Ağ Günlükleri

Hayat Işığımdı

Gülefer Cambaz Savran kullanıcısının resmi

Duvarın diğer tarafından bastonuna dayanarak acılar içinde gelişini görür gibi olurdum ve bilirdim bu gece de dün ve ondan önceki gecelerde olduğu gibi ağrılardan uyumamıştır.
    O kapının arkasındaki sürgüyü yavaşça aralar, aralı yerden dışarıya seslenirdi yaşlılığın verdiği endişe ile. 
"Kim o ?"
"Teyze benim."
Aralı kapı kapanır, tekrardan ardına kadar açılırdı.
Onu o bu sabah da sağ salim karşımda görünce seviniyor ve yüzümde kocaman bir gülümsemeyle:
"GÜNAYDIN," derdim içimde ona olan bütün sevgimle.

Unutul(A)mazlar ya da Hatırlayın Onları[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz.
Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasında
ve ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarım.
Durmadan düşünüyorum
ne kadar çok öldük yaşamak için.”[1]
 
Çok şeyin “unutuşa” teslim edildiği bir vurdumduymazlık bataklığıdır, “olağan” dedikleri düzen(sizlik)!

Başkaldırıdır Mizah ya da Hiç! [*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

en aykırı sığınağı insanın
gülmek...”[1]
 
Atilla Dorsay’ın ‘Recep İvedik’ filmine, “Buna gülen bu kadar insan, aslında kültürümüzün ne kadar yozlaştığının göstergesidir,” dediği koordinatlarda, kapitalist çürüme ve yabancılaşma ortamında gülmekten utanır olduk. Gülmelerimizi neredeyse saklayacağız. Acılarımıza saygısızlık gibi sunulur oldu gülmek!
Kolay mı? Egemenler ile resmî ideolojisi işbaşında ve gülmenin karşısındadırlar…

Ne oldu O “İmtiyazsız, Sınıfsız, Kaynaşmış Kitle”ye?[1]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

İtiraf etmeli ki zor bir konu… Özellikle bu hızlı değişen dünyada… Ve özellikle, olan bitenlerin, “yozlaşma, çürüme” vb. yaftalarla geçiştirilmesine göz yummayıp kültürel değişmeyi anlamaya/anlamlandırmaya çalışan bir disiplinden geliyorsanız…

Firari Yaşam(ın)ın Yazmak Eylemi[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

bir sorudur, bunun yanıtını
sadece siz bulabilirsiniz.”[1]
 
Yazmak bir yolculuktur; iz bırakmaktır; giderek çoğalıp, toplumsallaşan tek kişilik bir etkinliktir. Bir ihtiyaç olmanın da ötesinde, yaşamanın bir başka boyutudur.
İşbu nedenle kalıcıdır yazılar; yadsınamazlar; yüze tutulan aynadırlar. Yazılanlar nerelerden nerelere gelindiğinin kaydıdır; kişisel tarihçedir yazmak.
“Yara”yla ve “yaratmak”la bitişik eylemdir o; yaranın izdüşümüdür; kalemden damlayan kan, yaraya basılmış tuzdur.

15’ler Dair: Geçm(em)iş Bugünü(müzü)n Önsözüdür![1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Belki ikisi de gelecek zamanda mevcut
Gelecek zaman da geçmiş zamanın içinde.
Şayet zamanın tümü ezeli ve
ebedi olarak şimdiyse
Zamanın tümü kurtarılamaz.”[2]
 
Biz; “kazıdık onbeşlerin ismini, kanlı kızıl bir mermere!/ bir çelik aynadır gözlerimiz, onbeşlerin resmini görmek isteyenlere!” diye anılan Mustafa Suphi’nin yoldaşlarıyız.[3]

Karan Asi’de Sezon Finali Yakında

İshak Budak kullanıcısının resmi

 

Karan Asi projesiyle ses getiren tarz kalem İshak Budak’ın yazdığı öykü projesinin 1.sezonun son bölümü geliyor…

Okurlarının merakla beklediği Karan Asi‘nin son bölümünde ne olacak heyecan dozu baya yüksek...

Son bölümü Türkiye’nin yükselen edebiyata dair sitesi Edebiyatbahçesi.net’den

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - ağ günlükleri beslemesine abone olun.