Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü

Zeybeklik ve Zeybekler tarihi/ Ali Haydar Avcı

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Dağ başından dumanın, yiğit başından gümanın eksik olmayacağını söylerler..... Kimilerine göre zeybekler, Anadolu’nun eski halklarının kalıntısı... Kimilerine göre dokuz yüzlü yıllardan itibaren Asya ve Kafkaslar’dan akın akın Anadolu’ya gelen Oğuz Türkmenlerinin Gaziyan koludur. Adlarına 'Gaziyan-ı Rum' da denir. Kimilerine göre Anadolu’da yüzlerce yıl önce kurulan güvenlik örgütü, kimilerine göre de Ege denizinin korsanları, Osmanlıya göre 'demleri heder, vücutları gayr-i münkerdir..."

Osmanlı Gizli Tarihinde PİR SULTAN ABDAL/ Ali Haydar Avcı

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

"Pir Sultan Abdal gerçeğini doğru anlamak için süreçle -buna dönemin koşulları da denilebilir- doğru ilişkilendirmek gerek. Bu yaklaşım, olayların nesnel kavranışı açısından sağlam bir temele oturtulması, olayın çok yönlü ve derinlemesine çözümlenmesi anlamına gelir. Bunun için dönemin toplumsal yapısını -toplum-düzen ilişkilerini- doğru okuma/kavrama, doğru yorumlama ve anlamlandırma büyük önem taşımaktadır.

On Çocuktuk

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

 Nefes nefese kalmıştı. Elini tükürüğüyle ıslatıp saçına şekil verdi…
“Hacı” dedi, “Arkadaşlar okulun önünde bizi bekliyor. Kızılçullu’ya yüzmeye gidiyoruz… Ayrıca nerede bir bardacık ağacı, bağ bahçe görürsek dalarız artık.”
Üzerime kısa pantolonumu geçirip, içi peynir dolu, yarım ekmekle sokağa attım kendimi. Arkamızdan annemin sesi duyuldu:
“Karanlığa kalmayın e mi?”

12 Eylül'de de çok güldük Netekim! Anamdan İnciler/ Ali Gümüş

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Tuhaf gelmişti çünkü ‘12 Eylülde gülmek için hiçbir neden yok’ diye düşünmüştüm. Üstelik 12 Eylül solun üzerinden bir silindir gibi geçmiş, önüne gelen herkesi ezmişti. Solu sol yapan devrimcilerin birçoğu idam edilmiş birçoğu sakat bırakılmış, birçoğu da sürgünlerde yaşamak zorunda bırakılmıştı.
Ama kitabı okumaya başladığımda bu konuda yanıldığımı anladım. Çünkü hayat devam ediyordu ve geride kalanlar kendi ölçüleri içerisinde hayatı devam ettirme çabasını ve mücadelesini vermeye devam ettiriyorlardı.

Anadili Günü/ Zazaca Çocuk Edebiyatı/ Elif Dumanlı

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Haydar Karataş’ın ninesinin anlattığı masalara “Gece Kelebeği”nde karşılaşmıştım.
Gece Kelebeği, Dersim Katliamı’nın kapısını bize bir kadının yaşadıklarının tanıklığından aralarken, o masallar ise bize Dersim’in mekânsızlığının ve ebedîliğinin kapısını aralıyordu. Gömüt içindeki ayırt edilmeyen gömüt gibiydiler; dokunduğunda ruhunu sarıp sarmalayacak, dokunmadığında ise hiç yokmuşçasına kalacak.

Pulbiber'in Şubat sayısı

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Müzeyyen Senar'lı kapak çizimi Gökhan Akbaba'ya ait.

Feraye Işıl, annesini anlatıyor: "Müzeyyen Senar gibi bir annenin evladı olmak bazen çok kolay, bazen de çok zordu."

Deniz Durukan, Türkiye'nin kültürel belleğini tutan en önemli isimlerden Selim İleri'ye sordu: "Müzeyyen Senar'ı Nasıl Bilirdiniz?" Arşivlik söyleşi, Pulbiber Dergi'de.

"Cumhuriyet'in Diva'sı Müzeyyen Senar" kitabının yazarı Radi Dikici, anılardan süzülen "Başka Bir Müzeyyen Senar" yazısıyla Pulbiber'de.

Məzlum yoldaşın ardından- Nəcməddin YALÇINQAYA

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Qısa vaxt kəsiyində hər kəsin sevgisini qazanmış və məhəllənin çilingər İbosu olmuşdu. Zarfatçıldı, parodiya istedadı çox idi. Çox sevdiyi dostlarını belə parodiya edər, dərnəkdəki hər kəsi güldürürdü.
İşgüzar adam idi. Ona ayrılan işi layigincə yerinə yetirərdi.
"Nəzəriyyədən başım çıxmır, mən praktika adamıyam"- deyərdi. Əsəbləşəndə üzü parlayardı. Amma əsəbi tez soyuyardı.
Dərnəyə bir gün basqın oldu. Polislər Məzlumu tutdu. Sorğudan sonra həbs etdilər.

Balıq və Melisa- Nəcməddin YALÇINQAYA

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Kordonun*  tilsiminə buraxmışdı özünü. Kordon, sığınılacaq bir limandı onun üçün. Sahildə, çəmənlərə uzanır, saatlarla eləcə qalır, gəlib keçənləri seyrə dalardı. Ən çox da gözünün qarşısında uzun növbələr meydana gətirən Alman konsulluğunun gözləmləyirdi. '' Ümid yolçularını '' izləmək keyf verici bir şey idi. Hələ Viza almağı bacaran birinin sevinci onu da bir başqa həyəcanlandırırdı.
Yatdığı yerdən qalxdı. Getməkdə çətinlik çəkirdi. Ayaqları uyuşmuş bir halda idi. Yanında, tilovuna böyük  bir balıq ilişmiş  bir balıqçı, həyəcanla kömək istəyirdi. Qaçdı dərhal köməyinə.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü beslemesine abone olun.