Şiir

Yaşa...

Özden Gülave kullanıcısının resmi

Seni sevdiğim için
Eteğimin ucunu bırak
Yalnızlığa bırakmalıyım seni
Acı çekmelisin
Yanmalısın
Ağlamalısın
Özlemelisin
Ama illa yaşamalısın!
Büyümelisin
Büyütmelisin
Beni, bizi anlatmalısın
Bizim son sözümüz olmalısın
Hesabi sen sormalısın
Her ne olur ise olsun, kim olduğunu unutmamalısın…
Sen... Sen yavrum Dersimlisin...
Sen... Kürt çocuğusun
Ve sen, benim yarınımsın
Dersim yanıyor
Bizi katlediyorlar ama sen bunları yaşamalısın.
Eteğimi bırak

Lorekamın.

Özden Gülave kullanıcısının resmi

ölüm çocukları dışarıya oynamak için çağırdı…
daha annesi ile tanışmayan bebekler
bebeği ile tanışmayan taze gelinler
uykusunda uyuyan yaşlılar
yorgun eve giden babalar, esler
sakin bir barışın içinde
faşistin bombası gül gibi açtı
al mora boyandı tüm umutlar
tek gözyaşı oldu saniyeler içinde
dualar sadece ezgilerde artık
isimleri kimlikleri belli değil
bilinen tek şey
masum insanlar buhar olup uçtular
onlar birer güvercin bile olamadı
zamansız gelen teklif değildi
zorunlu gidiş idi

yeter

Mehmet Atal kullanıcısının resmi

insanlar yeniden savaşacaklarmış.
sancısı durdu bulutun.
dalgalar ürperdi
ormanlar sustu
iniledi toprak,
bir göpçüğe çekildi rüzgar.
yeryüzünde grev var.
evrende yankılandı sesleri
ciğerlerinden sökülüp:
yeteer!
şimdi barış zamanı
çiçek açacak delikanlılar

HAK ÇALANLAR

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Namertler, namussuzlar çoğaldılar
Halklara ait her şeyi çaldılar
Yetimi, yoksulu hiçe saydılar
Ülkeyi soydular, yağmaladılar

Hak yiyenler gemicikler aldılar
Denizlere, deryalara saldılar
Kıldıkları namazı unutarak
Eğlenip zevk û sefaya daldılar

Kimi altın çalmış kimi de gümüş
Soyup, sömürerek köşeyi dönmüş
Şu millet aç, perişan, melül, mazlum
Halk bir parça ekmeğe muhtaç olmuş

GÜL ÇÜRÜR

A.Z. ÇAMUR kullanıcısının resmi

Dağlar çürür, sular çürür, yel çürür
Yaktı viran etti halkın bağını
Sevda çürür, sevgi çürür, gül çürür

Uçurumlar suladı gözyaşlarımız
Sırça köşke yetmedi taşlarımız
Ama eğilmedi dik başlarımız
Beden çürür, ayak çürür, kol çürür

Elendi günlerden gecenin izi
Kimileri dumana kattıydı tozu
Biliriz çok sürmez yalanın pozu
Günler çürür, aylar çürür, yıl çürür

Gün olur bir boran sallar dünyayı
Ayaklar baş olur çeker halayı
Emekle döşenir şafağın rayı
Kazma çürür, kürek çürür, bel çürür

CANHIRAŞ ÇIĞLIKLAR

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Gelinciğim
Sevdiceğim
Biricik yavrucuğum
İçindeki yaran azmış
Ciğerine soğuk dolmuş
İnliyorsun feryat-figan
Derdin beni bitiriyor
Gözlerimden yaş akıyor
Sel sel olmuş kan çağlıyor
Ey canımın parçası
Çilemize ağlıyorum
Göğsüme süt doldu emmiyorsun
Üşümene üzülüyorum, acınla kavruluyorum
Van’a uğrayan zalim felek, sakın bebeğim alma benden

MEMLEKETİMİN İNSANI/ ERhan Altun

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

Çırılçıplak döşünde adamın
Zulümden doğan bir yangın vardı
Yığılmış taş duvarın dibine
Perdelerini kapamış yalnızlığının
Uykusuz ve yorgundu kaç zamandır
Gözlerine işlemiş kokunun rengi
Oğul acısı kan kırmızıydı

Bütün şehirleri dolaşmış tek tek
Ankara İstanbul İzmir
Tenine yapışmış gibi
Bulutlar hep taşımış aynı kokuyu
Ve türküler
Hep aynı acının notalarına basmış
Ve gözyaşları adamın
Hep aynı acının renginde akmış

bir avuç sessizlik

Zeki Kırhan kullanıcısının resmi

Uzat aklındaki kalabalığın sesini 
Susturalım sevdasız konuşanları 
Ay giderken gözlerimizde kalalım 
Karanlık akıllarda tatsız dillerde 
Yanan masumiyetimizin külünden 
Yeni günlere baharla doğalım 
Ağırlığıyla üzerimizden geçen yıllara inat 
Ömrümüzün kapısını çalan güneşle uyanalım 
Yarınlara özgürlüğe sevdayla sarılalım...

ÇALDIK ATEŞLERİ GÖK TARLASINDAN,

A.Z. ÇAMUR kullanıcısının resmi

 
 
Aştık boydan boya aşk denizini,
Gönül yangınında kavrulduk, yandık.
Yıldızların bulduk yerde izini,
Bir newroz sabahı közde  uyandık.

Diktik soframıza aklın gülünü,
Kırdık sazımızın paslı telini,
Azat eyledik biz gönül selini,
Feleğin çarkında çırpınan candık.

Açtık kapısını  güzelliklerin,
Yıktık köprüsünü gamın, kederin,
Yunduk ışığında gizli fenerin,
Mutluluklar yüklü donuk bir andık.

zılgıt

Hıdır Karakuş kullanıcısının resmi

bir zılgıt çektim öfkemin sesinden
dağdan dağa yankısı gezinir hala
yoldaşlarım zulmün nişangahındayken
anaların ağıtları sınırları aşarken
gözümün gördüğünü inkar edemem

isyanım halaylarda zılgıta dönüşür
zılgıt ile isyanımı haykırmak isterim
düğün dernek ile kendimi avutamam
halaylara isyanın sesini katarım
öfkemin coşkusuyla çıkarım halaya

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Şiir beslemesine abone olun.