Anılar

Şirinyer Askeri Cezaevi ve Mogok

Suat Gerçek kullanıcısının resmi

 

Şubede her şey daha mı kolaydı yoksa asıl sorunlar burada mı başlayacaktı? Orada gözlerimiz kapalıydı sımsıkı. Burada açık. Peki, değişen neydi ki? Orada ‘haydarlar’ vardı ama burada gözümüzün açık olmasına aldırmayan askerler. Onlar bizi tanıyordu biz onları. Acaba kurşuna dizmeyi mi düşünüyorlardı bizi? Bu denli aşikâr, saklamaya gerek duymadan yüzlerini, bize yaptıklarını ''çok doğal'' görmelerine sebep neydi? Yok, yok, kesin kurşuna dizilecektik!

Su Akıyor Göz Bakıyor! “hore hore” Ne Demek?

İsmail Güner kullanıcısının resmi

İçime kederle karışık hüzünlü bir sevinç gelip yerleşti. Köyüme doğru bir gezintiye çıkardı.
Nurhak Dağı yamacında toprak dam evlerden oluşmuş köyümün adı Kistik’ti. Köyün en ucundaki evde oturan kalabalık bir nüfusa sahip Êlî Kuşe ve Xecê çok yoksul bir yaşam sürüyorlardı…
Bunca yoksulluklarına rağmen kış aylarında, karlı ve tipili havalarda avcıların tilki avlamak için evlerinin ahırını kullanmalarına seslerini çıkarmazlardı.

Emeğin Sanatı dostlarından Necmettin Yalçınkaya’nın “12 Eylül’de de Çok Güldük Netekim!”

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Necmettin Yalçınkaya, 12 Eylül vahşeti nedeniyle, yurtdışında yaşamak zorunda olan bir politik göçmen. Daha önce çeşitli internet sitelerinde yayınlanan öykülerini kitap haline getirerek, yayınladı.

Yalçınkaya, 12 Eylül öncesi, lise çağlarında bir genç. Doğu’dan İzmir’e göç edip yerleşen bir ailenin çocuğu olarak mahallenin gençleriyle birlikte devrimci savaşım içinde yer almış. Kitabındaki öyküler, anılardan yola çıkarak o günleri dile getiriyor. Birinci ağızdan, tarihe gerçekçi bir not düşüyor yazar.

Asılı kalan hayatlar

Nazım Sılacı kullanıcısının resmi

Önemli biri yakalanmış. Başka bir ilin DEV-YOL sorumlusu! Misafir ağır. Molada oluşumuz bu nedenle. "Adın ne?", "Vakkas!"... "Soyadın ne?", "Demir!"... "Biz de seni arıyorduk Vakkas Demir!"... Ve çığlıklar! Çığlıklar! Çığlıklar! İnsan sesinin hiçbir yerde ve hiçbir şekilde duyamayacağınız halleri. Tüyler ürpertici ve geçmek bilmeyen anlar... O çığlıkları duymamak için kulaklarımın sağır olmasını ne çok istediğimi, ama ne çok istediğimi nasıl anlatabilirim ki şimdi! Bize yapılanların, ona yapılanların yanında devede kulak kaldığını söylemek doğru mu olur, bilmiyorum açıkçası.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
Anılar beslemesine abone olun.