Son Yazılar

BARIŞ (MI DEDİNİZ?!)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi
savaş ve barış arasında değil,
haysiyetli veya haksız
bir yaşam arasında.”[1]
 

 

Herkes kendinde eksik olanı arar; tıpkı ezilenlerin eşitlik, kardeşlik ve barışı aradığı gibi…

Bu elbette sınıflı-sömürücü zorbalık koşullarında “Et pium desiderium” ya da Türkçesi ile “Gerçekleşmesi olası olmayan gelecek veya geçmiş bir şeye duyulan derin hasret” hâlidir.

Ki bu da ezen/ ezilen ilişkileri sürdükçe eşitlik, kardeşlik ve barışın imkânsızlığına işaret eder.

Tutsak yazar Leyla Atabay felsefe yazılarına başlıyor: "FELSEFENİN DİPSİZ KUYUSU I"

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
Leyla Atabay E-Tipi Cezaevi Elbistan/Kahramanmaraş                   
                                   
                                               I

PEYGAMBER NASIL OLUNUR? (Kesin bilgi)

Önder TAŞTAN kullanıcısının resmi

İbraniler yani İsrailoğulları, yani bugün Filistin halkına soykırım yapan İsraillilerin ataları 400 yıl boyunca Mısır'da Firavuna kölelik yapan bir topluluk.

Musa Peygamber de İbrani.

Bir gün gelip İbranilere diyor ki; "Ben Sina Dağı'na çıktım. Allah'ı gördüm, Onunla konuştum. Bana dedi ki 'Musa, İbranileri sen kurtarabilirsin. Seni peygamber ilan ediyorum.'"

Köle İbraniler de şöyle diyor hep bir ağızdan; "Hay hay biz ikna olduk. Seni peygamber olarak kabul ettik."

GÖL VE DAĞ

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

gülümsedim,
ulvi maviliklere ağdı içim
kırık bir bankta oturmuştum,
karşımdaki göl bitiminde dağ papatyaları mihmanıydı yüreğimin.
sevince büründü martıların çığlıkları
bakışlarındaki zirve esintisi efilderken hâlâ,
karşımda onu gördüm
yurdumdu benim,
zarif, gülümsedikçe ayça yüzüne vurdu sevginin şavkı
ve sevinç çığlıkları attım…
mahzende çürüyen gayrimeşru bir cesettim,
terk edilmiş,
yapayalnız ve bir çiçek gibi belirdin,
öylesine derindi ki gözlerin dedim,
gözlerine otağ kurdum.
yoğur,

İnanınız

Ersin Kurt kullanıcısının resmi
Güneş göç eyledi uzaklara
Elleriyle lambalarını yaktı kent
Geceyi, leziz bir çay gibi
Tavında demledi Tanrı
Beş parasızız yine
Damaklarımızda yoksulluğun
Buruk ve acı tadı
 
 
Güneş doğunca
Çöl kıraçlığından utandı
Göğsüne gülün yaprakları düştüğünde.
Gül, görkemiyle
Kızgın kumları kızıla boyadı
İnanınız lütfen!
Tatlı bir söz, güzel bir gülüş ve iyi niyet
Bir gün,

1 Mayıs 2024: “Sum In Vado/ Ben Yolda Varım”![*]

Sibel Özbudun Temel Demirer kullanıcısının resmi

Bu yeterli değil mi?”[1]
 
Eduardo Galeano’nun, “Politikacılar, konuşur ama hiçbir şey söylemezler. Seçmenler, oy kullanır ama seçemezler,” diye betimleyip; Lucy Parsons’un da, “Zenginlerin servetlerini oylamanıza izin vereceğine asla inanmayın,” vurgusuyla tarif ettiği, burjuvazinin seçim(sizlik) kargaşasının ardından,[2] gerçek gündemimiz olan 1 Mayıs 2024’ün arifesindeyiz.

Roman yazmak korkunun ötesinde bir şey...

Habil Yashar kullanıcısının resmi

 

O herhangi bir olayın veya kişinin üzerinizdeki etkisinden veya tamamen başka bir şeyden aniden ortaya çıkar. Doğumu o kadar tuhaf ki... Belki de bir insanın doğuşundan daha tuhaf, daha gizemli, daha esrarengiz... İnsanın doğuşu belli kurallara bağlıdır ama roman yazmanın herhangi bir kuralı ya da disiplini yoktur. Doğumu bu kadar tuhaf olan biri nasıl yazılır...

Devrimci Siyasetin Önemi[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

hiçbir şey söylemezler.
Seçmenler, oy kullanır
ama seçemezler.”[1]
 
Doğru zamanda, doğru yerde saf tutmak için bilmek çok önemlidir; insan(lık)ın özgürleşmesi, kapitalist saçmanın farkına varıp devrimci siyaseti hayata geçirmesine bağlıdır…
* * * * *
Dürüstlük ve ilkeli olmak devrimci politikanın vazgeçilemezi; burjuva politikası ile reel-politiker pragmatizmiyse şarlatanlıktır.

Sümerler Kimdir?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

Yerel dilde ise “Sum-Er” olarak kullanıldığı görülür. Sum-Er’in sözcük anlamı, “Su Adamı” ya da Suyu denetleyen adam şeklinde tanımlanmıştır. Sümerlerin İ.Ö. 3500-2000 yılları arasında yaşadıkları ifade edilir. Çünkü Mezopotamya ikliminin konumu, bölgenin yeni sahiplerine sıkıntılı günler geçirtecekti. Ali Narçın -A’den Z’ye Sümerler sayfa 365
 
Sümerler M.Ö.5600-5000 yıllarında önce Halaf adındaki aşiret topluluğuyla başlamıştır.
İkinci Aşiret Topluluğu Ubaid - Obaid; M.Ö. 5500-4000’ler dönemi.
Üçüncü Aşiret Topluluğu Uruk; M.Ö. 4000-3100 dönemi.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
SINIRSIZ KÜTÜPHANE Tutsakların içeride yazdığı yüzden fazla kitap, resim ve karikatür ile fotoğrafçıların bu temada çektiği / yaptığı fotoğrafları...

Konuk Yazarlar

ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...