Duvar Yazısı Edebiyat Kayıntısı X

Görülmüştür kullanıcısının resmi
"Avrupa’nın dönemindeki tanınmış simaları ve sosyetelerinin de açılışına katıldıkları Süveyş Kanalı için Giuseppe Verdi’ye orada icra edilmek üzere bir opera parçası hazırlanması teklifinde bulunulur. Verdi ilk önce kabul etmez. Sonradan bu teklifin ırkçı Wagner’e yapılacağını duyunca, kararından vazgeçerek bir eser yazar. Süveyş Kanalı açılışında da Verdi tarafından ilk kes ‘’Aida’’ icra edilir. Verdi Aida’dan kazandığı parayla yoksul sanatçılar için bir bakımevi yaptırır… Edward Said de Aida’yı oryantalizma emsal diye eleştirir. Aida için şöyle der Said;’’ …adeta yalnızca Avrupalı seyirciyi yalnızlaştırmak ve etkilemek için tasarlanmış emperyal bir gösteri’’ (dir.) ."

 
Ayhan KAVAK Tarsus 2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17. Tarsus/MERSİN
 
 Madde 91: Ortaçağ ve sonrasında Avrupa’da yüzbinlerce kadın ‘cadı’ denilerek katledilmişti. Cadılık hakkında yüzyıllar içinde sayısız kitap yazıldı. Fakat 1486 yılında Malleus Maleficarum (Cadıların Çekici) adıyla Jacob Sprenger ve Heinrich Kramer’in yazdığı bu kitap, matbaada basılıp 1520 yılına deyin 13 baskı yapacak ve tüm Avrupa satındaki okur kitlesine ulaşacaktı. Kimlerin cadı olduğuna dair tanımlar getiren bu kitapla birlikte on binlerce kadın katledilecekti…
Madde 92: Edebiyatta ‘’Kirli Gerçeklik’’ denen akım ilkin Amerika’da çıkmıştır. Yazılan öykülerde insan hep merkezde olur. Amerikalı yazar Raymond Carver, Kirli Gerçeklik dendiğinde ilk akla gelen isimdir. Şöyle der Carver, ‘’Metinde insan olmalı. İnsan olarak tanınan birinin mesken tutmadığı bir yer, sadece bazı bilimsel uzmanların ilgisini çeker.’’ (Yazmak Üzerine eserinden)
Madde 93: Raymond Carver Yazmak Üzerine’ de öykü yazarının ne yapması, nasıl yazması gerektiği konusunda da önemli belirlemelerde bulunur. Anın yazılmasına dikkat çekerken, anlık kesit içerisinde görünene her şeyin katılmasına vurgu yapar. Ve bu an içinde , ‘’Gerilim olmalı. Bir şeyin an meselesi olduğu, belirli şeylerin aralıksız hareket halinde olduğu hissi verilmeli, yoksa çoğu kez ortada öykü olmaz.’’ Der.
Madde 94: Carver devamında da şöyle der: ’’Yetenek şarttır. Bazı yazarlar çok yeteneklidir. Yeteneksiz yazar da görmedim. Ama olaylara eşsiz ve eksiksiz bakabilmek ve bu bakış tarzını ifade etmek için doğru bağlamı bulmak, işte o başka bir şey.’’
Madde 95: Arjantinli yazar Julio Cortazar’ın ‘’Seksek’’ romanı çok farklı çağrışımlara kapı aralar. Yazar, Seksek’ i baştan sona da sonradan başa da ve hatta herhangi bir sayfasından başlayarak okuyabileceğinizi söyler. Cortazar okumada takdiri size bırakır. Tabii ki her roman baştan sona okunmalıdır. İstenirse ikinci kez de okunur elbet. Sonrasında sonran da okumanda sorun yoktur. Zira Contazar’ın başyapıtı olan Seksek böylesi okumaları hak etmektedir. Neruda, Cortazar için, ‘’Cortazar’ın hiçbir yapıtını okumamış olmak, ömür boyu şeftali yememiş olmak gibi bir şeydir.’’ Der. Şeftaliden mahrum olmayın!
