İsmail Güner ağ günlüğü

"On Çocuktuk"

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Yazar İzmir’deki çocukluğunu anlatır. On afacan çocukla yaşadıklarını resmeder. Bunu öyle ustaca ve yalın bir dille yapar ki, kendinizi o çocukların arasında bir anda bulursunuz: Kendinizi ya bir incir ağacında, ya herhangi bir bağda, bahçede ya da bir derede yüzerken bulursunuz.
Acı Esintiler öyküsünde, yazar babası tarafından 12 Eylül sonrası kendini unutturmak için askere gönderilir. Öykünün finalini öyle bir bağlar ki; bir anda hüzne boğulursunuz.

Alp dağların eteğindeki Heidi'nin hikâyesi

İsmail Güner kullanıcısının resmi

   Heidi’nin köyü yaşadığım Graubünden Kanton sınırları içindedir. Oturduğum yere 5 km’lik bir uzaklık mesafesi var.
   Uzaktan gelen misafirlerimi genelde ilk önce Heidi’nin müzeleştirilen köydeki evine götürürüm…
    Bütün bölümleri tek tek gezen misafirler, müzede bulunan Heidi’ye ait bütün eşyaları bol bol çekim yaparak ve foto karesine alırlar.
    Fakat biz Anadolu insanı, yanı başımızda duran ve asırlar boyu hafızalarda iz bırakan toplumsal belleğimizi korumayı ve ziyaret etmeyi ne yazık ki önemsemeyiz!

Her gün yeni acılarla bizi öldürüyorlar

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Hırlı mı hırsız mı üstünde hiç durmadan ülkene yerleştirdiğin sığınmacıyı; sırf biraz dilini öğrendi, uyum sağladı diye vatandaşlık pasını cebine koyarsan…
Mülteci toplulukların ülkesini sömürme sonucu ülkenizin sosyal refah düzeyi gelişmişliğine dayanarak, sığınmacıyı en kötü angarya işlerinde çalıştırıp aşağılarsan…
Uluslararası standartlara göre ayrılan sosyal yardım fonundan mahrum bırakırsan…
Bu nedenle ülkendeki hırsızlık nedeniyle olay yerine çağrılan polisin gitmezse…
Metrolarda yapılan taciz, tecavüzleri önlemezsen…

Yazmak ruhun sanatı

İsmail Güner kullanıcısının resmi

İnsanlara duygularımızı aktarmak, düşler ve içinde yaşadığımız toplumu değiştirme arzusu ile güzellikler katarak yazmak isteriz.
Sözcüklerimizin, karakterimizi yazıya yansıttığının bilinciyle yazmalıyız.
Her iyi, kendinden öncekinin rahminden döllenir, sonraki ‘iyi’yi de kendi rahminde büyütür.
İnsan iyi hissederse, iyiliğin sözleri süzülür insanlığın özünde. Parçalanmış özün toparlanmasından iyi sanat doğar ve güzel şeyler üretir.
İyiden beslenen ışkından filizleniriz.

( KAL öykü kitabımdan bir kesit )

İsmail Güner kullanıcısının resmi

"....Koparılmıştı bir şeylerinden sanki Mülteci Kal. Bedeni titriyor, üşüyordu… Ama esas üşüyen onun yüreğiydi. Duyguları, düşünceleri törpülenmiş, köreltilmişti sanki, yine de bir umut bekler gibiydi. Şu son günlerde iç dünyasından yaşadığı çalkantılı zorluğu kimselerin haberdar olması olası değildi zaten. Çocukluğunda yaşadığı o kıt kanaat zor, ama bir o kadar güzel anıları zaman zaman üstünde biriken küllerini üfleyerek koruyordu yüreğinde.

Yandaş ya da özgür sanat

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Bağımsız, özgür sanat insanın dünyasını en olumlu biçimde ifade edebilmenin aracıdır.
Demokratik sistemin işlediği ülkelerde, nitelikli sanatçının yetişmesi için gerekli alt yapı tedbirleri alınır.
Komünal yönetmenliklerin olduğu yerel yönetimler, gelir-gider farkını dengelemek için sübvansiyon da sağlar.
Özgün sanat icra eden sanatçılar, yaratıcılıkları sonucu ortaya çıkardıkları projelerini topluma beğendirmek için yarış içine girerler. Topluluklar kendi aralarında "Benim projem beğenilsin" diye yarış eder, kalite artar, ücret düşer, ama yoğun bir katılım olur.

Toprak Dam Evden Dünyaya Bakmak

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Kartal Dağı’nın yel değirmeni, yaylalardaki mantar lezzeti, Nurhakların karlı zirveleri, Tahtalı Ovası’nda buğday karacası, kayısı tadı, sarmalık tütün kokusu, Elma Deresi mevkiinde kenger ışkını, oradan geceleri yüksek yerlerden Elbistan Ovası’nın renkli kent merkezini seyre durmak, çocukluğumun unutulmaz anıları bir film şeridi gibi gözlerimin önünde gelip geçer yaban ellerde…

Yalnız Ölüm…

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Bir akşamüstüydü. Eşim telaşla eve geldi.
"Dün gece geç saatlerde bizim binaya polis gelmiş!" dedi.
"Niçin gelmişler peki?" diye sordum kendisine.
"Hani bizim üst kattaki komşumuz Yogo var ya, o; polisi çağırmış…"
"Niye ki"
"Bir sarhoş gece kapısına dayanmış…"
"Ee.."
"Kadın kapıyı açmış… Adam zilzurna sarhoş, paldır küldür eve girmek istemiş! Kadın korkuyla kapıyı kapamış ama sarhoş durmadan kapıyı tekmelemiş…"
"Kadının kocası evde yok muymuş?"
"Yokmuş"
"Sonra?"

Emek ve yaşam

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Bize tarihte gerek sözel, gerekse yazınsal anlatımda, genellikle toplumun temelini oluşturan aile yapısını şöyle anlatırlar:
“Başlangıçta herkes bir aile ya da kabilenin kolektif yaşamı içinde sürüp gidiyordu…”
İnsanlar o zamanlar yalnızlığın ne olduğundan habersizdiler.
Kendilerini ayrı birer bireycik olarak düşünmek akıllarına dahi gelmiyordu.
Derken tarihte birliktelik, refaha el ele ilerleyince yalnızlık salgını dünyayı kasıp kavurmaya başladı.
Günümüzde ise, tüm dünyada, iş ve aile hayatı arasındaki uyuşmazlık önemli bir sorundur.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - İsmail Güner ağ günlüğü beslemesine abone olun.