An-Kara’da Bir Kıpkırmızı Cumartesi[1]
şiddet tekelini
elinde tutar!”[2]
Gabriel García Márquez, ‘Kırmızı Pazartesi’de herkesin geleceğini bildiği, tüm ayrıntılarının konuşulduğu, “Geliyorum,” diye haykıran bir cinayetin hikâyesini anlatır.[3]
Tıpkı tarihe An-kara’nın acı bir günü olarak kaydedilen, “kıpkırmızı cumartesi” katliamı gibi...
Yaşamanın ölmekten daha zor olduğu coğrafyamızda, 14 bin insanın, barışseverin yaşadığı, tanık olduğu -unutulmaması gereken- bir katliamdır sözünü ettiğim. (Patlama anındaki slogan, “Bu meydan, kanlı meydan”dı!)