyle bunlardan korur. Devlet ve dinlerin uyguladığı maddi manevi korkuya dayanan yaptırım kurallarının, kültürsüz cahil insanları basitçe hizaya getirmek için kullanıldığını bilendir kültürlü insan.
 
Günümüzde her türlü modern, teknik araç gereçlere sahip olunduğu halde barış, huzur içerisinde yaşanmıyorsa, bu insanların hayvani zekilikleriyle icat ettiği kazanımlarıdır, bunların çoğu kültür değeri taşımaz. Akıl ve ahlaktan asla bahsedilemez böyle bir durumda. Aklın ürünü insani kültür, gerçekten gelişmiş olsaydı, sırladığımız tüm kötülükler ya hiç yaşanmazdı veya istisna olurdu. Kültürlerin birbiri içerisinden evirilerek nasıl anlamsallaştığına, aşağıdaki kronolojik açıklama yeterli olacaktır.
 
1.İlk (Pro) kültür Aşaması: Alt Paleolitik dönem olan M.Ö.3 milyon ile 65 binyıl arası, Homo Erektus’un gelişim göstermiş akrabaları Primat, Neandertal, Denisovan, Homo Sapiens, temel beslenmesini karşılamak için taş, kemik, fildişi gibi araçlarla, hayvanları avlayarak başlatmıştır. Av işindeki grup düzeni içgüdüsel, kaba ve doğal edimdi. Söz konusu bu ilk adımı Homo Sapiens biraz daha genişleterek, taş ve deriler üzerine kabaca çizdikleri çeşitli resimlerin yanında, ateşin kontrollü kullanılmasıyla bir üst aşamaya taşımış oldu. Bu noktaya kadar basit ve kabaca kavramsız imgesel bir kültür izinden ancak bahsedilebilir.
 
2.Kültür Aşaması: M.Ö.30 binlerde Orta Paleolotikle imgesel kültür gelişerek önce Totem, sonra Animist düşselciliğe dönüştü. Totemik düşsel yapı doğada güçlü, faydalı ve tehlikesini hissettiği varlıkları sihirsel yollarla kontrol etme ve daha çok fayda sağlamaktır. Mezolitiğin orta döneminden itibaren, doğadaki canlı ve cansızların doğurganlığına verilen ad ise, Animist düşselliktir. Bu aşamaya kadar yaşayan insanlarda, basit içgüdüsel kolektif (Komün) hareketin dışında çerçevesi belirlenmiş akıl denen bir kavramdan bahsedilemeyeceği gibi, yalın büyüye dayanıyordu. Çünkü özel mülkiyeti yaratan süperegoist duygu, henüz bilinçte gelişmemişti.
 
3.Kültür Aşaması: M.Ö.15 bin Neolitik Çağ’da insanların bilinç yapılarındaki imgesel duygu, yavaş yavaş simgeselleşiyordu. Bunu gerçekleştirenlerin başında Ana Tanrıçalar gelir. Analık duygusundan kaynaklı çocuk doğurup kabileye yeni bireyleri katması, kadınların şahsında ütopik imgeler, tanrıçalıkla biraz daha somutlaşmış oldu. Diğer kültürel gelişmelerse erkeklerin fizik ve el sanatlarında gösterdikleri başarılardır. Eski çağlarda taş, deri, ağaç ve killer üzerine çizilmiş resim vb. heykeller, genelde büyü amaçlıdır. Düzenli eğitim, yazı ve fikir tartışması olmadığı için, her şey ezbere, taklit seviyesinde anlamsız kalıyordu.
 
4.Kültür Aşaması: M.Ö.4500 yıllarında Sümer Uygarlığı’nın yazıyı icadı, köle efendi mantığına dayanan kral tanrı hükümranlık, imgesel ve ilkel simgesel kültürlerin somut soyut kavramsallığının yolunu açtı. Cılızda olsa somut soyut tartışmalar Pantheon denilen tanrıların ibadet merkezi Ziguratlardaki eğitimlerde gerçekleşiyordu. Eğitimler genelde din temalı olsa da diğer alanlarda da kafa yoruluyordu. Uygarlığın bu aşamasında pro materyalist düşünceye yakın kişiler, çeşitli fikirler ileri sürmüş olsalar da yeterli desteği almaları beklenemezdi. Daha çok kendi olanaklarıyla bunu geliştirmeye çalışmışlardır.
 
5.Kültür Aşaması: 1500'lü yıllardan itibaren artık birçok şeyin teknik ve modernleşmeye başladığı çağa gelinmişti. Yine de her şey yolunda giden nitelikli bir kültürden bahsetmek hiçbir koşulda mümkün olmadı. Çünkü dinci ve sermayedar egemenler, gelişen her türlü tekniği kendi çıkarlarına olacak şekilde organize ettikleri için, toplumların çoğunluğu aç ve baskılar altında can çekişiyordu. Bu yetmemiş gibi hakimiyet sağlamak amacıyla din, etnik ırkçılık, sınırsız varlık sahibi olma egosuyla sürekli yapılan savaşlar doğayı, ahlakı bitirip, kültürsüzlüğün daha yüksek seviyelere çıkmasına neden olmuştur. Çağımız insanlarının çoğunluğu gerçekleri doğru düzgün araştırıp sorgulamadan devlete, dine, zengine, güçlüye, art niyetli siyasetçi vb. güvenerek, bunların verdiği bilgilerin doğru, yeterli olduğuna inanıp yaşamakta. En ufak çıkar söz konusu olduğunda baba oğula, oğul babaya her türlü düşmanlığın yaşandığı bir dünyada kültürsüzlük, ahlaksızlık ve sürüleşme en az %85 tir.
 
