Alevi’nin Kestiği Yenmez

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi
Muteber Abla kara kuru, sevimli, ağzı laf yapan, nüktedan bir kadındı. Annemle fazla bir tanışıklığı yoktu aslında. Yolda karşılaşıp selamlaştık hepsi o kadar. Muteber Abla’dan kurtulabilsek, kendimizi kaynanamgile bir atabilsek kurtulacağız ya ne gezer! Annemi resmen esir aldı.

“Varlığımın tek nedeni oğlum Savaş,” diyordu da başka bir şey demiyordu. Savaş’ın yirmi ay süren askerliği boyunca kendisine çektirdiği sıkıntıyı, çileyi, kimi görse yoldan alıkoyup zorla anlatıyordu. Anlatırken de yeniden yaşıyordu o günleri. Gözleri büyüyor, kaşları çatılıyor, renkten renge giriyordu. Böylece stresini atıyordu. Anlatmasa sanki çatlar giderdi. “Ya,’’ dedi, “resmen askerlik yaptığı yerin karşısındaki arsaya çadır kurdum. Oğlan beni görmese firar edecek diye ödüm kopuyor…” 

Eteğinin ucuyla gözyaşlarını sildi. Annemim üzüntüsü yüzüne vurmuştu. Elini omzuna attı. “Üzülme artık,” dedi, “geçip gitti işte.” 

“Evet, geçti ama yüreğimde derin bir iz bıraktı. Kocamla kızımı aylarca görmediğim oldu.” 

Dayanamıyor, konuya da giremiyor ve sıkıntıdan patlarcasına bekliyordum. Çaktırmadan sıvıştım. Arkamdan annem de…

“Dur!” dedi, hemen durdum. Burnundan soluyordu. 

“Dertlerine ortak etti beni. Sanki babamın kızıdır!” 

“Ne oldu, canını sıkan bir şey mi var?” 

“Nasıl oldu, nereden icap etti, birden, ‘Alevilerin kestiği yenmez!’ dedi. Lafı bana mı vurdu, anlayamadım gitti,” dedi. Sinirlendim kalktım. 

Muteber’in sözleri annemi üzmüş, yaralamıştı. Aklı orada kalmıştı. İşe bak ki, dönüşte tekrar Muteber’le karşılaştık. Kucağında kocaman bir hindi tutuyordu. Yanında, sırtını kapıya yaslamış oğlu vardı. Bizi görünce gülümsediler. Selam alıp selam verdik. 

Muteber Abla, “Şu hindiyi keser misin oğlum?” diye sordu. 

“Olmaz, kıyamam!” dedim. 

“Savaş da kesemez,” dedi, “kan görmeye dayanamaz o!” 

O sırada megafonundan, “Tüpçü!” diye bağıran kırmızı renkli bir kamyonet geldi ve tam da önümüzde durdu. Arabadan inen Özkan isimli bir genç, kasadan kaptığı bir tüpü omuzladığı gibi içeri girdi ve ardından boşunu getirip kamyonetin arkasına bıraktı. 

Saygıyla, “Merhaba Kıymet Hala, sizi istediğiniz yere bırakayım mı?” diye sordu. 

“Sağ ol oğlum, yürürüz, hava güzel,” dedi, annem. 

Fırsattan istifade atıldı Muteber. “Oğlum,” dedi, “bu hindiyi bizim için keser misin? Borcumuz neyse veririz.” 

Özkan fazla sigara içmekten sararmış dişlerini gösterip güldü. “Olur, abla, istersen deve getir!” dedi. 

Muteber’in hindisini ayaklarının altına yatırdı, bıçağını tüylerine sürterken bir şeyler mırıldandı ve hayvanı kesti. Hindi debelenip durdu. 

Annem birden, “Muteber Hanım, bu çocuk var ya, Alevi,” dedi. “Yenmez bu, mundar oldu şimdi!”

“Vallahi ben bu hindiye tamı tamına yüz lira verdim,” dedi, Muteber Abla gözlerini iri iri açarak. “Kesen; ister Rum, ister Ermeni olsun, fark etmez.” 

Başladık gülmeye. Annemin öfkesi geçmiş, yüzüne özlemini çektiği bir neşe gelmişti.

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...