Siyasette Terörle Arana Mesafe Koy Cambazlığının Ana Kaynağı

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Bilindiği gibi bu siyaset cambazlığını, devletten beslenen parti ve yardakçıları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) vb. için kullanmaktalar. Şayet söz konusu devletçi görünen siyasi partiler, devletten her türlü imtiyaz ve destek görmeseler, devleti anında satacak karaktere de sahipler. Akıl ve bilimden uzak gerici, ırkçı anlayışla terör tanımını yapan devlet ve türevi partilerin, bu karaktere anayasa maddeleri sayesinde sahip olmaktalar.

    
Terörün Tanımı: Genel anlam itibarıyla sisteme karşı, silahlı ya da silahsız şekilde isyan ederek, kaos yaratıp mevcut düzeni değiştirmektir. İsyan edip devlet sistemini değiştirmek isteyenler, haklı iddia ve düşüncelere dayanıyorsa ki, kimse durup dururken kendisini ateşin içine atmayacağına göre, bu isyanlar temel insan hakkıdır da aynı zamanda.
 
Diğer taraftan siyaset biliminin tanımında ise bir topluk, ister devlet isterde kabile ve aşiret olsun, iç ve dış ilişkilerde sürdüreceği politikalarında, vatandaş gördüğü insanlarına eşit mesafede yaklaşmak, devlet olmanın temel kuralı olduğunu belirtmektedir. Türkiye’nin devlet olma ilke ve kültürüne baktığımızda, feodalist kurallara dahi uymadığı gibi demokratik ilkelere ise tamamen aykırıdır. İşte tüm sorunlar tam da buradan türeyip çoğalmakta.
 
Türkiye devletinin temel ilkeler olarak gördüğü İslam, üstünlük saydığı Türklük ve laik demokratik söylemi, Anadolu gerçekliğine uymadığı gibi samimiyetten uzak, tamamen sloganik dezenformasyon aracıdır. Bunun TC. Anayasasında nasıl yer aldığı kaynaklarıyla birlikte verilmiştir. 
 
Türkiye devleti; Türklük başta olmak üzere, tüm farklı dil, din, inanç ve kültürden olan halkları gerici, bağnaz, egoist emellerinde kullandığı sürece, vatandaş olarak kabul ediyor. Türk kültürüne sahiplenen Türkü dahi kullanamıyorsa, asla vatandaş gözüyle bakmayan bir anlayış egemendir. Bu çağdışı anlayışa en ufak eleştiri yapanları psikolojik, askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan dışlayıp, her türlü yok etmeyi uygulayan bir devlete, saygı beklenebilir mi? Devletini sorgulanmadan yaşamak sürü demektir.
 
Türkiye devlet yapısını ve toplumunu bu çarpık kültür anlayışına sahip kılansa, kendi öz değerlerini aşağı görüp, Arap İslam’a sahiplenen taklitçi Selçuklular ve Osmanlının bir eseridir. Cumhuriyet ise bunun devamından başka bir özelliğe sahip değil. Türkiye her zaman vatandaşlığa düşünsel, kültürel değil, fiziksel ve coğrafi bakmaktadır. Türkiye yüzyıldır yerinde saymamasına rağmen ne hikmetse; Selçuklular ve Osmanlı yanlış yapmıştır, biz bu yanlışa bir daha düşmemeliyiz diyecek yürekli, akılcı siyasi öncülerin çıkmaması da daha enteresan bir durum. Geçmişte her türlü gericilik ve özünden kaçmışlığı yaşayan Avrupa gibi toplumlar akılcı, bilimsel düşünmeleri neticesinde, hatalardan arınıp tüm değerlerle birlikte yaşamanın çözümünü bulan önemli tarihsel örneklerdir. Çağ gerisi düşünce ve sloganlarla asla zaman öldürmez Avrupalılar.
 
Bizde her şeye başından beri kafatasçı, bilimdışı bakıldığından, birçok konuda olduğu gibi terör olayına da yalnızca, şiddet penceresinden bakılıp, bilinçli olarak yanlış toplumsal algı yaratmak, en büyük devlet siyaseti yapılmıştır. Devletin empoze ettiği her şeyin doğru olduğuna inanan bir kısım topluluksa, bu düşüncesizlikte adeta birbiriyle yarış içerisindeler. Halbuki siyaset bilimine göre hareket eden kültürlü toplum ve devletler, olaylara yalnızca şiddet mantığından bakmazlar. Şiddeti doğuran tüm etkenleri tespit edip, onları ortadan kaldıran gerçek demokratik anayasa yaparak işe başlarlar. Devamında bunu çekincesiz uygulamaları neticesinde, her zaman örnek teşkil etmekteler. Türkiye’de anayasanın şiddeti ve terörü nasıl tetiklediğini, anayasa maddelerine bakarak daha net görebiliyoruz.  
 
1924’te yazılan ırkçı, dinci, kafatasçı anayasaya, darbe dönemlerinde ilave maddelerle desteklenerek, tüm farklılıkları yasaklayıp aşağılamak, temel devlet politikası yapılmıştır. Bunu biz söylemiyoruz, TC. Anayasa Maddeleri ifade ediyor. İnanmayanlar Anayasa kitapçığını açıp okusunlar.
 
Ekonomik, askeri ve siyasi olarak devlete egemen nüfuzlu birkaç grubun, çıkarlarına göre yapılan anayasanın tanıdığı haklarla yaşamak, her konuda sürüleşmektir. Böyle bir bağnaz sisteme isyan etmek, en temel insan hakları olduğunu, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin de (EİHB) tanıdığı bir haktır.
 
