Alevilikte İnanç Nedir Ne Değildir?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
İnanç Kelimesinin Etimolojisi: Arapça; bağlanmak, itikat, akide demektir. 1-Bir düşünceye gönülden bağlı kalmak. 2-Birine duyulan güven. 3-İnanılan şey, görüş, öğreti. 4-Tanrıya, bir dine inanma, akide, iman, itikat.

       
Tarihsel kaynaklardan ve Alevilerin yaşamlarından anlaşılacağı üzere, İslamcı bölge devletleri, Aleviliği yok etmek için elinden gelen her türlü katliamı uygulamakta en ufak utanma duymamıştır. Bunda istediği sonucu alamayınca, bu defa Aleviliğin özünü bulanıklaştırmak için maddi, makam ve rüşvetle teslim aldığı bazı Alevilere, Alevilik İslammış gibi birtakım kuralları, Alevilik olarak zorla kabul ettirmiştir. Böylece Alevi olan olmayan milyonlarca insanın bilincinde, derin bulanıklık yaratmayı başarmış durumda.
 
Alevilerdeki Şii İslamlaşma ve bilinç bulanıklığı, özellik 1500 yıllarında Bektaşilik adıyla kurulan Devşirmecilikle başlatıldı. O günden bu zamana kadar Alevilerin en az %90’ı, Aleviliği İslam’ın Şii Mezhebi olarak görürken, diğer %10’u Alevilik İslam dışı ve din değildir ifadesini kullanmayı tercih etmektedirler. İslam dışı görenler; Alevilik bir inançtır ifadesiyle yine büyük bir bilinç bulanıklığı içerisinde olduklarını bilmeleri gerekir. Bu bulanıklığı kaynaklarıyla rahatlıkla ifade edebiliyoruz.
 
Geçmişte olduğu gibi günümüzde eli kalem tutan Alevilerin büyük çoğunluğu, çeşitli hesaplar içerisinde olup, Aleviliği bilimsel olarak incelemekten hep uzak duruyorlar. Basit ve çıkarcı sayıklarla Alevilik inançtır denilip, neyin inancı konusunda derin bilgisizlik devam ettirilmekte. Diğer bir kanıtsa, son otuz yıldır Aleviler, Alevi kültür dernek ve cemevleri adıyla örgütlendiklerini düşünürlerken bilimsel, çağa uygun bilgi, perspektif sunmak yerine, ritüellerle boğulmaktalar.
 
Alevilerin özellikle siyaset ve inançsal konularda yüzyıl öncesi anlayışla yerlerinde saydıklarını, Alevi kültür dernek ve cemevlerindeki pratiklerden görüyoruz. Asırlar önce Alevilerin bilincinde yaratılan bulanıklıkla, ya İslam’a benzetilmekte veya Alevilik İslam değil bir İnançtır denilerek, bu inancın metafizik temeli incelenip tartışılmıyor. Tarikatçı ritüeller çağdaşlık görülmektedir. Alevilikteki İnanç kavramının etimolojik ve metafizik temelini şu şekilde rahatlık netleştirebiliriz.
 
İnanç Kelimesinin Etimolojisi: Arapça; bağlanmak, itikat, akide demektir.
 
1-Bir düşünceye gönülden bağlı kalmak.
2-Birine duyulan güven.
3-İnanılan şey, görüş, öğreti.
4-Tanrıya, bir dine inanma, akide, iman, itikat.
 
Kelimenin esas kökeni Akad, Arami, Asur, İbrani ve Arapçadan gelme ihtimali çok yüksektir. Bu dillerin hepsi Hami-Sami Dil Aile Grubu içerisinde yer alan akraba dillerdir. İnanç kelimesi hangi kökenden gelirse gelsin, genişletilmiş kavramsallığı dört şıktaki gibidir. Mevcut kavramlardan hareket edilerek, Aleviliğin İnanç anlayışını ele aldığımızda, şu sonuç ortaya çıkıyor.
 
1.Bir Düşünceye Gönülden Bağlı Olmak: Aleviler gönülden bir düşünceye bağlı iseler; Aleviliği düşünce olarak kabul ettiğimizde, bu düşünce evrensel solcu materyalistlik midir? Ya da sağ liberal metafizik düşünceyi içerisinde barındıran siyasal ve dinsel yapı mıdır? Bunu Aleviler netleştirmek zorundalar. Alevilik sol, hümanist, evrensel ve doğacı düşünceyse, buna asla inanç denilemez. Sol ve evrenselci doğa düşüncesi, materyalizmden hareket edip, inanç şeklindeki bilinçli bilinçsiz bağlanmayı reddeder. Bilimsel sentezleme olmadan hepsine hitap etmek en derin bilgisizliktir.
 
2-Birine Duyulan Güven: Alevilik birine veya bir şeylere güven anlamında değerlendirildiğinde, Aleviliğin genel söylem, ifadelerinden anlaşıldığı gibi doğaya büyük bir önem verilir. Bu da doğaya güvenmek diye bir duygu düşünce şeklinde asla ifade edilemez. Doğa hem yaşatır hem de öldürür.  Doğa kanununda güvenmek diye bir kural söz konusu değildir.
 
3-İnanılan Görüş, Şey, Öğreti: Alevilik inanılan bir görüş, şey ya da öğreti ise, bu ya materyalist anlamda bir felsefi öğreti olması gerekir, ya da doğayı da içine alan metafizik bir öğretidir. Aleviler bu konuda da net değiller. Materyalist ise Aleviler; inanç adını kaldırıp devrimci felsefi öğreti olduğunu ifade etmelidirler. Metafizik ise Alevilik, o zaman doğacı tanrısal (Paganizm) inançlar başta olmak üzere, tanrı ve dinleri dışlamadan bunlara yakın düşünebilirler.
 
