İNGİLTERE'DE KAMYON KASASINDA 39 ÖLÜ İNSAN
diğer taraftan gösteriş, şatafat içerisinde yaşamak, dünyanın en büyük onursuzluğudur.
Önceki bölümlerde ifade edildiği gibi dünyaya din ve etnik ırkçılığı tek tanrılı dinler icat ettiler. Bizler Anadolu ve Mezopotamya'da yaşayanlar olarak, Arap İslam etnik ve inanç ırkçılığından her zaman rahatsız olmuşuz. Bunun nedeni, İslam ortaya çıktığı günden bu zamana, gerici faşist anlayışını sürekli kutsamasıdır. Yahudilik ve Hıristiyanlık laik - seküler demokrasiyi kabul ettiklerinden olumsuzlukları ciddi anlamda sınırlanmış oldu. Araplar; Hac vb.
İlk tek tanrılı İbrani etnik ve Yahudi ırkçı egemenlik, her tarafa kendi bağnazlığını yayıyordu. Bunu kabul etmeyen insan topluluklarının bazıları köleleştirilirken, köleliği kabul etmeyenlerin bir kısmı öldürülüp diğerleri verimli alanlardan çöl ve kırsal bölgelere sürülüyordu. Bölgenin kırsal, dağlık ve çöllerinde yaşayanlar zaten her gün hastalık ve de açlıktan can veriyordu. Bunu bilen yoksul topluluklar ya mevcut tanrı ve dine inanıp tamamen kendilerini inkâr ederek yaşayacaklardı veya savaşıp onları devirmeliydiler. Çoğu zaman isyan etmekte işe yaramıyordu.
Eğitim ve yazının olmadığı cahilliğin hüküm sürdüğü çağlarda olduğu gibi, düzenli eğitim ve yazının olduğu günümüz modern insanı da, yine tanrı din adını kullanarak her türlü çirkefliği yapıp hep iktidar oluyor? Ve akıl (US) yoksunu bu anlayış her toplumda nicel olarak hâlâ yüksek bir sayıyı oluşturuyorsa ki öyledir, onur ve tam akıl hangi insanda nasıl, ne şekilde ne zaman var edilecektir? Veya aklın tüm insan topluluklarında neden tam oluşturulamadığı üzerine düşünülüp, insan karakteriyle ilgili daha gerçekçi yeni bir sıfatlandırma gerekiyor.
Aslında İslam yalnızca din meselesi olarak değil sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve askeri tüm yönleriyle ayrıntılı incelenmesi gereken önemli bir konudur. Her şeye nüfuz eden İslam dini, yalancı masalsı ayetlerini nasıl inandırıcı kıldığını, aynı zamanda bunun arkasından sürüklenen insan karakteri daha farklı açılardan ele alınmalıdır.
Bu tür toplumların bilinçlerine yüklenenler cinsel ahlaksızlık, görgüsüzlük, sınırsız maddi varlıklara sahip olmak gibi, İlk Çağ'daki içgüdüsel süper egoistliktir. Tanrının her şeyi düzelteceğini ifade eden eğitimle yetişen toplumlarda nitelik sıfırdır
Devrimci iki şekilde olunur. Bunlardan birisi felsefi teorisiyle kültür devrimciliğidir, diğeri askeri zeka ve bilgiyle devrimciliktir. Her iki devrimci de siyaset bilimimin en büyük mimarıdırlar. Bu bakımdan biz sıradan insanlar, ancak bu bilime su taşıyan çıraklar olabiliriz. Kısa tanımdan da anlaşılacağı gibi siyasete ilgi duyan kişi, ya gerçek devrimci olmalıdır veya haddini aşmadan, gücü oranında destek sunmalı. Kimse büyük laflar etmemeli.
Atatürk'ü ya da diğer ifadeyle cumhuriyet ilkelerini defalarca analiz etmiş olmamıza rağmen, bir kez daha farklı açılardan ele almak zorunda kalıyoruz. Buna sebep olansa, Alevilerin büyük çoğunluğu Atatürk'ün dine, modernizme ve laikliğe bakış açısının, temel bir felsefeye dayanmadığını anlayamamış olmalarıdır. Ya da anladıkları halde korkudan demokratlık süsü vererek, kendilerine sığınacak bir liman olarak görmek istemelerinden kaynaklanıyor. Gel ki Aleviler, İslam'ın Hz. Alici Mezhebine de aynı şekilde bakmaya devam ediyorlar.