Türkiye’nin temeli bu gerçeklere dayandığı halde, kendisini devşirme Türk gören ırkçı, gerici anlayışa sahip sözde eğitimli ve siyaset yapan kişi ya da kişiler, her seferinde HDP vb. sol partilere terörle aranıza mesafe koyun, PKK’yi terör örgütü olarak lanetleyin ifadeleri resmi faşizanlıktır. Faşizanlığın hüküm sürdüğü bir yapıda, demokrasiden dem vurulamayacağına göre, bunu yok etmenin tek aracı meşru savunmadır. Çünkü başka çözüm yolu bırakılmamıştır. Terörle aranıza mesafe koyun cambaz siyasetine sarılanlar, şu soruların cevabını verecek yürekleri var mı acaba?
 
1-Kendinden olmayanları öldüren ülkücü mafya örgütlenmelerine devletin siyasi, ekonomik ve askeri desteğini ortaya çıkarmaya yürekleri yetiyorsa buyursunlar araştıralım?
 
2-İslam’ı kabul etmeyen ya da kokuşmuş Arap İslam kültürüne göre yaşamayı reddedenleri, acımasızca öldüren Hizbi Kontra, DAİŞ; ÖSO vb. devletin resmi, gayri resmi her türlü desteğini, araştırmaya yürekleri yetiyorsa buyursunlar?
 
3-Lozan Antlaşması’nın plan ve uygulanmasının esas mimarlarının emperyalistler olduğu, bu planlar doğrultusunda bir Türkiye Devleti hediye edildiği, arkasından her iktidara gelecek partilerin Amerika’yı ziyaret etmelerini, araştırmaya yürekleri yetiyorsa buyursunlar?
 
4-Devlet olmak demek her şeyi doğru yaptığı anlamına asla gelmiyor. Devletin direkt, dolaylı yaptığı katliam ve aşağılamaları açığa çıkarmaya yüreği yetenler varsa buyursunlar? Bu cesaret ve samimiyeti göstereceklere, her türlü yardımcı olacağımızdan emin olabilirler. Sıraladığımız konularda samimi olmayanların, bir başkasını teröristlikle suçlaması çukurluğun da çukurudur.
  
Kaynak: TC. Anayasa Kitapçığı
 
 1-TC. Anayasasının 3. Maddesinde yer alan Türkiye devleti ve milletiyle bölünmez bir bütündür, Dili Türkçedir.
 
Bir devletin üst ulusal dili ya da kültürel yapısı Türkçe veya başka bir dil ile belirlenebilir. Bunda bir yanlışlık söz konusu değil. Anacak Türkiye’de Türklerin dışında anadilleri farklı olan Kürtler başta olmak üzere, Laz, Gürcü, Hemşin, Çerkez, Rum, Ermeni vb. dillerin olduğu ve bunların tanınmaması, ırkçılığın en karanlık şekli değil midir? Ve bu dilleri konuşanlara eğitim hakkı verilmemesi devlet terörizmidir. Gelişmemiş demokrasiler dahi böyle bir mantığı asla kabul etmez.
 
2-TC. Anayasasının 24. Maddesi devletin dini İslam’dır, ilköğretimden Orta Öğretimdeki temel eğitim dersleri içerisinde herkese zorunlu olarak okutulur. Bu İslam’ı kabul etmeyenlere uygulanan resmi bir katliam değil midir?
 
3-Anayasanın 2. Maddesinde Türkiye devleti laiktir ifadesini kullanmış olmasına rağmen, arkasından devletin dini İslam’dır ve zorunlu olarak öğretilir şeklinde belirtilmesi, dünyanın en geri ülkelerinde bile görülmeyen bir oyundur.
 
Bir devlet laikse, o devlettin asla resmi dini olamaz. Ya da tüm din ve inançları devlet tanımak zorundadır. Devletin Dini İslam’dır ifadesi, her an şeriata hazır olmak demektir. Şimdi sormak lazım Türkiye Cumhuriyeti laik midir, yoksa Şeriat mı? Veya her ikisinin mevcudiyetiyle, bir aptallaştırma aracı mıdır?
 
24.Maddedeki diğer bir sorunsa; Alevi, Hristiyan ve Yahudilerin resmi ve gayri resmi hiçbir şekilde tanımamış olmaları.
 
4-TC. Anayasasının 42. Maddesinde Türkçeden başka hiçbir dil eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına okutulamaz ve öğretilemez ifadesi. Daha öncede belirtildiği gibi Türkiye’de en az 13 farklı dilin varlığı ve bunların hiçbir şekilde kabul edilmemesi, laik demokratik terörizm değil midir?
 
5-TC. Anayasasının 66. Maddesinde Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. İşte en büyük resmi teröristlik bu madde ile başlamaktadır. Bir insan Türk değilse kendisini zorunlu olarak Türk görmesi, her türlü isyana onu zorlamaktır. Bir insan Türk olmadığı halde Türkiye’de yaşıyorsa, bu kişi Türkiyelidir, Türk değildir. Bu kadar basit konuları aşmayan bir devletin hem kendisini hem de yönettiği halkı terörist yaptığını göremeyenler, dünyanın en zavallılarıdır.
 
Cemal Zöngür

Kategori: 

Yorumlar

Aydın Can  kullanıcısının resmi

Aydın Can (doğrulanmadı) tarafından tarihinde gönderildi

Türkiye ve Orta Doğu ülkeleri İslâm laşacak.İrana BAKINIZ Türkiye de bu yolda.filistine bakın Hamas.....
Elinize sağlık.Ezberler Bozan lar var Olsun.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...