LİSEDE BİYONİK ZEKÂ, ŞİMDİ EV KADINI

Sibel Karakız kullanıcısının resmi
Yıllar sonra liseden bir arkadaşıma rastladım. Adı Tülay… Tanımakta zorlanmadım değil. Göz göze gelince o da beni tanıdı. Tatlı tatlı gülümsedi. Hemen yanına koştum, sarıldık. Yanında duran, iri kıyım adam, bakışlarıyla birbirimize sarılmamıza müsaade etmediğini hissettim

Gözleri ağlamaklı oldu. Yanındakini tanıştırdı:
 "Eşim" dedi Tülay. Tokalaştık. Ben de kendimi tanıttım.
“Nasılsın arkadaşım?” dedim.
“İyiyim.” Dedi Tülay.
“Ya sen?”
“Ben de iyiyim.”
“Çoluk çocuk var mı?”
"Bir kızımız, bir de oğlumuz var.”
"Ne iş yapıyorsun?"
 "Çalışmıyorum, evde çocuklarımla ilgileniyorum"
 O anda ölçmeden biçmeden ondan hesap sorarcasına: "Nasıl olur!” dedim, “sen ülkenin en iyi üniversitesini en iyi bir dereceyle kazanmıştın. Hatta ben seni, ‘ya siyasi hayatta veya bilim adamları arasında bir gün yer alacaksın’ diye düşünmüştüm.
 Yanakları al al oldu. Gözleri yine doldu. Yutkundu, cevap veremedi. Kocası araya girdi: "Hadi, Tülay geç oldu!" dedi, sonra bana dönerek:
"Sizinle de tanıştığıma memnun oldum" dedi.
Tülay'la vedalaşmamız apar topar oldu. Yangından mal kaçırırcasına elinden tuttuğu gibi uzaklaştırdı yanımdan Tülay’ı. Ne telefonunu alabildim ne de nerede oturduğunu öğrenebildim. Öylece arkasından bakakaldım. Birden aklıma anılarımız geldi. Şok etmişti beni, onun bugünkü hali. Ne kadar da değişmişti! O lise yıllarındaki gözlerinde zekâ fışkıran, her konuştuğunu bilimsel verilere dayandıran, intizamla giyinen, arkadaş canlısı Tülay gitmiş, yerine kocasının tutsağı, tahsilini ve bilgi birikimini köreltmiş ve arkadaşından kaçırılan zavallı klasik bir ev hanımı gelmişti. Oysa o sınıfımızın değil, okulumuzun hatta ilimizin en başarılı öğrencisiydi. Şimdi ise dilsiz, aptallaşmış ve hatta köleleşmişti. 1980’li yıllardı. O dönemlerde not ortalaması 0 ile 10 arası idi. Bu kızcağız 10’dan aşağı not almazdı. 9,5 aldığı zaman ağlardı. Hatta bazı sınavlarda hocalarımız notumuzu yükseltebilmek için bize şans verir, fazladan soru sorarlardı. O zaman da tüm soruları yaptığı için, "12 aldın" derlerdi ona. Utanırdı Tülay yüzüme bakıp bakıp gülümserdi. Yine o yıllarda Televizyon dizilerinden esinlenerek arkadaşımızın adını "Biyonik zekâ" koymuştuk.
Eve dönünce uzun uzun düşündüm. Lise yıllarındaki Tülay'ı ve onun durumunda olanları… Okul döneminde, biz kızlar erkeklere göre daha başarılıydık. Bizler için o yıllar üniversite her ne kadar hayal ise de daha sonraki yıllarda takip ettiğim kadarıyla ÖSYM sınavlarında yine kızların erkeklerden daha başarılıydı puanları. Ama okul bitip de, hele bir de evlenip çoluk çocuğa karışıyorlarsa! Ne zekâ işe yarıyor ne çalışkanlık ne de yetenek. Bu her ne kadar bizim ülkemizde daha yaygınsa da, ne yazık ki dünya genelinde bu böyle. Dünyada erkeklere oranla kaç tane kadın lider, kaç tane bilim adamı var? Ne yazık ki çevremdeki kariyer sahibi olan kadınlara baktığımda birçoğu evlenmemiş olanlardır. Çok az bir kısmı ise mutlu ve çağdaş bir evlilik yürütüyor. Beni en çok şaşırtan ise; birçok konuda erkeklerden daha başarılı olan kadınlar için basit bir iş olan, taksi, ambulans şoförlüğü dahi, maymuna konuşma öğretilmişçesine abartılarak haber yapılması… Ah Tülay ah! Demek sen de oyuna geldin. O pırlanta gibi zekânı, yeteneğini ve okuduğun üniversiteyi bir kenara atıp ve sistemin kölesi oldun. Çok yazık! 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...