Türkiye'de Tarihi ve Kültürleri Çarpıtan Anlayışların Deşifresi

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Tarih ve kültürleri çarpıtmadan doğru, gerçek sunmak, ideolojiler üstü bağımsız, sorgulayıcı ve araştırmacı iradeye sahip olmaktan geçer. Bunu ileriye taşımaksa, oyma işçiliği gibi ince, titiz, sabırlı ve kararlı çalışmayla mümkündür. Türkiye devletinin eğittiği insanların %90’ı, Türk İslam Sentezi Masalına inandığına göre, böyle bir anlayışın kültürlerin ırzına geçmeden, olduğu gibi topluma sunacağını beklemek, deli dana misali kasabın bıçağını yalamaktır.

 Ne acıdır ki bazı bireylerin dışında resmi ideolojiye güvenmeyenler, alternatif tarih ve kültür çalışması yapmış değiller.  Alternatifsiz bir devlette sonuç, kocaman bir yalancı, taklitçi, şovmen toplum demektir.

 
Tarih ve kültürleri devletler çarpıtıp ters yüz etmeden, bireylerin çoğunluğu boylarını aşan bu yalanlara asla girişemezler. Çünkü insan psikolojisinde her zaman bir yalnızlaşma korkusu vardır. Yalnızlık korkusunu derin şekilde hissedenler, devlet vb. yapılardan güç alarak tarih, kültür çarpıtmasına girişirler. Bu anlayıştakiler bildikleri bazı doğruları dahi savunamazlar. “Kültürel donanım olmadan bilinçli yalnızlığı kolayca kimse göze alamaz. Bu yüzden bilinçli yalnızlık kişiyi yücelten en büyük erdemliliktir”. Gelişimini bir türlü tamamlamayan devlet ve toplumlarda, eğitim görmüş kendisini entelektüel, kanaat önderi sayanlar, yalnızlaşma korkusunun vermiş olduğu psikolojiyle çıkarcı düşünüp, tarih ve kültürleri çarpıtarak amaçlarına ulaşırlar. Böylece yalan ve yanlışlar sürekli doğruların yerini alarak yaşanır.
 
Kültür; bilinçli bilinçsiz deneyim ve de gözlemler sonucunda, mantık ve ahlaka uygun şekle getirilmiş yaşam kuralları bütünüdür. Bu gerçekliğe rağmen çoğu zaman modern devletler dahi, evrensel haklardan bahsederken, cilalı yalanlara başvurmaktan kendilerini alamazlar. Sebebiyse devlete hükmeden anlayışların sınırsız sermaye, şan, şöhret, makam, mevkiye sahip olmanın temeli, yalandan geçtiği içindir. Türkiye’de yalnızca devlet ve sermayedarlar değil Milliyetçiler, Dinciler, Aleviler ve sol sosuna bulanmışlarda bu suça ortaktır. Söz konusu anlayışların kültür ve tarihi neden, nasıl çarpıttıklarının küçük bir deşifresini yaparak anlamaya çalışalım. 
 
1-Türkiye Devletinin Tarih ve Kültürleri Çarpıtma Nedeni:
Yaklaşık 16 Türk boyu M.S.800 yıllarından itibaren, anayurtları Orta Asya’dan göç ederek, İran ve Irak sınır boylarına yerleşip, buralarda en az 250 yıl otoritesiz, başı boş Farsça öğrenerek yaşadılar. M.S.680’den itibaren Emevi İslam’ın bölgede egemenlik kurmuş olması, en az 10 Türk Boyunun İslam’ı kabul edip, öz Türk dil, din ve kültürlerini inkâr ederek ancak bölgede kalabildiler. Bu kendini inkârın mimarları Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı’da derin şekilde gerçekleşip, İslam devşirmesi bir topluluğa dönüştüler. Cumhuriyetin oluşumunda yer alanlar, bu gerçekleri bildikleri halde, Selçuklular ve Osmanlı’nın devşirmeciliğini reddetme cesaretini hiçbir zaman gösteremediler. Bunun nedeni, en az 900 yıl boyunca öz Türk değerlerinin epeyce dejenere edilmiş olması ve İslam’ın mükemmel bir sömürü, sürüleştirme aracı özelliği taşımasıdır. Her konuda İslam birinci kültür değeri görülüp, buna kılık kıyafet modernliği eklenerek, çağdaş toplum yaratılacağına inanılması, bir topluma yapılan en büyük kötülüktür. Bilimsel olarak bir toplum ya da topluluk, kendi tarihinden gelen öz kültür değerlerini temel almadan, toplamacılıkla asla ileriye gidemez. Bunun kanıtını, yüzyıldır Türkiye hiçbir konuda sağlam bir gelişmeyi gerçekleştirmemiş olması. Türkiye’nin mimarları bu bilimsel gerçeği ya akıl edemediler ya da işlerine gelmedi.
 
