İtiraf ediyorum: Ben küçükken Robin Hood’dum!
Kardeşleri yoktu ama yeğenlerinin ona verdiği harçlıklarla geçimini sağlıyordu. Herkes “Bibi” diye çağırırdı. Sık sık dayımın yanına, sabahın köründe gelirdi harçlık istemeye. Her defasında da utanır sıkılırdı. Çünkü harçlık isteyeceği kişi dayımdı ve dayım o saatlerde evde olurdu. “Sabunum bitti, kibritim bitti, yağım bitti… “ derdi. Bir sabah yine geldi. Bu defa hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Uykumu ağlama sesi böldü. Gözlerimi açtım, şaşkınlıkla etrafıma bakıyordum. “Hayrola bibi, neden ağlıyorsun?” diye sordu dayım. Ama o cevap verecek halde değildi.