BAHAR’I MI BEKLEDİN BE BERKİN? Nurettin Aslan
Mevsimler devrildi. Bahara girdiğimiz bu günlerde Berkin’imiz derin uykusundan uyanır derken, sen çekip gittin be çocuk.
Mevsimler devrildi. Bahara girdiğimiz bu günlerde Berkin’imiz derin uykusundan uyanır derken, sen çekip gittin be çocuk.
Doğrusu durumun bu kadar vahim olduğunu bilmiyordum.
Sevgi paylaşmaktır. Anlaşılmak için paylaşmayı bilmek gerekir. Seven insan paylaşandır. Sevdiğiniz insanla bir gezintiye ya da onun sizinle ortak bir payda da sürdürdüğünüz beraberliğinizin anısına özel bir yere gitmek isterseniz zaten ortada sevgi yoksa, beklediğiniz kişi bunları yapsa bile isteyerek yapmayacaktır. Bu da sevgi odaklı bir paylaşım olamaz. Sizinle duygularını paylaşmak istemeyen birinin duygularını da paylaşamazsınız.
Listelerde imza kullanmak istemem, yazarların tavrı görüşleridir, romancıysa romanlarıdır.
Ancak bir bayan okurum acı bir şeyi hatırlatmış. 1997'de amcasının öldürüldüğünü söylemiş. İşte bu sözün bittiği yerdir.
Bu cevabım daha çok onun ağlayan yüreğinedir.
Evet, Dersim'in her adayı sadece devletten gelen ölümlere değil, politik gruplardan gelen ölümler karşısında da, Dersimlilerin yaşam hakkından yana olduğunu söylemelidir.
Silahla insan terbiye etmeye kalkmanın vahameti büyük bir çağdışılık. İnsanlığın bittiği yerdir orası.
Rivayet o ki, eski Yunanda aynen Kral Oidipus’un girişinde Rahip Thelabi’nin yaktığı ağıt gibi bir dönem yaşanmış. O ağıtı hatırlayın, Rahip mezarın başına gelir ve şöyle derdi:
“Yaşam, yerin meyve veren tohumlarında,
Otlaktaki sürülerde
Hamile kadınlarda son buldu:
Çünkü artık hiç biri doğum yapmıyor.”
İşte Eski Yunan’da da öyle bir an gelmiş ki, yaşam son bulmuş. Ve tanrılar tanrısı Zeus hayatın böyle altüst olduğu bir anda kız kardeşi Hera’ya gönlü düşmüş. Öyle olmasaymış yaşam doğurganlığını toptan yitirirmiş. Dedim ya rivayet!
İçimde bir his, “bu yolculuk seni gene o kaderine götürüyor” der gibiydi. Hani laf aramızda Hasan Yükselir de enfes yapmıştır bu şiirin müziğini.
Zaman, tarihin çok ciddi olay ve düşüncelerini de unutturacak. On bin yıl önce de Aboricinler güzel resimler yapıyorlardı. Günümüzde onlardan bir resim veya bir ressam adı kalmış mıdır? Antik Yunan bin üç yüz yıl önce Aristo’nun düşüncelerinin sonsuza kadar yaşayacağına inanıyordu. Ortaçağ skolastiği de keza aynı inançtaydı. Aristo şimdi bir anlam ifade etmiyor. İnsanlık onu, kendi düşünce tarihinin bir parçası olarak öğreniyor. Eskimiş, tarih olmuştur Aristo.
Şanslıyım;
Çünkü kişinin yaşadığı müddetçe, art niyet düşünmeyen gerçekçi dostlara ihtiyacı vardır. Olayları gerçekçi bir tarzda yorumlayan ve gerçekçi yurtsever düşünceleri savunan dostlara…
Yani bu bir ekmek kadar, su kadar ihtiyaçtır… Ama bizim gibiler için tabi.
Arkadaş! Amaç dostluksa, nerede olduğumuz… Hangi şartlarda bulunduğumuz hiç önemli değil.
Ne kadar uzakta olursak olalım… Şartlar ne kadar zorlayıcı olursa olsun,
“DOST” olmayı… “ARKADAŞ” olmayı istiyor isek uzakta, yakında olmamız önemli değil…