DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XV

Görülmüştür kullanıcısının resmi
Umberto Eco’ nun “Foucault Sarkacı” nda yer alan bir pasaj dikkatimi çekti. “BGKY, Basım Giderlerini Karşılayan Yazarlar demektir. Manuzio Anglosakson ülkelerinde “vanity press” (ya da vanitypublisher; yazarın tüm giderleri karşıladığı yayın evi) dedikleri yayın evlerinden biridir. Kazanç yüksek, genel giderler ise çok düşük… Normal yayınevleri kitapları kitapçılara gönderir, oysa Luciana [çalışanlardan biri] yalnızca yazarlara gönderiyor. Okuyucular Manuzio’ yu ilgilendirmiyor… Anlaşılan bu durum her ülkede yaşanıyor. Kanımca en iğrenci de içerideki tutsak yazarlar üzerinden bu tarzda nemalanan yayıncılardır…
 
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17
Tarsus/MERSİN

DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI

XV

 

Madde 141: Haruki Murakami “Koşmasaydım Yazamazdım” da; “Ben kendimle ilgili konuşacak olursam, roman yazmaya dair birçok şeyi yollarda, sabahın erken saatlerinde koşmak sayesinde öğrendim. Eğer roman yazarı olduğumda kesin bir kararla uzun mesafe koşmaya başlamamış olsaydım, yazdığım eserler şu an olduğundan, en azından azımsanmayacak ölçüde, farklı şeyler haline gelirdi sanırım” der. Yazarların çeşitli sosyal etkinlikleri veya sportif faaliyetleri kuşkusuz yazdıklarını etkiler. Böylesi aktiviteler içerisinde olmamaları halinde yazdıkları metinlerin içeriği de değişmeye açık olurdu.

 

Madde 142: Aynı kitapta Murakami, roman yazarı için en iyi niteliğin başında “Deha” nın geldiğini savlar. Deha’ yı yazmanın ön koşulunu kabul ettikten sonra da ikinci özelliğin, “odaklanma gücü” ve üçüncünün de “sürdürebilme gücü” olduğunu belirtir.

 

Madde 143: Murakami Deha için, “bizim düşüncelerimizden bağımsız olarak fışkırmak istediğinde kendiliğinden fışkırır” saptamasında bulunur. “Odaklanma Gücü” için, “masa başında zihnin yalnızca yazmaya odaklanması” gerektiğine vurgu yapar. “Sürdürebilme Gücü” ise, “var olan odaklanma gücünün 6 ay, 1 yıl veya 2 yıl devamlı olarak sürdürmesi” biçiminde ele alır.

Murakami, “odaklanmayı sessizce ama derin bir nefes alarak içinde tutabilmeye benzetebiliriz. Sürdürebilme ise yine sakin bir şekilde nefes almak ve ciğerlerde havayı tutarken bir taraftan da nefes alış verişe devam etmek gibidir” der.

 

Madde 144: Polisiye yazarı Raymond Chandler, hatıratlarında kendi yazım serüvenini şöyle dillendirir:

“Hiçbir şey yazmayacak olsam bile, günde birkaç saat mutlaka masanın başına oturur, bilincimi odaklarım” der.

Aşağı yukarı tüm yazarların yazma edimleri ortaklaşır. Deha veya Yaratıcılık, odaklanma ve odaklanmadaki ısrarın sürdürülmesi. Bunlar gerçekleştirildiğinde de eserler çiçeklenir.

