Ağ Günlükleri

AKP’nin –Kapitalizm Patentli-Çevre Pratiği[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

İnsan(lık), sürdürülemez kapitalist vahşetin devreye soktuğu ekolojik felaketle yüz yüzedir.
Yaşar Kemal’in, “Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır. Biri insan, öbürü doğa. İnsan, yaratıcılığını yitirdiği gün, doğa yaratıcılığını bitirdiği gün her şey bitecektir,” uyarısı eşliğinde küresel ısınmadan, diğer verilerine dek bunu görmeden gelmek, artık mümkün değildir.
Özellikle de AKP’nin -kapitalizm patentli- çevre pratiği göz önünde bulundurulduğunda…
* * * * *

Dönmeyenlerin Kitabı

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Ne anlatılırsa anlatılsın, edebiyatta önemli olan nasıl anlatıldığıdır. Roman kahramanıyla kültürel bir geziye çıkılıyor adeta. Roman kahramanı ilkin İstanbul'dadır. Etrafında ise okuyan araştıran ve araştırdıkça yeni mekânlara yelken açan öğrenciler vardır; Kepler yasalarında evrenin ahengini, ussallığını görürlerken, Beethoven’inin 7. Senfonisiyle de güzellikle birleşen ve devinen ruhsal coşku vardır. Anlatılanlardan 1990 sonrası olduğunu anlıyoruz. O yılların politik atmosferi, özgürlük aşkı anlatılırken, kaba bir politik dili aşması, kitabının önemini duyumsatmayı başarmış.

“Tekçilik” Güzergâhında neyi, nasıl yapmalı?[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

özgürlük ve 
Küçük bir çiçek de gerek’...”[1]
 
Şimdi, küçük ama seri adımlar atma zamanıdır.
Kitle tanımının daraldığı açık; “Kitle bazen üç kişi, bazen üç yüz kişi, bazen de üç milyon kişidir,” diyen V. İ. Lenin’in uyarsını “es” geçmeden Phoenix ya da Anka Kuşu’nu anımsamalıyız.
Bilindiği gibi küllerinden çoğalır Phoenix ya da Anka Kuşu…
O hâlde azı çoğa sayarak, küllerimizden çoğalacağımız bir mücadeleyle, “umudu çoğaltmak” gerekli şimdi(lerde).
“Umut”, umudu ölü ele geçirmek isteyen korku imparatorluğunda çok önemli bir kaldıraçtır.

Paranoya ve Megalomaninin (“Yeni”) Rejimi[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

gücün yeni biçimlerini!”[2]
 
Bilmem fark ettiniz mi? “Yeni Zamanlar”ın “yeni entelektüelleri” ve Kaç-ak Saray’ın “gözde” kalemlerinden İbrahim Karagül, Yeni Şafak’ın 23 Aralık 2016 tarihli nüshasında bir “manifesto”(!) kaleme aldı.
Bugünkü iktidar partisinin gerisindeki iradenin paranoya ve ihtiraslarını olabilecek en açık şekilde gözler önüne seren ve sürüklenmekte olduğumuz “Başkanlık” sisteminin kurucu mantığını açığa çıkartan bir “manifesto”. Karagül, “manifesto”(!)suna şu sözlerle başlıyordu:

Körpe Düşlerim

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Yorgun bir ahtır bende! Ruhumdan söküp gelen
Nefes boruma düğümlenip
Sevda ezgileri
Sevda özlemi
Kürdistani bir yara olup
İçimde alev, alaz ırmaklaşan
Delik-deşik
Yüreğimin
Müdavimi olan
Dert, acı, keder oluşturan
Oracıkta
Öylece kala kalan
Çıkıp gitmeyen
Beni sersefil, perişan eden
O ah bende tükenmiyor
Hiç
Aha bir bilsem
Bir bilsem
Ben
Kaç zamandır
Şafak bekleyen gözlerimden
İçime kaç deniz, kaç nehir kadar kanlı gözyaşım aktı

Rengârenk Bir KelebekOlsam

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Keşke, ben şimdi rengârenk küçük bir kelebek olsam
Özlem duyulan bulutsuz mutlu günlerde
Bir buruk yürek, bir soluk nefesle
Güneşe en yakın bir yerde
Yemyeşil çimenlerde
Hırçın duyguların
Çılgın düşlerin
Arsız
Gülüşlerin peşinde değil de
Kederimle, şu hüzün dolu yüreğimle
Masmaviliğiyle dupduru olan, göğe doğru uçsaydım

Kötülük(ler) tablosu mu? “Pante Reı”![1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

bir tehdit unsuru hâline geldi?”[2]
 
Yaşadıklarımız; “Tarihi üreten kötü yanıdır,” diyen Karl Marx’ı teyid edip dururken; iyi olmadığımız çok açıktır. Ancak iyi olacağımız da öyle…
Hayır; bu ekonomist, indirgemeci, vulger bir beklenti değil; diyalektik materyalist bir öngörüdür.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - ağ günlükleri beslemesine abone olun.