Annemin örgüleri

Savaş Yadırgı kullanıcısının resmi
Adam yok, dağda. Çıkar bir ay, üç ay inmez, istese de inemez, inmez düze. Çoban. Geceyle yoldaşlık eder. Soğukta, gılowuna sığınır. Uzakta, yıldız kadar uzakta bir kadını özler. Kadın, siyah örgüleriyle geçer gözlerinin önünden salına salına. Perçemine tutunur. Babam akşamdır, göğsünde yıldızlar. Bir sabaha uzanır. Önce annem doğar yüreğinde babamın, sonra güneş.

Gaz lambasının ölgün ışığında çocuk ağlamaları yükselir. Çocuk annesinin paçalarına sarılıp ağlar. Bilir açtır. Diğeri kucağında, döşüne bastırır. Bir de üstüne gebedir annem. Adam yok, dağda. Şeker yok, torbada yok. Ekmek, iki gündür bitmiş. Katık, yok. Mutfak iki tabak, bir tas, bir testi. Tam takır. Yer demir gök bakır.* Açtır. Açtır çocuklar. Gözü yollarda geldi gelecek kocası. Gelmez. Özler. Bir gelir kocası, iki gelmez.
 
Bir oda. Kerpiçten yapılma. Ortasından perde çekili. Perde dallı güllü. Perdenin ardı kaynana oturur. Ekmek de var orda tuz da. Ama ne kendi yer ne de yedirir. Kulağı yanda. Gurur vardır annemde, istemez. Ama çocuklar aç. Ne bilsin çocuklar gururu.
O zamanlar, kızlar sandık tutarlardı. Sandığın iyisi ceviz ağacından olur. Bir de işlemeli olursa ne âlâ. Hali vakti yerinde olan her genç kızın muhakkak olurdu sandığı. Çeyiz tutarlardı gelinlik kızlar. El emeği göz nuru danteller koyarlardı içine. Örtüleri, İpekleri, şalları, umutları, özlemlerini, mutluluklarını koyarlardı sandıkların içine. Evlendiğinde açmak için.
Annem 15 yaşındaydı babama vardığında. Güzel. Köyün en güzeli. Kaçırdığında babam annemi, erkekler hep düşman babama. Gece renkli saçları belinde. Annem rüya renkli buklelerle salınır. Her buklesinde sevinç sarılı, her buklesinde umut saklı. Annem hayata bukleleriyle örgülerle tutunur. Saçları açıldığında yağmurlar misali, bir cenneti sulardı.
Rüyaya yatar dağdaki adam. Gördüğü zindan karası saçlarıdır annemin. Nereye baksa salınır bukleleri annemin, çocukları sallanır ucunda. Annemin örgüleri bir sıkar bir bırakır nefesini. Uyanır kan ter içinde babam.
Üç besili koyunu kaybolur ve yanar tarlası o sene. Kaynanası suçu annemin saçlarında bulur. Kara büyüdür. Geldi geleli kapısına, hışım hışım üstüne. Bir güzel değil de iki güzel doldurur babamı.
Hışımlar, sözde annemin saçlarıyla örülü demiş softa ona. Kesilip atılmalıymış yahut yakılıp gömülmeli. Saçlar deyince gördüğü rüyayı anımsamış babam. Örgü deyince kan ter içinde kalmış yine.
Almış kör makası eline babam. Kesmek için bukleleri rüya renkli saçlarının annemin. Bir sevincini kesmiş kör bir makasla, bir bahar kokan örgülerini. Bir umutlarını kesmiş babam bir buklelerini. Saçlar kanamış, umutlar kanamış. O gün başlamış sigaraya babam.
(...)
Yıllar zor, yıllar kahır, geçer. Zaman eskiterek, soldurarak geçer.
Yıllar sonra, misafir odasında bir yüklük ilişti gözüme. Binboğa’nın suyu havası sinmiş yün döşekleri. Teker teker indirdim döşekleri, yorganları. Altında güzel desenlerle bir çeyiz sandığı. Ceviz sandığı. Açtım kapağı. Danteller, ipekler, eşarplar, örtüler, renk renk, desen desen kumaşlar. Çıkarttıkça eskiyor, çıkarttıkça geriye sarıyordu zaman. En dipte üzeri örtülü bir şeyler vardı, çıkartılanlara benzemeyen. Örtüyü çektiğimde, dondum. Çözüldü bacaklarım, dizlerim üstüne çöktüm; işte oradaydı, babamın kör makasla kestiği, annemin her buklesinde sevinç sarılı, her örgüsünde umut saklı simsiyah saçları.
Kim baksa görebilirdi. Düşlerinden vurulmuş bir kız çocuğu gibi yatıyordu ceviz sandığında annem.
 

 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...