Romanın her satırında Ozan ve Sıla vardır. İkisinin gece yollarını aydınlatan Çulpan (Çobanyıldızı) vardır. Birbirlerini özlediklerinde, aradıklarında, selam göndermek istediklerinde başvurdukları bir dosttur, sırdaştır ayrıca Çulpan. Sıla bir gece “Ozan, bana bir şey olursa bu Çulpan senin olsun” der. Ozan da “ Ben her şeye hazırım ama sensiz olmaz Sıla” der.
Ozan sendikal mücadele içinde özveriyle çalışan bir devrimcidir. Devrime, partisine, halka olan inancı tamdır. On yedi yaşında girmiştir bu kavganın içine. İzmir Bornova’da hayatına girer Sıla. Her şeyidir artık o. Aldığı nefes, içtiği su...
Sonra görev icabı ve okulu yüzünden Ozan Burdur’a gider. Orada sendikal mücadele ve sokakta bulur kendini. Yeni dostluklar, edinir. Bir halk adamıdır ayrıca. Öylesine saf, temizdir ki, bir anda herkesin abisi, kardeşi, oğlu olur.
Sıla son sınavını verip Bornova’daki evine dönerken onu takip eden kırmızı Ford marka bir otomobilden faşist güçler tetiğe dokunur, vurulup bir ceylan gibi toprağa düşer.
Ozan olacakları önceden sezmiş gibi, “Baba bugün dağlar yeşil boyandı/ Kim yattı kim uyandı/ Kalbime ateş düştü/ İçinde yar da yandı/ Su serptim ateş sönsün/ Serptiğim su da yandı.” Kalbindeki ateş sel olur gözlerinde Ozan’ın. Sıla yetmemiştir! 1 Mayıs Taksim kana bulanır. Yetmez bu kez Kahramanmaraş’ı kana bular kan emen yüzlerce başlı ejderhalar.
Hayat akıp gider yoluna. Ozan okulunu bitirip öğretmen olur. Tayini Konya’ya çıkar. Ara vermez mücadelesine. TÖB-DER’e üye olur. Sıla karanlıklarda hep ona ışık olur, yol gösterir. Ve Askeri faşist darbe olur. Bir yıl sonrası birisi yakalanıp çözülür, Ozan'ın ismini verince yakalanır, tutuklanır. Onun için tutsaklık günleri başlar.
Yazar Ozan’ın yakalanma sonrasını Postal Çiğnedi Düşlerimi’nde anlatmaya devam eder…
İyi ki varsın Mehmet Kazım Ablak Hocam. Umutsuz ve şiirsiz kalmayın.
Necmettin Yalçınkaya Edebiyatçı- YAZAR