SEN

Müslüm Aslan kullanıcısının resmi
İp ince sokaklardı sesini çevreleyen gelişim.

İp ince sokaklardı sesini çevreleyen gelişim. Katmerli tereddütlerin sarmalayan sabırsızlığı... gelsem de gitmezsem diyordum.
Yıldızların ışığına bulaşmış aydın sözcükler, ılık bir buyurganlık dolaşırdı dalgınlığının deltasında. Sen oradaydın, dünyasına uğradığım bütün liriklerin orta yerinde. Ve yine yoktun tarife gelmeyen tanımdın biraz. Bu yüzden ben sana bir vardın bir yoktun desem ve aradığım, bulduğum sonradan yok olandın desem...

İp ince bir kırptı doluyor damarlarıma ve nefes alış verişlerimde sarsılan bir ben. Kendimden elimi eteğimi çekerek düşünüşte yaya ilerleyen yalın ayak bir ben.
A dan öteye geçemeyen, buğulu fallara kalan mevsimsiz kuşları yazıyorum şimdi. A mıydık, buğulu fallara kalan mevsimsiz kuşlar mıydık. De haydi, zaman şakağımda patlıyor, şu ağlamaklı hüznü bozupta söyleSEN. Biliyorum ölümsüzlük sırrının peşine düşen Gılgamış misali badirelerin haritasında dişimi tırnağıma takarak bulmalıyım, BENimde büyüyen şu SENdekini..

Yumuyorum gözlerimi içinde ıslandığın karanlık, ellerin kokuyor.Oysa korkudan dolaşamazdık karanlıkta. Ben olmadan Tahsin Yusufoğlu o olmadan ben geçemezdik mezarlığın yanından. Şimdi karanlıkları bile seviyorum. Sonra.. alevler dolayarak boynuma mevsimin yağan ilk yağmurlarında yitiriyorum kendimi dolaştığımız bütün mekanları nakaratlayan adımlarım inleyene dek.

İyice atıyor bendeki SENsizliğin nabzı.Toprağı yokluyorum, gökyüzünü. Deli divane soluğum kesiliyor, kurcalarken bütün anıları. Toprağa düşüyorum, gözlerine...ve göğe dönüşen yüreğine..
İp ince bir küskünlük kırıyor kabuğunu. Biliyorum çayını içmezsem, bağırmazsak çağırmazsak ve sonra afacan çocuklar misali tekrardan dönmezsek yeni başlangıçlara harfleri kanar kaderimizin. Bağdaş kurarak dünyana, ben sana yaptıklarımı SEN bana yaptıklarını fi tarihinin girdaplarına kurban veriyoruz.
Mırıltıya benzer tınılarla ölü kelebekleri sakladığım kitabının arsından bir kağıt uzatıyorsun bana eski bir şiir benim de sevdiğim ama hiçbir zaman tadına varamadığım Bu ezbere bildiğim bu şiiri benden yorumlamamı istiyorsun.

“Bir şey var aramızda
senin bakışlarından belli
benim yanan yüzümden
dalıveriyoruz arada bir
ikimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki de
gülüşerek başlıyoruz söze
bir şey var aramızda
onu buldukça kaybediyoruz istemeyerek
fakat ne kadar sıkılsakta nafile
bir şey var aramızda
senin gözlerinden ışıldıyor
benim dilimin ucunda”

Yorumlama yerine sana kendimi anlatıyorum.
Bilmiyorum! Ağız yeri zehire bulaşmış mutluluk beklide Aşk, bardaktan dolup taşan. Bu şiirde bir yitirilişin ilan edilmemiş, çoktan afişe olmuş volkanı. Ama ne garip kelebekler durmadan ölüyor baharlarında aşkların. Ve sen bu şiiri ölü kelebekleri taşıdığın kitap sayfaları arasında saklıyorsun. Bu kelebekler aşk baharlarında ölen kelebeklerdir dercesine.
Bende mırıltılarla cevaplıyorum. Eğer bir gün yazmayı öğrenirsem ölü kelebeklerini yazacağım aşkların, mutluluk zehirine bulaşarak 7 gün yedi gece acılar içinde ölen kelebeklerini.

SEsiN Asi dağ ırmaklarının çağlayanlaşması, ve çökmesi gün ışığının serin sabahlarda.
Uykularının en tatlı yerinde saçları okşanan çocukların yanaklarına konudurulan sıcak öpüşü annelerin.

Bir şarkı tutuşturuyor karanlığın ucunda. Beklediğim ve en son benim okuduğum GÖRÜLMÜŞTÜR mühürlü yarısı karalanmış mektupların hasret hıçkırığı düğümleniyor boğazımda.

İp ince bitimsiz vedalar serisiydi Sen den gidişim. Başımı dayadığım otobüs camından kayan ışıkları. Boynu bükük ağaçlar...Uzayıp gidiyordu yollar, bütün renkler, bütün sesler bana seni anıştırıyordu senden uzaklaşmama izin vermeden.Titreyerek sıkıyordum avuçlarımda o şiiri.
A dan öteye geçemeyen, buğulu fallara kalan mevsimsiz kuşları yazıyorum şimdi. A mıydık, buğulu fallara kalan mevsimsiz kuşlar mıydık. De haydi, zaman şakağımda patlıyor, şu ağlamaklı hüznü bozupta söyleSEN. Neydik?

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...