4-Tanrıya, Bir Dine İnanma, Akide, İman, İtikat: Alevilerin büyük çoğunluğu, Aleviliği İslam’ın Şii Mezhebi görmelerinde eleştirilecek tek konu; Alevilikteki Cem ve Semah ibadetini İslam’ın kabul etmeyişidir. Aleviliği İslam’ın dışında bir İnanç olarak görenlerse; Alevilikte Tanrı, din olmadığı anlayışına dayansalar da inanç demeleri sorunludur. Örneğin yapılan hizmet ve ritüellerde “Hak Kabul Etsin, Hızır Yardımcı Olsun” vb. ifadelerle, üstün manevi bir güce tapınmak değil midir? Kabul etme ya da yardım isteme eylemi, bilinçli bilinçsiz üstün güce yalvarmaktır. Bu da görünen ya da görünmeyen Tanrısallığa işaret eder.
 
Aleviliğin kadimden beri var olduğunu savunan Aleviler, Uygarlık öncesi toplumların hepsi doğa varlıkları ve bunların içerisinde toprakla eş değer görülen, kadını tanrıça görüp inanıp tapınmıştır.   İbadet, inanç, yaşam felsefelerini buna uygun şekillendirdiklerini günümüzdeki doğa inançlarında görüyoruz. Tarihsel olarak yaşanmış böyle bir gerçeklik varken, Aleviler doğacı kadim Anatanrı kültüre mi, yoksa tek tanrıcı Şiiliğe göre mi yaşamak istediklerini netleştirmelidirler. Aleviler bu duygu ve düşünce belirsizliğinden şu üç tercihten biriyle kurtulabilirler.
 
1-Doğacı inançlarda görüldüğü gibi yarı materyalist yarı metafizik bir sentezlemeye dayanan inanç ve kültüre göre yaşam tercih edilebilir.
2-Tektanrıcı inançlara benzer, ancak reforme edilmiş yapıya inanabilirler.
3-Tamamen materyalist felsefi kültürle, din ve tanrıdan uzak evrimci olmaktır.
 
Her üç tercihe hem uzak hem yakın gibi görünüp bilinçli, bilimsel bir sentezleme yapılmadığı sürece, bulanık düşünceyle yaşamaktır ki, Aleviliğin özünü öldürmektir bu. Özet örneklerden biri, “Cem ve Semah ritüelinden tutalım, Dört Kapı Kırklar Makamın da” doğa kabul etsin (Hak Kabul Etsin-Hızır Yardımcı Olsun) söylemi, doğacı pozitifist çağdaş kültüre aykırıdır. Ritüellerde Hak Kabul Etsin, Hızır Yardımcı Olsun duygusunun altında metafizik vardır. Aleviler inançlarındaki ritüellerde metafizik yapıyı tamamen atmamalarının bilinçaltındaki gerçeklerse şunlardır.
 
1-Alevilik tamamen materyalist felsefi düşünce görülse, çevre tarafından dışlanıp aşağılanacakları korkusunu taşımaktalar.
2-Alevi öncü ya da pirler; kendilerine yakın gördükleri topluluğu arkalarından sürüklemek için, insanların psikolojik korku duygularına hitap etmeden, bunun mümkün olmayacağını bilmeleri.
3-Alevi kitlesinin çoğunluğu, diğer insanlar gibi psikolojik bir korku ve bu korkuyla meydana gelen sığınma, inanıp bağlanma duygusuna sahipler. Bunu tamamen yok saymanın kolay olmadığını biliyor Alevi pir, öncü ve siyasetçiler. Sözde çözüm olarak ritüeller adıyla hem dinli hem dinsiz bulanık uygulamayı, şahsi veya toplumun maddi manevi çıkarlarında kullanmakta görmüşlerdir. Kim ne şekilde düşünürse düşünsün, Alevilik kadimden geldiğine göre bu doğacı paganist bir inançtır. Aleviler artık netleşmek zorundalar. İki arada bir derede bulanık duygu ve düşünceyle, daha fazla ileri gidemeyeceklerini bilmelidir Aleviler.
 
Kaynaklar:
Nişanyan’ın. Türkçe Etmolojik Sözlük.
Türk Dil Kurumu (TDK) İnternet sayfası.
Ali Şeriatı- Dinler Tarihi, Seçkin Yay.
İ. Zeki Eyüpoğlu- Tarikarlar ve Mzhepler Tarihi, Seçkin Yay.
İhsan D. Dağlı- Orta Doğu’da İslam ve Siyaset, Boyut Yay.
Kitabı Mukaddes Şirketi, Orhan Matbaacılık
E. Hamdi Yazır- kuran-ı Kerim ve Yüce İlmi Hali. Huzur Yay.
Felicien Challleye- Dinler Tarihi, Varlık Yay.
Yazar Nuri Öztürk- İslamı Anlamaya Doğru, Yeni Boyut Yay.
Faik Bulut- Alisiz Alevilik, Doruk Yay.
Mircea Eliade- Şamanizm, İmge Yay.
Turan Dursun- Kuran Ansiklopedisi 8 Cilt. Kaynak Yay.
Ethem Xemgin- Aleviliğin Kökenindeki Ahuramazda ve Zerdüşt Öğretisi, Berfin Yay.
Musa Şanak- Mezopotamya’da Dinlerin Doğuşu, Aram Yay.
Mircea Eliade-Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 3 Cilt, Kabalcı Yay.
Cemal Zöngür- Din ve Felsefe Açısından Kızılbaşlık
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...