Madde 96: Edebiyatta iz bırakmış başarılı yazarlardan öğrenilecek çok şey var. Her birinin yazma hikayelerinden çıkarılacak dersler vardır. ‘’Kendim için yazmayı seviyorum ben, bitirdiğimde haz anından sonra bir erkeğin yana kayışı gibi oluyor, hani uyku bastırır, ertesi gün bambaşka şeyler tıklatır pencerenizi, yazmak bu bence, kepenkleri açmak, dışarıdakileri içeri salmak, defterler defterler dolusu ‘’ der, Cortazar. Bu tanımlamada erkek egemen bakış olsa da yazmanın zevkini görünür kılıyor. Tabii ataerkil zihniyeti de mahkum etmek icap eder…
Madde 97: James Joyce’ u ziyarete gelen bir dostu onu umutsuzluk içinde yazı masasına serili görür. Dostu, ‘’James ne oldu?’’ diye sormanın ardından, ‘’işle mi ilgili ?’’ Joyce çöktüğü yerden başıyla onaylar. Dostu tekrar sorar:’’ Bugün kaç kelime yazdın?’’ Joyce kafasını masadan kaldırmadan, ‘’Yedi’’ diye yanıtlar. ‘’Yedi mi? Ama James … bu iyi, en azından senin için.’’ der dostu. Sonunda doğrulan Joyce, ‘’Evet. Sanırım öyle… ama onları nasıl bir sıraya sokacağımı bilmiyorum!’’ diye şikayette bulunur dostuna. (Yazma Sanatı, Stephen King)
Madde98: Avrupa’nın dönemindeki tanınmış simaları ve sosyetelerinin de açılışına katıldıkları Süveyş Kanalı için Giuseppe Verdi’ye orada icra edilmek üzere bir opera parçası hazırlanması teklifinde bulunulur. Verdi ilk önce kabul etmez. Sonradan bu teklifin ırkçı Wagner’e yapılacağını duyunca, kararından vazgeçerek bir eser yazar. Süveyş Kanalı açılışında da Verdi tarafından ilk kes ‘’Aida’’ icra edilir. Verdi Aida’dan kazandığı parayla yoksul sanatçılar için bir bakımevi yaptırır… Edward Said de Aida’yı oryantalizma emsal diye eleştirir. Aida için şöyle der Said;’’ …adeta yalnızca Avrupalı seyirciyi yalnızlaştırmak ve etkilemek için tasarlanmış emperyal bir gösteri’’ (dir.)
Madde 99: Alman Edebiyatında adına ‘’Shylock Sendromu’’ denilen bir kavram var. Bu kavram Venedik Tacirinden esinlenilerek türetilmiştir. Heinrich Heine, Shakespeare’in ‘’Venedik Taciri’’ eserinde, kızını elinden kaçıran ve kandırılan Shylock’un intikamcı deli bakışlarında, yüzyılların Yahudi öfkesini gördüğünden ona ağıt yakar. Shakespeare için komedi olan Hainrich Heine için dram olur. (Serdar Dinçer, Alman Belgelerinde Alman-Türk Silah Arkadaşlığı ve Ermeniler)
Madde 100: Walter Benjamin, ‘’ 19.yüzyılda edebiyatçıların dikkatini kalabalık kadar hak etmiş başka bir konu yoktur’’ der. Ve yine Benjamin, 19.yüzyılda roman disiplininde, ‘’Victor Hugo’nun kalabalık kitlelere seslenen ilk yazar’’ olduğunu söyler…
                                                                                                                                    (Devam Edecek!)
                                                                                   Ayhan KAVAK
                                                                       Tarsus 2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17
                                                                                  Tarsus/MERSİN
Fotoğraf: Adil Okay
 
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...