DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XX

Görülmüştür kullanıcısının resmi
Pikaresk roman demek, kahramanların/karakterlerin roman içinde öyküye öykü eklediği yani metnin içine yerleştirilen öyküler barındırır. Pikaresk romanlarının çıkışı 16. yüzyıl İspanya’sına dayanır. Çoban romanıyla Şövalye roman öğelerinin bir nevi toplumsal protestoymuş gibi terkip edilmesidir. Esas figür, dünya ve toplumu alttan üste doğru yönelen bir bakışla görmesi ve bunu ana konusunda işlemesidir. Ayhan KAVAK 2 Nolu T Tipi Hapishanesi S-17 Tarsus/MERSİN

 
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XX
 
Madde 191: 1929’da Nobel Edebiyat ödülünü kazanan Thomas Mann (1855-1955) ile gene 1946’da Nobel Edebiyat ödülünü kazanacak Hermann Hesse’nin (1877-1962), Volker Michels (Hesse’nin editörü) ve Anni Carlsson tarafından hazırlanan Mektuplar’ı (Timaş Yay.) edebi çıkarımlarda bulunma açısından paha biçilmez bir eser.
            1904’te tanışan Hesse ve Mann 1910’dan, Mann’ın öldüğü 1955 yazına değin karşılıklı mektuplaşırlar.
 
Madde 192: Yıllar içinde yaratılan her fırsatta bir araya gelip edebi yolculuklarını hasbıhal eyleyerek etkileşimde bulunan her iki yazar adeta dost, kardeş olmuşlardı. Haliyle Hesse’nin Boncuk Oyunu ve Mann’ın Doktor Faustus’u arasında akrabalık göze çarpar. Her iki yazarın paylaşımlarının sonucu olsa gerek yazımsal çalışmaları da zenginlik kazanmıştır. Keza diğer eserlerinde de birbirlerine gönderme yapmışlardır. Yazarların dayanışma ve dostluğunun, kardeşliğinin eşsiz örneği olmuşlardır.
 
Madde 193: Michels’in İsviçreli edebiyat eleştirmeni ve her iki yazarın dostu Otto Basler (1902-1984)’den duyduğu anekdot şöyledir: Basler her iki yazarı evinde misafir ediyormuş. 6 Temmuz 1950’de Thoman Mann Basler’in evinin önüne gelip tam içeri girecekken, Basler ona Schiller’in şu sözünü hatırlatır; “Ne değerli, sadık bir misafir! Ondan daha iyisi henüz bu eşikten adımını atamadı.” Mann bir anlığına duraksar ve adımını evin basamağından geri çeker. Basler’e, “Yani sevgili arkadaşım Hermann Hesse’nin içeride olmadığını mı söylüyorsun?” “Hayır içeride” der Besler, “ama o diğer kapıdan girdi.” Mann, “öyle mi!” diye cevaplayarak neşeyle içeri girer.
 
Madde 194: Hesse, 1910 yılında Mann’ın “Majesteleri Kral” hakkında “Yeni Yayımlanan İyi Kitaplar” yazısında şöyle der; “Bana öyle geliyor ki deha, “saf yazar, okuru hiç düşünmez. Kötü yazar okuru düşünür, onun hoşuna gitmeye çalışır, onun sırtını sıvazlar. Kuruntulu entelektüel ise, Thoman Mann gibi, okuru; ona alayla yaklaşabileceği, lütfeder gibi yapabileceği, kolaylıklar sunabileceği ve ipuçları verebileceği bir uzaklıkta tutmaya çalışır…” Gerçi Mann için söylense de bugünden baktığımızda da geçerliliği olan ve yazarların bakış açılarına denk düşen bir saptamadır.
 
Madde 195: Roman, öykü, şiir ve düzyazılarının dışında Hesse, hayatı boyunca yaptığı üç bini aşkın kitap eleştirisinden mürekkep bir birikim bırakmıştır. Bu hususta Kurt Tucholsky, “Almanya’da Hesse’nin kitap eleştirmenliğinin bir benzeri yoktur. Her birinden bir şeyler öğrenmek, aslında pek çok şey öğrenmek mümkün” diye yazmıştır. Ne fayda, Hesse’nin bu yazıları bir araya getirildiği takdirde dört bin sayfayı dolduracak oyluma sahip verimi kitaplaştırılmamıştır.
 
Madde 196: 1914’ün sonbaharında 93 Alman ‘entelektüeli’, Almanların Belçika’da kıyım yaptıkları suçlamasına karşı protesto metni imzalarlar.
Pasifist ve barışçı olan Hesse, I. Dünya Savaşı hakkındaki tutumu ve ulusların birbirini anlamaları gerektiği çağrısında bulunduğunda ise Alman milliyetçileri tarafından “yemek yediği kaba pisleyen vatansız herif” diye kötülenir.
 
Madde 197: İlkin gönülsüz üye olup sonradan istifa ettiği Prusya Sanatlar Akademisi Edebiyat Bölümü’ne tekrar üye olmasını isteyen Mann’a yazdığı mektupta şöyle yazar Hesse; “… Resmi bir Alman organizasyonuna katılmamamın son sebebi, Alman Cumhuriyeti’ne karşı duyduğum derin güvensizlik. Bu köksüz ve ruhsuz devlet, savaşlardan sonra ortaya çıkan tükenmişliğin vakumlanmasından meydana geliyor. Savaş olmayan “devrim”in ruhunu temsil eden birkaç iyi insan, halkın yüzde doksanının onayıyla öldürüldü… Hesse’nin bahsettiği o iyi insanlardan ikisi Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’tir…
 
Madde 198: Boncuk Oyunu, Bozkırkurdu, Demian, Doğu Yolculuğu, Siddhartha, Narziss ve Goldmund gibi eserler veren Hesse, şiirsel bir dille verimlerini yazmıştır. Kitaplarında bireyin olgunlaşmasındaki çelişki ve çatışmaları görünür kıldı. Mevcut olgunlaşma yolunda doğayla bütünleşilmesi gerektiği düşüncesinden dolayı ölümünün ardından bir döneme damga vuran Hippiler arasında çok okunan bir yazar olmuştur.
 
Madde 199: Buddenbrook Ailesi, Aldanan Kadın, Değişen Kafalar, Büyülü Dağ, Doktor Faustus, Lotte Weimar’da, Yusuf ve Kardeşleri gibi verimleri olan Mann, Kuzey Almanya’daki Lübeckli bir tüccar ailesindendi. Ailenin sağladığı malzeme zenginliği, milyonlarca okurun faydalanacağı kitaplara dönüştürdü. Thomas Mann’ın kitaplarına döneminde başvuranların ağırlığı her yaştan profesyonel ve kariyer basamağında ilerleyen genç akademisyenlerdi. Hesse de Thomas Mann’ın “sadık bir hayranı” idi. Keza Mann için de Hesse de öyledir…
 
Madde 200: Pikaresk roman demek, kahramanların/karakterlerin roman içinde öyküye öykü eklediği yani metnin içine yerleştirilen öyküler barındırır.
            Pikaresk romanlarının çıkışı 16. yüzyıl İspanya’sına dayanır. Çoban romanıyla Şövalye roman öğelerinin bir nevi toplumsal protestoymuş gibi terkip edilmesidir. Esas figür, dünya ve toplumu alttan üste doğru yönelen bir bakışla görmesi ve bunu ana konusunda işlemesidir.
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi S-17
Tarsus/MERSİN

 
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...