Cumhuriyetin oluşumunda yer alanların tamamı devşirme olduklarından, bir kültürün yeniden geliştirilmesi umurlarında değildi. Orta Asya ve Anadolu’nun kırsal alanlarında yaşayan Türklerin, kültürünü yeniden araştırıp geliştirmek, büyük bir emek, kararlılık ve irade gerektiriyordu. Bunun gerçekleşmesi için de İslam; ya tamamen terk edilmesi gerekiyordu veya zamanla zayıflatılmalıydı. Tam tersine Türklük savunucuları, İslam’a Türk (Türk İslam Sentezi) kelimesini eklemekle, Türk olunduğuna inandılar. Ve İslam’ı resmi devlet dini yaparak, kravatlı, takım elbiseli ve şalvarlı gericilikte adeta çağ atladılar.
 
2-Milliyetçilerin Tarih ve Kültürü Çarpıtma Nedeni:
Türk İslam Sentezci bu anlayış, devletin her dediğini Allah kelamı şeklinde görüp, devletten daha çok gerçekleri çarpıtan kafa tasçı, devşirme, bilgisiz bir anlayıştan ibaretler. İstisnaların dışında bu düşüncede olanlar her şeyi çarpıtıp yok etmeye yemin etmişler adeta. Sahip çıktıkları ataları Selçuklular ve Osmanlı’nın, öz kültür değerlerine ve tarihine nasıl, neden ihanet ettiklerini sorgulayacak bilgi, cesaret ve iradeden tamamen yoksunlar. Arapların kültürü İslam’a, akıllarını ipotek ettirenlerdir bunlar.
 
3-Dincilerin Tarih ve Kültürleri Çarpıtma Nedeni:
Türkiye’deki dincileri ele aldığımızda, Türkiye’nin oluşumunu gerçekleştirenler İslam’ı yücelttiğine göre, bu yapının yetiştirdiği dincilerin farklı olması beklenemez. Türkiyeli ulusalcılar, liberaller, sosyal demokratlar ve dinciler, Arap İslam kültürünü, öz kültürleri görmekte hâlâ birbirleriyle yarış içirişindeler. Dinciler bu hezeyandan yararlanıp daha da ileri gittiklerinden, beyin hücrelerinin sadece % 0,5’i çalışmakta. Bu da sırf öbür dünya yalanıyla servet ve en az dört kadın sahibi olmaktan ibarettir. Beyni bu kapasitede olanların, tarih ve kültürleri araştıracak yetenekte olmadıkları bilinmelidir.  
 
4- Alevilerin Tarih ve Kültürü Çarpıtma Nedenleri:
Aleviler; yarım bilgi, yarım aydın, yarım demokrat, yarım solculuk, yarım evrensellikleri yüzünden, Aleviliği ters yüz ettikleri gibi, solun da aynı akıbete uğramasında etkileri küçümsenmeyecek kadar fazladır. Dikkat edilirse; Aleviler sol hareketlerin içerisinden uzaklaşıp, Alevi Dernek ve Cemevlerinde yer almaya başladıkları günden itibaren, Türkiye’de solun varlığı yokluğu büyük bir tartışma konusu oldu. 1960’lı yıllardan itibaren solun temeli Balkan kökenliler, Kürtler ve Alevilerden oluşmaktaydı. Kürtlerin kendi ulusal özgürlük mücadelesine dönmeleri, solda ciddi bir sorgulamayı başlattı. Bu dönemlerde devlet boş durmayıp, bilinçli organize ile Alevi Dernekçiliğini teşvik etmesi, solu iyice bitirdiği gibi Alevilerin, Kürt Özgürlük Mücadelesine mesafeli durmasını da sağladı. Eskinin solcusu şimdinin Alevicileri bu gerçekleri göremeyecek kadar, tarih ve kültürel bilgiden yoksunlar. Aleviler gelinen noktayı sorgulayıp araştıracakları yerde, daha çok kaba saba bilgilerle halkı ve kendilerini oyalamaktalar. Bu da bilinçli, bilinçsiz kültür ve tarihi çarpıtmak demektir.
 