Anadolu, Mezopotamya ve Orta Doğu gerçekliğinde şöyle bir psikoloji hakimdir. Sağcısından solcusuna, Alevisinden, İslamcısına kadar büyük çoğunluk, sadece kendi düşüncesi ve buna yakın kaynakları yarım yamalak okuyup kültürlü olduğunu düşünerek yaşar. Diğer kültürler gereksiz görülür. Halbuki insan sınırsız kültür araştırması yaparak akıl sahibi olur. Akıl; insanın okuma, araştırma ve incelenmesiyle elde ettiği en büyük varlıktır. Bunu savsaklamak, basite almak en büyük akılsızlıktır. Tüm bu derlemelerden sonra, Alevilerin kültür yapılarında şu gerçekleri görüyoruz. 
 
Aleviler; Alevilik gibi çağdaş, ilerici derin bir felsefeye sahip oldukları halde, İslam vb. anlayışların kültür seviyesini çokta aşmış değiller. Bunu şu noktalara dayanarak ifade edebiliyoruz. Hâlâ Alevilik adına, İslam’ın Şii Mezhep önderleri 12 İmamlara ağlayıp methiyeler düzülmesi. Cumhuriyetin sahte laiklik ve sahte ulusçuluğunu, Alevilerin henüz anlamamış olmaları. Kendileri için canlarını veren Alevi Pirlerin mücadelelerinin, olumlu olumsuz yönlerini tam bilince çıkaramamaları. Her hafta ya da belirli zamanlarda yapılan “Cem ve Semahın”, Alevilerin kültür seviyelerini değiştireceği yerde, daha da geriye götürmesi. Son 20 yıldır bu bilgisizlikler kısmı şekilde aşılmaya çalışılırken, şimdi de Aleviliği Sümer, Luvi, Hitit, Babil gibi krallıkların heykellerine sahiplenip, bilinçli bilinçsiz yine büyük bir belirsizliğe yelken açmaları. Söz konusu krallıkların yaptıkları resim, heykel vb. sihire dayanan imgesel ve simgeselliktir. Bunlara saplanıp kalmak, metafizik felsefenin göbeğine düşmekten başka bir anlama gelmiyor. Felsefe bölümünde imgesel ve simgesel kültürlerin nasıl anlamssallaştığı detaylı incelenecektir. Aleviliği temel felsefi ilkelere dayandırmadan, yaşam biçimi şeklinde ifade etmek, her şeyi birbirine karıştırıp yerinde saymaktır. 1500 yıllık pratik bunu gösteriyor.
 
Kaynaklar:
Donna Rosenberg- Dünya Mitolojisi. İmge Yay.
Charles Keşt Maisels- Uygarlığın Doğuşu. İmge Yay.
William H. Mc. Naill- Dünya Tarihi. İmge Yay.
Alaaddin Şenel- İlkel Toplumdan Uygar Topluma. Birey Yay.
Georgis Politzer- Felsefenin Temel İkleeri. Sosyal Yay.
Misea Eliade- Şamanizm. İmge Yay.
M. İlin- E. Segal- İnsan Nasıl İnsan Oldu. Sosyal Yay.
Willem Reich- Kişilik Çözümlemesi. Payel Yay.
Erick From- İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri. Payel Yay.
Musa şanak- mezopotamya’da Dinlerin Doğuşu. Aram Yay.
Doğan Avcoğlu- İnsanın Davranışı. Remzi Kitapevi.
Abdullah Öcalan-Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine. Mem Yay.
Sigmund Freud- Günlük Yaşamın Psikolojisi. Payel Yay.
E. Reed- Kadının Evrimi 2 Cilt. Payel Yay.
Samuel Noah Kramer- Tarih Sümerde Başlar.Kabalcı yay.
Michel Faucoalt- Cinselliğin Tarihi. Ayrıntı Yay.
B. Malinowski- Vahşilerin Cinsel Yaşamı. Kabalcı Yay.
Ulriech VBrökling- Disiplin. Ayrıntı Yay.
Alaaddin Şenel- Siyasal Düşünceler Tarihi. Bilim ve Sanat Yay.
Micea Eliade- Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 3 Cilt. Kabalcı Yay.
Robert B. Cialdini- İnsanın psikolojisi. Medya Cat.
Yuval Noah Harirti- Hayvanlardan Tanrılara Sapiens. Kolektif Yay.
David Eagleman- Beyin. Domingo Yay.
Dr. Loumann Brezandini- Erkek Beyni. Say Yay.
Dr. Loumann Brezendini- Kadın Beyni. Say Yay.
Alfred Adler- İnsanın Doğası. Payel Yay.
J.M. Roberts- Avrupa Tarihi.İnkilap Yay.
Alaaddin Şenel- İnsanlık Tarihi.
Evrim Ağacı- İnternet Sayfası.
 
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...