DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XVII

Görülmüştür kullanıcısının resmi
"“Korkusuzluk”, “Yiğitlik”, “Delikanlılık”, “Kahramanlık”, “Cesaret” gibi anlamlar ifade eden türe –içinde rivayet şiirlerini de barındırır- “HAMASE” denmektedir. Bu tür genelde manzum, uzun ve özgün tarzda ele alınmış, kahramanların rivayetlerinden teşkil eder. (İran Mitolojisi, Nimet Yıldırım, Pinhan Yay.) Batı literatüründe “Hamase”nin karşılığı “Epic”tir. Epik, Yunanca Epos’tan gelmektedir. Epos; kelime, söz, hikaye, ses, kahramanlık şiiri anlamına gelmektedir. Hamase, geçmişin hayali tarihidir. Fransız Şair LaMartin’in (1790-1869) dediği gibi, bir milletin çocukluğundaki şiiridir. Bu şiirde tarih, Mitoloji, hayal ve gerçek iç içe geçerek yazılmıştır. Eğer bir halkın kaybedilmek istenen tarihi varsa bu tür şiirler de tarihinden kesitler bulmak kabildir."

Ayhan KAVAK

2 Nolu T Tipi Hapishane A-17  Tarsus/MERSİN
 
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XVII
Madde 161: Özdemir Asaf bir nevi kültleşmiş iki dizelik şiirler yazmıştır. “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu/Birinciliği beyaza verdiler.”, “Kendi bahçesinde dal olamayan biri/Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor” veya “Her insanın bir öyküsü vardır,/ama her insanın bir şiiri yoktur” dizeleri ona aittir. Anlaşılacağı gibi ikili dizeler denince ilk akla Özdemir Asaf gelir.
 
Madde 162: Aliterasyon, edebiyat disiplinlerinden olan koşuk veya düz yazıda kullanılan söz sanatlarındandır. Uyum sağlamak için başvurulan ve sözcük başlarında ya da ortalarında aynı ünsüzün veya hecenin tekrarlanmasına dayalı bir ses oyunudur. Örneğin Seyit Oktay’ın Kayıp Masal’ında geçen pasajlarda çokça aliterasyon yapılmıştır. ”Tarif, tasvir, teşbih, telmih. Tenevvür ve tenvir vardı sadece… cümlesindeki “T” harfiyle aliterasyon gerçekleşir.
 
Madde 163: Brontë kardeşlerin en büyüğü olan Charlotte Brontë (1816-1855) şair ve romancıydı. Onun yazdığı “Jane Eyre” romanı onlarca dile çevrilmiştir. Üç kız kardeş (Anne, Emily Jane ve Charlotte) 1846’da ortak şiir kitabı çıkarmıştır.
Charlotte Brontë’nin kendi adıyla yazdığı birkaç şiirini, değerlendirmesi için dönemin ünlü İngiliz şairi Robert Southey’e gönderir. Southey ona demediğini bırakmaz. “Edebiyat bir kadının işi olamaz ve olmamalı da. Kadın ondan beklenen görevlere kendisini ne kadar adarsa, yetenek veya eğlence adına da olsa, bu işi icra etmeye o kadar zaman olur.” Bugün Southey’i anımsayan yok ama Charlotte tanınıyor…
 
Madde 164: Anne Brontë (1820-1849) romancı ve şairdir. Kardeşlerin en küçüğüdür. Agnes Grey ve Wildfell Hall romanlarını yayınlatır. Erken yaşta veremden ölür. Emily Jane Brontë (1818-1848) de şair ve romancıdır. “Uğultulu Tepeler” romanı çok bilinir. O da diğer kız kardeşleri gibi veremden ölür. Edebiyatla ilgilenen ve kadın olan kız kardeşler bugün de tanınıp biliniyor.
 
