Mahi/ Serpil Gündoğdu Emre
Her şey o kadar ani olmuştu ki Mahi daha yaptıkları şeyin ciddiyetinin farkında değildi. Elinde küçük bir bohça, ayağında ablasının botları, sırtında kalın el örgüsü kazak ve onun üstünde yine ablasının siyah mantosu, boynunda el örgüsü yün şal...
Hüseyin, üstünü sıkı giyinmesini söylemişti. O da öyle yapmıştı, ablalarından habersiz aldığı üst başla. Tren penceresinden dışarıya baktıklarında gördükleri tek şey, kalanların el sallıyor olmasıydı gidenlerin arkasından. Mahi’nin yüreği iki değirmen taşı arasında sıkışmış̧ gibiydi, nefes almasını güçleştiren bir korku vardı içinde.