Ali Rıza Aksın ağ günlüğü

“Kardeş Halkların Nazlı Çocukları’’ üzerine.

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Hüseyin Can’ın anlatımı bildiğimiz o öykü formatına benzemez. Hüseyin Can’ın kendi formatı vardır. İçten, samimi, coşkulu...

Bir an bir yöreyi, bir dağı, bir ırmağı anlatan bir tanıtım yazısı okuduğunuzu sanırsınız. Bazen bir romanın giriş bölümünde olduğunu düşünür, kendinizi koy verir, gerisini merak ederken bitiverir aniden. Bazen kurşuna dizilen bir topluluğun içinde ölüm numarası yapan küçücük bir çocuksunuz, büyür aksakallı bir ihtiyar olur, yine çocuklara anlatırsınız meramınızı. Bazen evlilik çağına gelmiş, içi umutsuzluklarla dolu bir çingenenin dramını yaşarsınız. 

ARABACI ARABAYI KOŞ GETİR

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Mektubu okur okumaz değiştim. ''Eyvah!'' dedim ''bir şey oldu anneme''
-Neymiş?
-Bilmiyorum, gelmemi istiyor.
Kiraz gözleri dolu dolu ekledi.
-Kesin bir şey oldu anneme.
  Kiraz'ı katıra bindirip çıktık. Vadiyi geçip dağı çaprazdan tırmanmaya başladık.  Katırın sahibi bir çocuk. Yollar dönemeçli. Düşer gibi oluyor, tekrar doğruluyordu Kiraz. Cello aşağıda, uçurumun dibinde avlanıyordu.
-Hocaaaav, hocavvv, nereye?
-Memlekete, memlekete!
-Geri gel ha, gel!  
-Geleceğim geleceğim!

Endişeye mahal yok!

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

 
Öğle paydosu. Güzü geride bıraktık. Doruklar ağarır gibi oldu. Yumurtalı makarna yedik. Ayranımız da var. Kısıtlı imkânlarımızı olabildiğince değerlendirmeye çalışıyoruz. Ekmeğimiz bol, çünkü Keçecilerin kadınlarıyla yufka açtı Kiraz. O günden beri de tedirgin… ''Anam'' demiş kadınlar, ''bir kadının *gişisi dışarıda olsa bile, *horantası dışarı salmaz ki onu. Yoğusam Hoca seni kaçırdı da biz mi bilmiyoruz?''
Güldüm, ''Tamam dedim, kocandan ayrıldığını ilan edebilirsin''  O da güldü.
   Muhtar geldi. İçinin kirliliği yüzüne vurmuştu.
-Hocam mektubun var!

Zevkle okuyacağınız iki kitap: “Anamdan İnciler“ ve “Mendil Sen Kokuyordu“

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Telefonla tanıştığım Necmettin Yalçınkaya‘nın kitapları elime ulaştığında uzunca bir süre okumadım. Kendimce daha ciddi kitaplarla meşguldüm. Masamda beklettiğim, bir türlü başlayamadığım minnacık bu iki kitabın (Anamdan İnciler ve Mendil Sen Kokuyordu)  önemini, eşim kahkahalar eşliğinde okuyunca anladım. O eşim ki, İsviçre‘ye geldiğinden beri, birkaç kitabın dışında eline bir kitap almamış, alınca da ''off sıkıcı‘‘ deyip bırakanlardandı. Bir merak sardı beni, nesi var ki bu kitapların, vakum gibi çekerler eşimi? Okur okumaz da anladım zaten.

KUTU

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Ben yatak odasına açılan kapının eşiğine, Yeşil karşıma, kap kacak rafının önüne oturmuştu. Geçmiş gündür, ne konuştuk, ne tartıştık unuttum gitti. O gün en aktifimiz, Ufo’nun kız kardeşiydi. Çayları bile o dağıttı. Beyaz’la göz göze geldikse de çabuk kaçırdı bakışlarını.

ZALXE

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Sonra da kız ve erkek öğrencilerin karışık oturmalarını sağlamalıydım. Bu işimin en zor yanıydı. Dikenli'de, hatta ilçede devrim niteliğinde bir işti. Tepkisi, istismarı da o denli büyük olacaktı. Şeriatçıların pıtrak gibi bittiği, her şeyi ayetlerle açıklamaya çalıştıkları şu sıralar daha da zordu. Sonra İlçe Milli eğitim Müdürü, Müdür Şeref ve köylülerle takışacağım kesindi. Ama yapacaktım. Üçüncüsü, ''Öğretmenim, babam bize bakmıyor, annem odun sökemiyor'' diyerek hıçkıra hıçkıra ağlayan öğrencimden başlayarak köyü tanımaya çıkacaktım. Zaten sıkılıyordum, öyle de yaptım.

Dağın Öteki Yüzü Nurhak romanına dair…

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi

Kendisi, o dalganın sırtında, alçalıp inen, kıyıya vurmuş bir çöptür sadece. Ne var ki, en iyi yazarlar, en iyi ozanlar o çöplerden çıkar işte. Maksim Gorki‘leri, Yaşar Kemaller‘i, Aşık Veysel‘leri besleyen ilim irfan damarıdır o. Çöpü kavak yapan damar. Zevkle, heyacanla, öğrenerek okudum.“ Ali Rıza Aksın

İsmail Güner‘in ”Anlaşılmam dileğiyle” Chur’dan üşenmeden postaya verdiği anı- biyografi türü romanını, ”Dağın Öteki yüzü NURHAK” ı okudum. Ozan Yayıncılığın, gramerinden, kapak-sayfa düzenine kadar özenle hazırlanmış olduğu, üç yüz sayfayı aşkın sıcacık bir eser.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Ali Rıza Aksın ağ günlüğü beslemesine abone olun.