Ali Rıza Aksın ağ günlüğü

MEMLEKETİMDEN MANZARALAR (1)

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Eskiden, ovanın ortası bataklıkmış. Bataklığın kenarındaki verimli araziler Ermenilere aitmiş. Sinemilli, Kılıçlı, Şıxraşanlı ve Atmalı köyleri bu arazilerin kıyısında, eteklerinde yaşar, sıcaklar çıkar çıkmaz da yaylalara çekilirlermiş. 1920'lerde Ermenilerin temizlenmesiyle ova yeniden pay edilir. Nüfus sahibi aşiret reisleri, halkın bilinçsizliğinden yararlanarak, binlerce yer çevirirler. Hayvancılıkla geçinen, okuryazar olmayan büyük nüfus, beş on, elli, yüz dönüm üzerinde çiftçilik yapar.

SADIK DEDE ŞENLİĞİ

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Güneş batmaya doğru geleneksel Sadık Dede Şenliği’nin yapılacağı, Erdmannhausen köyüne doğru yola çıktık. Erdmanhausen, şehrin dışında, ekin ve çayırlarla kaplı, yemyeşil bir yerde. Etrafı ağaçlarla kaplı daracık köy yolları, tektük çiftlik evleri, öbek öbek köy benzeri yerleşim birimleri... Kampa yetiştiğimizde kuzenim Sinan’ın doğum gününü kutlamış olan küçük bir kalabalık dağılmak üzereydi.

İRBAM

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Bir dükkan ileride, tezgâhına abanmış, para sayıyordu Musa Funda. Üç beş köylü çene çalıyor, geride bir kadın çocuğunu avutuyordu.
Ördekdedeli İbrahim, dükkânının kapısından,
-Gel, imanım gel, canım sıkılıyor, dedi.
Sandalye uzatıp ilave etti.
-Otur imanım, otur…
Hızlı bir bakışla,
-Kavuncu sen de şuraya.
Babam güldü.
-Kavuncu mu, niçin?
-O bizim parolamız, sen karışma.
Fişli sobasını bizden yana kaydırıp ekledi.
-Bir damla çekek mi erenler?
-Çekek, erenler çekek!

SADIK DEDE VE BERİSİ - 2

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Boyun kırıp, gitti fukara. Ağlaya ağlaya... Sütü memesinde kaldı malın. Koyundan koyun, inekten inek kırıldı. Anlayacağın virane oldu ev. Edem gitti, yüzüne bile bakmayacağı bir kızla evlendi. O, Kızlarmeydanı'na, bense Kelo'nun yurduna yerleştim. Ben Urum'un bacısı Basse'yi, o da bizim Elif'i severdi. Büyükler önayak olup berdel ettiler bizi. Karım; incik boncuk, peynir, çökelek satarak geçinen Mahmado’nun (Müftü‘nün oğlu) kızıydı. Mahmado deyip geçme, Karacoğlan gibi adamdı. Oturup türkü mürkü dizmez, hazır cevap bir aşıktı. Ana tarafını bilmem ama baba tarafı Tapo Ağa‘ya dayanırdı.

SADIK DEDE VE BERİSİ - 1

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Yine böylesi bir gündü. Sekiz saatlik bir yolculuktan sonra eve yetiştiğimde alaca karanlıktı. Annem, ineğini sağmış, tavuğunu, püssüğünü doyurmuş, merdivene oturmuş, babamın türbesini gözetliyordu. Gün aşmış, Ziyaret Tepesi'ndeki kayaların silüeti gözüküyordu. Geç vakte kadar oturduk. Sonra odamdaki yatağıma çekildim. Çatıya yüklenen rüzgâr, anaforlar yaparak acayip sesler çıkardı. Yağmur, yufkaya serpilir gibi kiremitlere döküldü. Köpekler, acı, uzun ulumalarına ara verdiler.

Iskalanmış Barış

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Bu ara, Hans Lukas Hıeser'in, İletişim Yayınları'ndan çıkan, 850 sayfalık Iskalanmış Barış'ını okuyorum. Hans Lukas, 1957 Zürich doğumlu. Doktorasını Basel’de yapmış, Zürich ve Freiburg Üniversitelerinde modern tarih doçentliği yapmakta. Iskalanmış Barış'ta 1839-1938 arasındaki yüz yıllık bir süreci değerlendirir.1830’larda gelindiğinde Mısırın başındaki Mehmet Ali Paşa, yayılmacı bir politika izleyerek, Osmanlı'yı parçalanmanın eşiğine getirir.

KIYMET ANNE

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Annesi, Kıymet Hanımla tanıştım. Güleç yüzlü, etine dolgun. Dereden yana, küçük, cennet gibi bir evleri var. Bir de güllü, çiçekli bahçe… Kızıl, turuncu, mavi... Girişte yüklü bir ayva ağacı.Münir'ün babası, öğretmen emeklisi, Sait Efendi. Yıllar önceden bırakmış annesini. Nur topu gibi iki de oğlan… Sebebi bilinmez. Ben gibi birine de aha demeye denmez ki...

ÖLÜMÜN KIYISINDA

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Türklerin düşmanlarını at nalı biçiminde kuşatıp yok ettiklerini, gözümüzün içine bakar, sesine tehditkâr bir hava katarak anlatırdı. Anlaşılan, düşman bizdik ve bugün ki at nalı kapanı da bize karşı işliyordu. Ara caddelerden hastaneye doğru koşarken genişçe bir yere geldik. İsyanı bastırılmış bir ordu gibiydik. Çaresiz, öfkeli...  On altısında, bilemedim on yedisinde bir genç, ansızın kucağımıza düştü. Belki Kale'den, belki Mağaralıdan gönderilmişti. Ortalığı keşfedip gidecekti. Delikanlı, olup bitenden habersiz, uyku sersemi gibi davrandı.

İtirazım Var!

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

 Tam da o günler bıyığı ağzına dökülen, Deniz Gezmiş'i anımsatan biri geldi mahalleye. Delikanlı az konuşur, elimizi kuvvetle sıkar, önüne gelene moruk derdi. Onun gelişiyle de kadınlar dedikodularını iki katına çıkardı.
-Kız anam, iki çocuğuyla gül gibi karısını bırakıp giden, Cardun'un o hayırsızı bu işte. Ne olacak, Sofulu Aşe'nin doğurduğu… Berduş, hayırsız.
 Berduş, babasının olmadığı saatler biter, babasının gelişine yakın da tüyerdi. Suçu; zorla evlendirildiği amcasının kızını bırakıp gitmekmiş. 

Çığlıklar çığlıklar

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

”Ne demek ordu, millet var olsun? Asker miyiz ki, halla halla…!” Karşılaştığım her felaketi, ”bir yanlışlık olmalı” diyerek geçiştirmeye çalışıyorum.
Masanın beri ucundaki ekmek yığınından (çeyrekten az) bir tane alıp sıraya girdim. Kalabalıkta H. Esendemir’i gördüm. Gözleri halkalanmış, burnunun formu değişmişti. Ben sarılmak, hasret gidermek isterken, o bakışları yerde kopya vermeye çalışan bir öğrenci gibi mesafeli durdu.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Ali Rıza Aksın ağ günlüğü beslemesine abone olun.