''Sobalı Evin'' ateşidir bu..

Sipan Tosun kullanıcısının resmi
O zamanlar o ev bana cennet gibi görünürdü. Çünkü doğduğum evdi orası. Sobalıydı. Sabah soba yanana kadar çıkmazdım yataktan. Babaannem nasıl da üşüye üşüye yakardı sobayı

“Torunum ısınsın” diye. Dedem işe erkenden giderdi, ekmek parası işte. Soba yanardı, kalkardım. Yan odada halam uyurdu sürekli. Onun kalkmasını beklerdik. O ara nasıl da sinir ederdi beni. Sobaya tükürür, tükürüğün zıplaya zıplaya kaybolmasını beklerdim. Bazen de sakız atardım erirdi ama en güzeli portakal ve mandalina kabuğu idi! Nasıl da güzel bir koku çıkardı, cennet kokusuydu sanki. Dedem bazen günlerce eve gelmezdi. Dağ dağ dolaşır, ceviz ağaçlarından silah dipçiği yapardı. Dedem benim nasıl da güçlüydü. Sıkıntı olduğunda hemen çözerdi, dev gibi adamdı! Eve girdiği gibi şapkasını çıkarıp sirkelerdi sürekli. Kokusu bazen sigara kokardı, hiçbir sigaranın böyle güzel koktuğunu hatırlamam. Uyurken sırtıma havlu bırakırdı, terleyip üşütmeyeyim diye. Bense bağırırdım: “Bişi olmaz!”

 

 Zengin değildik, orta halliydik. Zaten kız falan hak getire tek aşkımız futbol, taso ve futbolcu kartı sapanlarımızdı. Kıyafeti napcaz ki o zamanlar. Dedemle babaannem tartışırdı arada bir, çok gülerdim onlara. Çünkü her defasında 3-5 dakika tatlı bir kavgaları olur sonra hiçbir şey olmamış gibi yine devam ederlerdi hayatlarına. Dedem dağ gibi adamdı! Herkes onu tanırdı, hiç kimse kötü düşünmezdi aksine çok iyi biri olarak tanınırdı. Tabi bazı en yakın çevreleri onu küçümserdi ama o her zaman: ''Oğlum görüyor musun bazen evlat düşmandan da ötedir! Bana bakma sen beni tanıyan tanır. Sen sürekli dik dur, ona buna bakma, onlar senin kötülüğünü istiyor, bırak onlar sana baksın. Çünkü büyük insanları kıskananlar, kötülüğünü isteyen ve onları küçümseyenler, küçük insanlardır bunu unutma!'' derdi ve haklıydı da.

 Küçüktük öğrenemiyorduk, ama şimdi büyüdük ve öğrendik biraz geç de olsa...
Bir gün amcam aradı, şaşırmıştım.
“Neredesin?” diyor “Buraya gel” diyor.
“Noldu?” diyorum.
 “Kaza yaptı deden”
Susuyorum. Arkadaşlarıma bir şey demeden yürüyorum, geceye inat. Amcamın gözleri dolmuş. Anlıyorum, o an korkumdan bir şey soramıyorum. O sobalı eve doğru gidiyoruz, kalabalık var. Arabadan iniyorum. “Başın sağ olsun” diyorlar. Konuşamıyorum. Dedemin sürekli yorganı üzerine çekip uzandığı odasına giriyorum. Dizlerimin üzerine çöküp, solgun yüzüne bakıyorum. Dedem artık sigara kokmuyor. Gözleri kapanmış. Zamanı geri alıp dedeme doya doya sarılmayı çok istiyorum.
 Canım babaannem eşi bir yıl önce ölmüştü. Bazen o dağ gibi adam dağ dağ dolaşıp ekmek parası için günlerce gelmiyordu ya, yine aynı özlem vardı sanki çıkıp gelecekmiş gibi… Evlat hasretine ve bir o kadar acılara dayanamadı zavallı babaannem. Hastanede nöbet bekliyorduk yine. Bir gece yarısı beyaz gömlekli cellat hızla gelmeye başladı koridorda ayak sesleri yankılanıyordu. Yaklaşıyordu. Bir dakikalık sürede babaannemin ekmeği sobanın üzerine bırakması, çayı o sobanın üzerinde kaynatması geldi aklıma ve ben yemek yerken sobanın üzerinde nar gibi kızarmış ekmeğe dokunmam ile canımın nasıl yandığı birden gözlerimin önüne geldi. Canım acayip yandı! Sanki gelen o cellat canımı yakmış gibi öfkelendim çaresizce...
Keşke son kez koklayıp “sizi seviyorum” deseydim. Onlar da benim saçımı okşasalardı. Şimdi dünyaları verirdim bir kere elimi tutmaları için.
Ayağa kalkıp yürüyorum. Artık ben yokum! Beni var edenler yok! Ben sizsizim, siz de bensiniz.
Sobayı yakmışlar yine. Sobanın başına gidiyorum. Bu sefer sobaya düşen tükürüğüm değilmiş; görüyorum...

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/22/2024 - 21:29
01/27/2024 - 22:27
01/02/2024 - 00:43
08/05/2023 - 16:21
07/31/2023 - 22:44
07/29/2023 - 19:58

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...