DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XXXVI

Görülmüştür kullanıcısının resmi
"“Taşın Altındaki El” de okudum (Nassim Nicholas Taleb, Varlık Yay.). 2000’lerin başında, Bulgari Mücevher zinciri, Fay Weldon’a yazacağı yeni romanının kurgusuna kendi reklamını yedirmek için yüklü miktarda ödeme yapmıştır. Böylesi reklam hilelerine o dönemdeki edebiyat topluluğu büyük tepki vermiştir. 1980’lerde de dergilerde olduğu gibi kitapların ortasına reklam sayfası eklenerek edebiyat kitaplarının dağıtımı yapılmıştır. Eserin muhtevasının önüne geçen böylesi cambazlıklar edebiyata zarar vermektedir. " Ayhan KAVAK 2 Nolu T Tipi Hapishanesi C-20 Oda Tarsus/MERSİN

 
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XXXVI
Madde 351: Kimi yazarlar etkilendikleri şarkı, şiir, öykü veya romanlardan yola çıkarak farklı edebi verimlere imza atmışlardır. Bunlardan biri de Tolstoy’dur. Victor Hugo’nun “İç Savaş” adındaki şiirini çok beğenir ve o şiirin etkisiyle “Çocukluğun Gücü” isimli hikayeyi yazmıştır.
Madde 352: Tolstoy “Çocukluğun Gücü” hikayesini dönemin teknolojik aletlerinden olan Fonografa 1908 tarihinde okumuş ve onun üzerine düzeltiler yapmıştır. Tolstoy’un bu hikayesi ölümünden sonra 1912’de yayınlanmıştır.
Madde 353: Shakespeare’in “Nasıl Hoşuna Giderse” piyesinin konusu da Thomas Lodge’un Rosalynde adlı romanından alınmıştır. Tabii Shakespeare bu konuda birçok değişiklik yapmıştır. Lodge’un romanı da XIV. yüzyıla kadar uzanan bir sözlü geleneğe dayansa da, Lodge onu, sözlü halk geleneğini ilk kullanan Geoffrey Chaucer’in “Canterbury Masalları”ndan almıştır.
Madde 354: Nasıl Hoşuna Giderse’de Shakespeare, oyun karakterlerinden biri olan Jaques’e, “Bütün dünya bir sahnedir/Kadın, erkek bütün insanlar da oyuncular./ Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır./ Her insan kısa ömrü içinde çeşitli roller oynar…” sözlerini söyletir.
Madde 355: Shakespeare ve ortaklarının 1599’da açtıkları Globe Tiyatrosu’nun kapısına “Bütün dünya bir sahnedir” şiarı yazdırılmıştır. 1790’daki bir belgeye göre, Globe Tiyatrosu’nun girişindeki dünyayı sırtlamış Herkül figürünün altında “Bütün Dünya Oyunlardan kuruludur” yazılıyormuş.
Madde 356: Shakespeare bu metaforu Venedik Taciri ve Macbeth eserlerinde de aynı anlama gelecek cümlelerle kullanmıştır. Fakat bu tanımlama Shakespeare’den önce de dillendirilmişti. Örneğin Augustus’un ölüm döşeğindeyken şöyle dediği aktarılır: “Yaşamın farsını doğru dürüst oynayabildim mi bari?” Dünyanın, Sahne diye nitelenmesi bugün de çokça kullanılmaktadır.
Madde 357: “Taşın Altındaki El” de okudum (Nassim Nicholas Taleb, Varlık Yay.). 2000’lerin başında, Bulgari Mücevher zinciri, Fay Weldon’a yazacağı yeni romanının kurgusuna kendi reklamını yedirmek için yüklü miktarda ödeme yapmıştır. Böylesi reklam hilelerine o dönemdeki edebiyat topluluğu büyük tepki vermiştir.
                1980’lerde de dergilerde olduğu gibi kitapların ortasına reklam sayfası eklenerek edebiyat kitaplarının dağıtımı yapılmıştır. Eserin muhtevasının önüne geçen böylesi cambazlıklar edebiyata zarar vermektedir.
Madde 358: Kimi yazarlar da edebiyat disiplinini taşeronlaştırmaya soyunurlar. Jerzy Kosiński taşeron kullanan yazarlardandır. Lakin Kosiński’nin bu tarz üretimleri ters tepmiştir. Kuşkusuz başarı kazanan istisnalar da yok değil. Alexandre Dumas (1802-1870) bunların başında gelir.
Madde 359: “Roman Fabrikası” diye adlandırılan A. Dumas 20 yıl içinde 300 civarı eser yazmıştır. Sekreterlerinden oluşan kırk beş kişiye yakın kişiyi bir atölyede toplar. Bu yazım atölyesinde yüz elli civarında roman ürettiği varsayılır. Dumas bu çalışma tarzını bir mobilya ustasından ilham alarak geliştirmiştir. Yazacağı roman veya tiyatro eserinin senaryosunu hazırlayıp karakterleri belirledikten sonra atölyesindeki gölge yazarlara teslim edermiş. Toparlanan metni en son fırça darbesi vurma gibi yaparak kendi üslubunu yedirmiştir.
Madde 360: Dumas gençliğinde himayesine girdiği Orleans Dükü’nün teşvikiyle ilkin küçük bir hikaye kitabı yazar. Asıl başarısı ve tanınması, üç yıl sonra yazdığı “III. Henry ve Saray” adındaki tarihi bir piyesle olur. Daha sonrasında da roman yazmaya soyunmuştur.
                Dumas’ın roman yazmaya başladığını öğrenen Balzac çok öfkelenir. Dumas’ın da hazır olduğu bir toplantıda Balzac, “yazı yazma kabiliyetimin azaldığını hissettiğim gün piyes yazmaya başlayacağım” diyerek Dumas’a taş atar. Hazır cevap olan Dumas da altta kalmayarak: “O halde ne bekliyorsunuz üstat. Geç bile kaldınız” diye yanıtlar Balzac’ı.
Devam Edecek!
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi C-20 Oda
Tarsus/MERSİN

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...