Ağ Günlükleri

Keça Qemer Keça Delal

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Keça qemer, keça narîn
Lê rûkena dilê şêrîn
Bejn bilindê, nav ziravê
Çi dibe tu neke zarin

Keça kedkar, keça delal
Elbê te de ava helal
Bi rojane ez rêvme
Te dixwazim ava zelal

Keça ronak, keça xweşik
Sermilan de şalê reşik
Bi werdekî xweş dimeşî
Lê çavreşê, birhî keşik

Keça bihêz, min nekuje
Li ser min de, qet nequje
Ev dile, ev hezkirine
Bêevînî min re tûje

Keça pêşeng, keça zane
Axa Kurdan neerzane
Qasî qedrê te biha ye
Nav de Serhad û Garzane

Ey Sevda Güneşim

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Ölümle burun buruna geldiğim anlardır
Canhıraş acı çektiğim şu geceler
Sensizlik
Yorgun gözlerimde
Hep avuç avuç
Gözyaşı oldu
Her batan güneş evresinde
Üşüşürken koynuma
Yokluğun
Şiirlere konu olan
O masum gözlerin
Hiç çıkmıyor aklımdan
Yüzünü yansıtan
Güneşe
Bir kez bile olsa
Dokuna bilsem eğer
Tenini koklayacağım
An
O ellerin ellerimde olsa
Ensemdeki acı soluğu, ölüm soğuğu vız gelir bana

Umut Kaynağı Olan Çocuk

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Yeter artık hep ağlama! Uzaklara dalıp öyle üzgün bakma
Artık ne acımasız savaşlar ne de açlık seni korkutsun
Ne asker nede polis
Seni vursun
Ey çocuk
Ne de gözyaşların
Yanaklarından süzülsün
Her zaman umut kaynağı olan
Savaş mağduru, masumu, günahsız çocuk
Ne soğuk namlunun ucunda nede ölümün kucağında
Nede kan gölüne dönen, sokaklarda görmek istemiyorum seni

Prometheus* Johann W. GOETHE

Berfin Jêle kullanıcısının resmi

Eve hewrunê xuyê şiau ra
Domono ke gopıkê teliyu qırfneno, jê dey
Kay bıke, gılê darê mojênun u kou ra
Hama nêşikina pêskarê dina mı be
Ne gomeo ke to mı rê nêvırasto
Ne ki lozına mına ke nêwazena dü kero.
 
Sıma Haqê ke na hard u asmêni seroê
Nêzon ke hondê sıma nêçari estê
Eve qemçurê qırvani...
Helmê mınete ra benê weyiye
Biyaena sımawa bımbareke zar u zor pay ra 
Budelaê ke sıma ra gırêdaiyê
Domon u parskerdoği ke nêbiyêne
Sıma rewra biyêne vind, şiyêne.
 
Ez ke domon bine

Her Köyde Bir “Köpek” Vardır...[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

Poz veriyorlar.
Muzaffer bir ordunun komutanları gibi... Yok, daha iyisi... Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında safariye çıkmış da, ayağını yere serdiği aslanın başına basıp kameraya sırıtan İngiliz asilzadeleri gibi... Öyle bir özgüven, öyle bir saadet.
Aslına bakarsanız, çulsuzoğlu çulsuzlar... Ve de tekinsiz...

İnkâra Ortak Olma(k)![*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

tersine fırçalamayı’, kendisine görev sayar.”[1]
 
Fotoğrafın açıklamasına, “Armenian looking at the human remains of the terrible massacres at Der el Zor in 1915 1916” İngilizce kaydı düşülmüş.
Bunun Türkçesi “1915-1916’da Der Zor’da gerçekleştirilen feci katliamdan arta kalan insan kalıntılarına bakan Ermeni”dir, ama; en doğrusu buna Ermeni Soykırımı demek…
Fotoğrafa dikkatle ve “Der Zor çöllerinde yaralı çoktur/ Gelme Doktor gelme çarası yoktur/ Bir Allah’tan gayrı heç kimsem yoktur/ (Milletin) uğruna giden Ermeni…

İşçi Sınıfı, 2017 1Mayıs(‘ımız) ve Katliamın 40.Yılında Taksim

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

I.1) 1 MAYIS(’IMIZ)IN TARİHİ
 
I.2) 1 MAYIS 1977 KATLİAMI
 
 
II. AYRIM: İŞÇİ SINIFI GERÇEĞİ
 
II.1) İŞÇİ SINIF(IMIZ)IN DURUMU
 
II.2) AKP DÖNEMİ VE İŞ CİNAYETLERİ
 
II.3) ÇOCUK, MEVSİMLİK VE GÖÇMEN İŞÇİ(LER)
 
II.4) DEVLETİN MARİFETLERİ İLE ÖİB
 
 
III. AYRIM: GEÇMİŞTEN GELECEĞE
 
III.1) 2016 1 MAYIS’I
 

Karanlıktaki Aydınlığa Dair (Aforizmalar)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

benim bir gizli bildiğim var.”[1]
 
Heybelerinin bir gözünde umutsuzluk, öteki gözünde korku yükü taşıyanlar yol alamaz. Olsa olsa, yerinde sayan bir kaygıyla hiçleşirler.
“Kuşku duymak uzun yaşamış olanın ayrıcalığı”[2] olsa da; “Ateşin içinden ne denli iyi yürüdüğündür mesele,” -Charles Bukowski’nin altını çizdiği üzere- hiçleşmemek için…
* * * * *
Hiçleşme sarmalının dört yanı kuşattığı durum(umuz)da; dün öldü, bugün can veriyor, yarın ise henüz doğmadı.

Kızımın Yüzü Çilliymiş

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

‘’Sakin ol, sakin ol!’’ diye kendi kendine fısıldayarak neredeyse boş olan bekleme salonunun kapıya uzak olan bir sandalyesine oturdu.
     Öğleden sonra dört sularıydı. Bekleme salonunun boş denecek kadar tenha olmasının nedeni buydu. Gelenler, öğleden önce havanın görece daha serin olduğu saatlerde gelip gitmiş olmalıydı. Akın, gözlerini kapıdan ayırmadan ve içinden ‘’Sakin olmalıyım, sakin olmalıyım’’ diye kendi kendine telkinde bulunurken elleriyle de dizlerinin titremesini yavaşlatmaya çalışıyordu.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - ağ günlükleri beslemesine abone olun.