Anılar

Küçük Firari/ Sait Almış

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Ovada sonradan kurulmuş muhacir köyleri vardır. Türkmen köylerinin tepelere kurulmasının nedeni eskiden ovayı taşan nehir ve sel sularının basmasıymış. Babam köyün altında kalan ovanın “balkan” yani girilemez bitki örtüsü ile kaplı olduğunu anlatırdı.

Çocukluğumda ovanın sular altında kaldığına birkaç kez tanık oldum. Tarlalar, ağaçlar, üzüm asmaları çayın sularına kapılmış gidiyordu. Kuruçay’ın deli zamanlarıydı o zamanlar.

Neden?/ Saadet Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Zaman zaman acilde nöbete kaldıkları için orada çalışan hemşirelerin nasıl çalıştıkları hakkında az çok bilgi sahibiydiler. Bir doktor kendi servisine istedi beni. “ Neymiş efendim? Güzel hemşerileri kendi servisine alıyormuş.” Ama ben babacan ve iyi anlaşabileceğim bir doktorla çalışmayı seçtim. Doğum servisinde çalışacağımı ümit ederken, kendimi Üroloji servisinde buldum. İlk bir hafta alışayıp derken zaman hızla akıp gidiyordu.

''Sobalı Evin'' ateşidir bu..

Sipan Tosun kullanıcısının resmi

“Torunum ısınsın” diye. Dedem işe erkenden giderdi, ekmek parası işte. Soba yanardı, kalkardım. Yan odada halam uyurdu sürekli. Onun kalkmasını beklerdik. O ara nasıl da sinir ederdi beni. Sobaya tükürür, tükürüğün zıplaya zıplaya kaybolmasını beklerdim. Bazen de sakız atardım erirdi ama en güzeli portakal ve mandalina kabuğu idi! Nasıl da güzel bir koku çıkardı, cennet kokusuydu sanki. Dedem bazen günlerce eve gelmezdi. Dağ dağ dolaşır, ceviz ağaçlarından silah dipçiği yapardı. Dedem benim nasıl da güçlüydü. Sıkıntı olduğunda hemen çözerdi, dev gibi adamdı!

İÇİMDEKİ HASRET/ Saadet Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

İhtiyaçlarımızı gördükten sonra tekrar yola koyulduk. Yol boyunca Aşık Mahsuni Şerif‘i dinledik. Elbistan’a yolculuk yapılır da Mahsuni dinlenilmez mi? Yolculuğumuz rahattı, Elbistan’ın girişinde telefon çaldı; arayan kaynımdı. “Kahvaltı hazır, sizi bekliyoruz” dedi.  Birkaç kez aramış, ulaşamamış, merak etmiş işte. “Yakınız” dedik. Doğruca çarşıya gittik. Alış veriş yaptık, bazı siparişler verip ayrıldık.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Anılar beslemesine abone olun.