Madde 165: Nurdan Gürbilek’ten okumuştum. (Mağdurun Dili, Metis Yay.) Gürbilek, ilk kez 19. yüzyılda İngiliz eleştirmen John Ruskin’in kullandığı ve zamanla edebiyat terimine dönüşecek “Patetik Yanılgı” kavramından söz eder.
“Patetik Yanılgı”, insanın doğa veya cansız nesne karşısında hissettiklerinin, sanki nesnenin niteliğiymiş gibi anlatılması anlamına geliyor. Örnekleyeceksek, “Zalim gece”den, “ağlayan ırmak”tan, “yaslı deniz”den söz edildiğinde patetik yanılgı yapıldığını söyler. Kendi duygularımızın sanki doğanın duygusuymuşçasına yansıtılmasıdır patetik yanılgı.
 
Madde 166: (Gürbilek’ten devamla) Patetik Yanılgı zamanla “cansız doğaya insani özellikler yükleme” gibi dar bir anlamda, hemen her şairde görebileceğimiz bir benzetme türü olarak kullanılır. Ruskin, patetikliği bir yanılgı olarak tanımlarken aslolarak kötü şairlerin duygularını aktarırken başvurdukları bu yolu eleştirmiştir. Bunu kötü şairlere örnek diye kullanmıştır. Ruskin, şairin zihninin duygu ya da acının (Pathos) etkisiyle kamaşmasına karşı çıkıyordu.
 
Madde 167: Devamla; Yunanca Pathos kelimesi, sanatın acıyla ilintili anlatımının seyirci ya da okurda üzüntü ve acıma gibi yoğun duygular uyandırmasını gösterir. “Patetik” sıfatı da “acıklı”, “dokunaklı”, “hazin”, “yürek paralayıcı” gibi anlamlara geliyor. “Trajik” ten farklı olarak “patetik” daha çok haksız yere çekilen, çaresizlikle boyun eğilmiş acıyı belirtir. “Trajik” ise kaçınılmaz kadere başkaldıran kahramanın bu tercihi yüzünden çektiği acıyı anlatır.
 
Madde 168: Doğu’nun sözlü ve yazılı edebiyatlarında, şiirin belki de en eski türlerinden biri diye kabul edilecek biçime Rivayet şiirleri denmektedir. Rivayet şiirlerinde yaşanmış olan tarihsel-toplumsal gelişmeler bir nevi macera veya hikaye anlatırcasına yapılır. Olağanüstü ve fantastik ögeler taşıyan böylesi anlatılarda kahramanların yaşadıkları hikayeleştirilir veya şiirsel üslupla dillendirilir.
 
Madde 169: “Korkusuzluk”, “Yiğitlik”, “Delikanlılık”, “Kahramanlık”, “Cesaret” gibi anlamlar ifade eden türe –içinde rivayet şiirlerini de barındırır- “HAMASE” denmektedir. Bu tür genelde manzum, uzun ve özgün tarzda ele alınmış, kahramanların rivayetlerinden teşkil eder. (İran Mitolojisi, Nimet Yıldırım, Pinhan Yay.) Batı literatüründe “Hamase”nin karşılığı “Epic”tir. Epik, Yunanca Epos’tan gelmektedir. Epos; kelime, söz, hikaye, ses, kahramanlık şiiri anlamına gelmektedir.
 
Madde 170: (N. Yıldırım’dan devamla) Hamase, geçmişin hayali tarihidir. Fransız Şair LaMartin’in (1790-1869) dediği gibi, bir milletin çocukluğundaki şiiridir. Bu şiirde tarih, Mitoloji, hayal ve gerçek iç içe geçerek yazılmıştır. Eğer bir halkın kaybedilmek istenen tarihi varsa bu tür şiirler de tarihinden kesitler bulmak kabildir.
Hamase’nin ilk örnekleri daha çok sözlü anlatılarla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Hamase’ye örnek olarak Gılgamêş Destanı, Tevrat’ın bazı bölümleri, Şahname’nin ilk kısmı, Gerşaşpnâme, Yadgâr-ı Zerîrân, Muhabbarate verilebilir. Kurdili coğrafyada halen yazıya dökülmemiş çîrokbêjlerin (masal/hikaye anlatıcıları) sözlü anlatısıyla süren, günümüzde söylenmeye devam eden örnekleri mevcuttur. Sözlü tarih araştırmacıları bu yönlü cevherleri gün yüzüne çıkarabilir.
(devam edecek)
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...