 

Madde 145: Umberto Eco’ nun “Foucault Sarkacı” nda yer alan bir pasaj dikkatimi çekti. “BGKY, Basım Giderlerini Karşılayan Yazarlar demektir. Manuzio Anglosakson ülkelerinde “vanity press” (ya da vanitypublisher; yazarın tüm giderleri karşıladığı yayın evi) dedikleri yayın evlerinden biridir. Kazanç yüksek, genel giderler ise çok düşük… Normal yayınevleri kitapları kitapçılara gönderir, oysa Luciana [çalışanlardan biri] yalnızca yazarlara gönderiyor. Okuyucular Manuzio’ yu ilgilendirmiyor… Anlaşılan bu durum her ülkede yaşanıyor. Kanımca en iğrenci de içerideki yazarlar üzerinden bu tarzda nemalanan yayıncılardır…

 

Madde 146: Miguel Angel Asturias (1899-1974) Guatemala’ da doğdu. Hem Guatemala’ nın hem de İspanyolca konuşan ülkelerin büyük yazarlarından kabul edilir. Ülkesinde yaşanan trajedileri edebi verimlerle anlatan Asturias Nobel Edebiyat Ödülü’nü de almıştır. İlkin, Hukuk Fakültesini bitirme tezi olarak hazırladığı “Amerika Yerlilerinin Dinleri ve Mitolojileri” adlı eseri yazmıştır. Sonraki edebi eserlerinin belki de kaynağı bu bilimsel çalışmasıyla ilintilidir ki ilk edebi eseri olan Guatemala Efsaneleri bunun üzerinde şekillenmiştir.

 

Madde 147: Guatemala’ da işgal ve darbeler zamanında sıkça yapıldığından, yazar ömrünün çoğunu sürgünde geçirmek zorunda kalır. İşgal ve darbeler alaşağı edildiğinde de ülkesini diplomat olarak temsil etmiştir. Darbe sonrası demokratik hükümetler kısa erimli olduğundan ülkesinde en fazla bir-iki yıl kalabilmiştir. ABD’ nin fiili işgalleri ve kuklalarının gerçekleştirdiği faşist darbelerle sürgün yaşamı devam etmiştir.

 

Madde 148: Asturias, kendi halkının iki kaynağını içselleştirir. İspanyol-Maya Kültürü ve Antiemperyalist, Anti sömürgecilere meyletmesinden beslenirken yerli işbirlikçilere karşı amansız bir tutumla karşı gelmiştir.

Ülkesinde demokratik bir hükümetin olması veya faşist cuntanın işbaşına gelmesinin ölçüsü yayınladığı eserler üzerinden belli olurmuş. Eğer kitapları serbestçe satılabiliyorsa demokratik… Toplatılıyorsa, faşizm vardır…

 

Madde 149: ABD’ li tröstlerin Guatemala’ da yaşattıklarını edebi verime dönüştürdüğü Kasırga, Yeşil Papa ve Gözleri Açık Gidenler triolojisi onun başyapıtlarındandır. Bunun yanı sıra Sayın Başkan, Mısır Adamları gibi romanları da Türkçeye çevrilmiştir. Asturias ülkesinin işgalini ve toplumsal politik sorunlarını yerli halklarının uğradığı katliamlar-trajedilerle birlikte ele almıştır.

 

Madde 150: Asturias’ ın hikayelerini içeren “Guatemala’ da Hafta Tatili” (Yordam yay.) kitabı oldukça etkileyicidir. Hikayeler Amerikan saldırganlığının yol açtığı trajedileri, katliamları edebi yetkinlikle gözler önüne serer. Yerli halkın, Mayaların, yoksulların toprak reformuyla elde ettikleri el kadar toprağın ABD emperyalizminin başka Latin Amerika ülkelerinden devşirdiği paralı askerler, gene işbirlikçi politikacılar, askerler ve toprak sahiplerinden oluşturduğu güruhlarca yoğun hava saldırıları, asker indirme gibi bütünsel bir katliamcı yönelişle, halkın kıyımdan geçirilmesini içiniz acıyarak okuyacaksınız.

Asturias bu kitabını; “Kahraman öğrencilerinin, Ezilen köylülerinin, Sömürülen işçilerinin, Savaştan halkının kanında yaşayan, Yurduma, GUATEMALA’ ya” ithaf eder. Zaten hikayeler de onları anlatır…

 

 

 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...