Xaq-Mixomet-Êli… (Tanrı-Doğa-İnsan)
Şunu da biliyoruz ki; yaşamı güzelleştiren onların o inanılmaz insan-doğa sevgisi, emek ve dirençleridir.
Devrimcilerin olmadığı dönemler; kirlilikler, acımasızlıklar, insan değerinin sıfıra indiği bilinir.
Gaddarlık ve karanlığın boy verdiği iktidarlar var olup bir avuç emeksiz kişilere hizmet etmiş. Denetimine girmiş olduğu açıktır.
Hepimiz kendi toplumumuzda bunun şahidi olmuş nesiliz de artık.
Devrimci olmak bir yaşam-düşünce biçimi.
Ateşten gömlek.
Yalçınkaya’nın kendisini yeniliyor olması göçmen oluşu yönünde engel olmadığının kanıtıdır. Çünkü günümüzde iletişim araçlarının sınır tanımaması lehimize bir durumdur. İstediğimiz bilgiyi, istediğimiz kaynaktan anında erişme şansına sahibiz. Bu vesileyle böylesi devasal zenginliğe sahip bilgisayar dediğimiz bilgi havuzunun masamızda olması işlerimizi kolaylaştırıyor. Sınır tanımayan dijital gelişime çok şey borçluyuz. Yeter ki teknolojiyi kullanma cüretini gösterelim. Gerisi çorap söküğü gibi kendiliğinden gelir.
Sonra yedi başlı ejderha da oradaymış. Ağızlarından alevler fışkırırmış. Ayrıca zehirli yılanlar, canavar balıklar, alıcı kuşlar da oradaymış..."
Çocuklar nefeslerini tuta tuta ve her şeye karşı tetikte ilerlemişler. Loş ışıkta yavaş yavaş, bacakları titreyerek adımlarını atmışlar. Yürekleri yerlerinden fırlayacak gibiymiş. Tam o anda Işıl'ın ayağı takılmış ve düşmüş. Korkuyla bağırmış. "Canavar beni yakaladı, imdat!" İşte o anda ne olduysa olmuş."
(Tanıtım Bülteninden)
Şiiri hep önemsedim, özümsedim. Benim gizli dünyamdır. Kendimi ifade ettiğim bir alandır. Sıkça uğradığım ve huzur bulduğum ılık bir mekânımdır. Hayata sıkı sarılmamı ve bilgi dağarcığımın faal kalmasını sağlayan büyük enerjimdir şiir. Hüzünlü ve sevinçli günlerimde kafamdan geçenleri kaleme döktüğüm şeffaf bir mekânımdır. Gurbet özlemimdir. Umutsuzluğun umuda dönüştüğü, kötülüklerin asla giremediği ve özgürlüklerin sınır tanımadığı pırıl pırıl aydınlık saçan bir edebiyat atölyemdir şiir.
N. Yalçınkaya, 12 Eylül vahşeti nedeniyle, yurtdışında yaşamak zorunda olan bir politik göçmen. Daha önce çeşitli internet sitelerinde yayınlanan öykülerini kitap haline getirmiş, yayınlandı.
N. Yalçınkaya, 12 Eylül öncesi, lise çağlarında bir genç. Doğudan İzmir’e göç edip yerleşen bir ailenin çocuğu olarak mahallenin gençleriyle birlikte devrimci savaşım içinde yer almış. Kitabındaki öyküler, anılardan yola çıkarak o günleri dile getiriyor. Birinci ağızdan, tarihe gerçekçi bir not düşüyor yazar.