Necmettin Yalçınkaya ağ günlüğü

Suskunun Gölgesinde/ Suzan Samancı

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Ya edebiyat? Büyük gerçekliklerin basıncı altındaki küçük yaşantılar, “dil ve tarih-coğrafya”nın perdesi ardındaki insan halleri, “olağanüstü hal” ruhları? Suzan Samancı, “içerden” bakıyor ve edebiyatın gözüyle görüyor. Onca acının, kıyımın, yoksulluğun, yoksunluğun yarattığı gürültü ve kaos içinde, kimsenin görmediği, sesini duymadığı tek tek insanları görüp gösteriyor Suzan Samancı, onları dillendiriyor. Uzaktan haberdar olunamayacak hayat parçalarını hikâye ediyor. Gıyaben hissedilemeyecek ruh hallerini anlatıyor.

Özgen Seçkin kimdir?

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

ÖZGEN SEÇKİNÖzgen Seçkin, 1951’de Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Yavuz Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde; ortaokulu Şavşat’ ta ve Ardanuç’ta okudu; liseyi Artvin’de ve Çankırı’da tamamladı. Bir zaman kendi kurduğu YABA (Yayın Basın Ajansı) adlı yayınevini yönetti. O günlerde Soluk ile Gündeş Kırkbinler adlı iki derginin çıkmasında katkıda bulundu ve yazı işleri müdürlüklerini üstlendi. Gazi Eğitim Türkçe Bölümünü bitirdikten sonra liselerde edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı.

Reçine Kokuyordu Helin/ Suzan Samancı

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

 
Annemle oturup ağladık. Babam, bana çıkışarak, ‘Bak gelecek yıl okula gideceksin. Sana Türkçe öğreteceğim. İstersen başlayalım.’ 
‘Babam evde yok,’ cümlesini ezberletirken katıla katıla gülmeye başladık... Kadınların arasında ürkekti annem. Herkes, hatta çirkin cüce kadın bile, anneme Türkçe öğretme çabası içindeydi.
Bu koca kent, muhtarın radyosundaki Ankara mıydı? Atları, inekleri ‘Makaram sarı bağları’ söyleyen kadın yoktu.”

inadım inat işte

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

geldiniz kucağınızda
bir demet çiçekle;
gelincik, papatya, 
karanfil ve yabangülü!

Teriniz hasretiniz sinmişti 
gelincik yapraklarına... 
Bir de kokunuz!

Özlemin, hasretin çöreklendiği 
tahta bir masa ve dört kişi... 
Anam karşımda, sen yanımda, 
bacım sol yanımda 
duruyoruz bir süre öylece... 

Bu seni ilk görüşüm... 
İlk kez demir parmaklıklar yok aramızda 
ve yine ilk kez dokunuşum
kestane rengi saçlarına.
Zeytin gözlerinden sevgiyi 
yudum yudum içişim... 

Yıkma Gülüşünü Erkenden/ Hasan Yıldız

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

"Dört yanımı sardığında aşk tınıları
Yaşam sevinci ile dolar taşarım
Deli taylar gibi kırda bayırda
Kişneyip içime sığmaz taşarım
Bazen riya ile kirlenir yeryüzü Denizler ırmaklar irin kan akar Bin efkâr okur canıma dost yüzü İşte o an ben yaşama küserim"
Şairin bütün çalışmalarında, göç acısı, isyan, umut ve sevgi iç-içedir. Bunlar usta bir ressamın tabloda işlediği tamamen iç içe geçmiş temel dört renk sanki.

Kısır Döngü…

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Genç adam olmadık düşüncelere dalmıştı. Gözleri çok uzaklara kilitlenmiş, düşünceleri suyun buruşukluğuna dalıp dalıp çıkıyordu. Balıkları ve ördekleri çoktan unutmuştu. Çevresinden olup bitenlerden habersiz uzakları yakınlaştırıyordu. Doğduğu, büyüdüğü hatta ilk âşık olduğu yer olan ve sabahları denizin usul usul dalgalarıyla kıyıya bıraktığı yosun kokusu ve o küçük balıkçı kasabası geldi aklına. Güneşin henüz ışınlarını sakladığı sabahlarda balığa çıktığı anları canlandı, kilitlenmiş gözlerinde.

Yüreği Avucunda İki Güzel İnsan... Alişer&Şaziye

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Kasım ayının içimi titrettiği günlerde sıcak bir sevdaya tanık olmak ne güzel... Ve ne güzeldir yaşadıkları sevdayı cümle âlemle hiç korkmadan, onca mesafeye ve özleme rağmen paylaşabilmeleri... Telefonların hiç çalmayacağı olasılığı olmadan, hüzünlü bir şarkıya iki ayrı ülkede olmalarına rağmen birlikte ağlayabilen, sessizliği sese, kimsesizliği kalabalığa dönüştürebilen, yürekleri iyileştiren bir sevdaya kocaman bir merhaba diyebilen iki kızıl gülü tanımak ne güzel...

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Necmettin Yalçınkaya ağ günlüğü beslemesine abone olun.