Sol, Demokrat ve Aleviler Geleceğe Nasıl Bakmalı?
Herkesin şahit olduğu gibi, Türkiye’de özellikle eğitim görmüş ve kendisini entelektüel sayan sol, Aleviler ve liberaller, gizli ya da açık milliyetçi düşünce yapısını henüz aşmış değiller.
Herkesin şahit olduğu gibi, Türkiye’de özellikle eğitim görmüş ve kendisini entelektüel sayan sol, Aleviler ve liberaller, gizli ya da açık milliyetçi düşünce yapısını henüz aşmış değiller.
İslam’da dahil Hıristiyan ve Yahudi din kültürüne sahip toplumlarda da bu iğrençlikler yaşanıyordu. Batılı toplumlar çağdaş modern kültürü kabul edip, anayasalarını bu mantık üzerine şekillendirdikten sonra, dinsel her uygulamayı yasakladılar. Eğitim ve insan ilişkilerini çağdaşlığa göre uygulamaları neticesinde, dine inanan ya da inanmayan kişiler içerisinde, istisnalar dışında, söz konusu ahlaksızlığa kolayca kimse cesaret edememekte.
Başta kendi halkları olmak üzere çevrelerini koruyacak yapıda olmaları, emperyalist saldırganları ciddi anlamda korkutup frenliyor. Bu devletler yeniden 21. yüzyıl gerçekliğine göre, insani enternasyonal blok şekline dönüştürülürse ezilenler, horlananlar için yeniden önemli bir umut olacaktır. Çünkü şimdiye kadar dünyanın en demokrat ülkeleri olarak bilinen Avrupa, hiçbir halkı ve toplumu net olarak insani haklarına kavuşturmadığı gibi, bilinçli olarak sürekli sürüncemede bıraktı. Halk deyimiyle bu bir Çin işkencesidir.
Dünyaya gelmiş bir bebek, tüm sosyal ve çevresel olaylardan direkt etkilenen bir bireydir artık. Bu bakımdan o bebeği doğuran anne ve baba, bebeğin hem fiziksel hem de ruhsal olarak, normal bir gelişim göstermesi için kendi kişilik, kültür yapılarını en ufak çekinceye meydan vermeden sorguladıklarında, çocuklarına doğru hizmeti etmiş olurlar. Böylece kendilerinden daha ileri birey yetiştirebilirler. Tüm anne ve babalar, demokratik ortamın olmadığı, doğru, yeterli eğitilmemiş insanda, süperegoist güdülerin sürekli anormalce geliştiğini akıllarından çıkarmamalılar.
2-Doğumdan 6 yaşına kadarki dönemde kişilik şekillenmesi.
3-Altı yaşından 20 yaşlarına kadarki dönemlerde oturan kişilik.
Her üç dönemi tek tek ele aldığımızda, doğruya daha yakın bir kişilik çözümlemesi rahatlıkla ortaya çıkarabiliyoruz.
Halkları birbirine düşürme, çatışma, savaş politikasıyla, on binlerce asker ve vatandaşının ölümüne neden olup, bundan övünerek bahseden ülke, Amerika ve Türkiye’den başkası değil. Diğer devletlerin sicili de temiz olmasa da Amerika ve Türkiye gibi, dünya maskarası olmamaya dikkat ederler. Ve en çok başarı gösterdikleri politikaları, kendi içlerinde asırlar boyu sürecek iç çatışmaları bitirip, düşük nitelikte de olsa barış içerisinde yaşamalarıdır.
.
Birlik sağlamak Aleviler için yemekten içmekten daha önemli temel bir konudur. Çünkü tarihi en az 2500 yıl önceye dayanıp, çağının en hümanist ve demokratik bir inanç yapısıdır. Böyle bir inanç yapısını Ortadoğu’da yaşatmak, insanlığı yaşatmak demektir. Ancak gerek dünyadaki haksızlıklar gerekse bölge devletlerinin vahşi bir yaşam anlayışına sahip olması, Alevileri her alanda kuşatıp asimilasyona tabi tutmuştur. Alevilerin kendi içlerindeki olumsuzluklarda eklenince, inançlarını modernize edemedikleri gibi bir türlü birlikte sağlayamamışlardır.
Bunların hepsi seçim ve atamayla devleti yönetenlerin devlete, topluma yaptıkları ihanetlerle bir kez daha kanıtlanmıştır.
Türkiye’de istisnaların dışında, hangi siyasetçi, devlet görevlisi iş başına gelmişse Allah, din, devlet, millet adına resmi, gayri resmi, yaptıkları ahlaksızlıklar Afrika ülkelerinde dahi görülmez. Bu olaylardan mahkemeye verilenler %3’ü bile bulmuyor. Çoğu da beraat veya hafif cezalarla sonuçlandırılmıştır. Devletin bu kadar kirli oluşunun temeli, Osmanlı’nın Yeniçeri Ocağı Çete kültürüne dayanıyor. Cumhuriyet yönetimi bazı şekilciliğin dışında, Osmanlı zihniyetini bir milim aşmış değil.
Tüm bunlar bize şunu bir kez daha hatırlatıyor. Demokrasiden yana her siyasal düşünce, dinde gerçek, doğru rönesans ve reformlar yapılmadan, bir adım ileri gidilemeyeceği bilinmelidir.