NASIL ALIŞILIR Kİ!
Elma eski tadında değil
Sensiz…
Hafta başı sabah ilk kez acıkarak uyanıyorum, altıncı gün...
Kahvaltı hazır. "Kuş cıvıltılarını dinle" diyorum anneme.
Elma eski tadında değil
Sensiz…
Hafta başı sabah ilk kez acıkarak uyanıyorum, altıncı gün...
Kahvaltı hazır. "Kuş cıvıltılarını dinle" diyorum anneme.
Varter Tumacanyan, 1915’in savurduğu hayatlardan biri. 1900’lerin başında Dersim’de başlayan bu hayat, 1982 yılında Kayseri’nin Sarız köyünde sonlandı. Sürgün başladığında genç kızlığa adım atmak üzere bir çocuk olan Varter Tumacanyan, hayatta kalmayı başaranlardan biriydi. Sürgünden hemen sonra bir Alevi gençle evlenen ve hayatı ailesine hizmet etmekle geçen 11 çocuk annesi Varter, hikâyesini anlatamadan gitti öte dünyaya. Kara kefenle gömülen, derdi kendinden büyük bu Ermeni kadının yaşamından kesitler, şimdi en küçük kızı Şirin Tan’ın anlatımlarıyla yaşıyor.
her deniz önce kendini boğar
geçilmez sandığım tüm zamanlar için
geçtim…
uzağın ardı yalan kimse bilmez
bilmezdim ne gemiler geçer yalınayak
gemiler sessiz
gemiler alır beni kollarına çıplak
hayat varsa gök yalan
geçtim vakitsiz kalabalıklar
kapılar dar kapılar evsiz -deniz bu - odalara sığmaz
kaldım bir dalgınlık anı takvim
düş ağacımda kurt mevsimi
geçtim masum bir piçten ne farkı var
Gürçeşme Ortaokulu olağan bir gün yaşıyordu, neredeyse tüm öğretmenler ve öğrenciler üzgündü. “Kahretsin!” diye isyan ediyor, “Deniz Gezmiş Sivas Gemerek’te yakalanmış” diyerek şaşkın bir hâlde okulun bahçesinde bir uçtan bir uca gidip geliyordu. Aramızda “Asarlar onu, sağ koymazlar” deyip ağlayanlar, burnunu çekenler vardı.
"Dört yanımı sardığında aşk tınıları
Yaşam sevinci ile dolar taşarım
Deli taylar gibi kırda bayırda
Kişneyip içime sığmaz taşarım
Bazen riya ile kirlenir yeryüzü Denizler ırmaklar irin kan akar Bin efkâr okur canıma dost yüzü İşte o an ben yaşama küserim"
Şairin bütün çalışmalarında, göç acısı, isyan, umut ve sevgi iç-içedir. Bunlar usta bir ressamın tabloda işlediği tamamen iç içe geçmiş temel dört renk sanki.
Anılarını alıp sadece
Bırakarak bütün alışkanlıklarını
Çıktılar köyden
Son kez
Kayalıklara baktı çocuk
Düşlerinin sızısı iki damla yaşla
Süzüldü yanaklarına
Komşu çocukların sesleri
Karışıp kuzu seslerine
Kayalıklara vurdu
Yankısı çınladı kulaklarında
Örtemedi karanlık
Çocukları, kuzuları, kayalıkları
Uzaklaştı kamyon
Annesinin eteğine gömdü yüzünü
Ağladı
Sustu
Yutkundu
“Oyunlarım kaldı kayalıkta anne”
Dedi usulca