Solcu Alevilerin bir kısmı, Şii İslamcı Devşirmelerin uydurduğu Batinilik, Ezoterik, Zakirlik, İsmaililik, Fatimilik gibi Arap Şii İslam’ı yücelterek, Aleviliği kurtaracaklarına inanmaları. Aleviliği İslam dışında görenlerse; Alevilik ne zaman somutlaştı, kimler tarafından yaşatıldığı tarih, kültür araştırması yapmadan, soldaki gibi tepeden inmeciliği sürdürmekteler. Neymiş! Alevilik kadimden gelir, evrenseldir, Göbeklitepe, Sümer, Hitit, Luviler Aleviydi gibi temelsiz argümanlarla, Aleviliği kurtaracaklarını sanıyorlar. Esasında Alevilerin bu davranışı, döneme uyarlanmış Anadolu Bektaşilik Devşirmeciliğinin ta kendisidir. Dünyadaki tarih ve kültürlerin evrimine bakıldığında, Alevilerin nasıl büyük bir yanlışın ve çarpıtmanın içerisinde olduklarını rahatlıkla anlayabiliyoruz.
 
Örneğin; M.Ö 65 bin yıllarında Paleolitik Çağdaki insansı anatalarımız, Poloteist inançlarla kültürün temelini attılar. M.Ö.30 ve 20 binlerde Mezolotik Çağ ile Animizm ve Totemciliği geliştirdiler. M.Ö.12 binlerde Neolitikle birlikte, Ana Tanrıça inanç ve tarımcılık büyük bir kültürel zenginleşme oldu. Bu Homojen kültürel gelişmeleri değerlendiren Sümerler; Kral Tanrıcılık, kölecilik ve maddi ticareti her şeyin üstünde görmeleri neticesinde, insanların birbirine düşmanlaşmasını sağladı. Düşmanlaşan bu topluluklar birbirinden ayrılarak Heterojen dil, inanç kültür somutlaşmasının yolunu açtılar. İlk kültürel somutlaşma, M.Ö.1500’lerden itibaren Monoteist Tanrıcılıkla Yahudilik, Hıristiyanlık, İslam gibi din ve dilsel kültürel yapılar, birbirinin içerisinden çıkarak var oldular. Göbeklitepe vb. tarih kültür kalıntılarının, yalnızca Aleviliği temsil ettiğini savunmak, resmi ideoloji kadar tarihi ve kültürleri çarpıtmaktır. Aleviler bir an evvel bu boş laf ebeliğinden kurtulup, başta kendi tarihlerini sorgulayıp araştırmalıdırlar. Bunu yapmadıkları sürece, devlet kadar büyük bir dejenerasyona hizmet ettiklerini bilmelidirler.
Cemal ZÖNGÜR
Kaynaklar:
Charles Keiht Maisels- Uygarlığın Doğuşu. İmge Yay.
Ali Kemal Meram- Padişah Anaları. Toplumsal Dönüşüm yay.

J.M. Roberts- Avrupa Tarihi. İnkiap Yay.

Abdullah Öcalan- Uygarlık. Mezopotamya Yayınları.

Alaeddin Şenel- İnsanlık Tarihi. İmge Kitapevi.
Alaeddin Şenel- İlkel Toplumdan Uygar Topluma. Birey Toplum Yay.
Ali Şeriatı- Dinler Tarihi. Seçkin Yay.
İ. Zeki Eyüpoğlu- Tarikatlar ve Mezhepler Tarihi. Der Yay.
İhsan D. Dağı-Ortadoğu’da İslam ve Siyaset. Boyut Yay.
Felicien Challeye-Dinler Tarihi. Varlık Yay.
Willian M.  Mc Neil-Dünya Tarihi. İmge Yay.  
M. İlin- E. Segal-İnsan Nasıl İnsan oldu. Say Yay.
Mircea Eliade-Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 3 Cilt. Kabalcı Yay.
Sigmund Freud- Günlük Yaşamın Psikolojisi. Payel Yay.
Eugene Enriguez-Sürüden Devlete. Ayrıntı Yay.
Cemal Zöngür- Kadın Erkek Eşitsizliği ve Toplumsal Yozlaşma. Ozan Yayıncılık
 

Kategori: 

Yorumlar

Aydın Can  kullanıcısının resmi

Aydın Can (doğrulanmadı) tarafından tarihinde gönderildi

Ezberi Bozan bir çalışma.Eline sağlık Kendi tarihini bilmeyenler başkalarının yazdığı tarih içinde kayıp olurlar.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...