Selah Özakın’ın Bitmeyen Yolculuğu | Adil Okay
***
Selah Özakın’ın Bitmeyen Yolculuğu
***
Selah Özakın’ın Bitmeyen Yolculuğu
Sezai Ozan Zeybek'in kaleme aldığı “Türkiye'nin Yakın Tarihinde Hayvanlar” kitabı raflardaki yerini aldı. NotaBene Yayınları'ndan çıkan kitap, "biz kimiz?" sorusuna alışılmamış bir cevap veriyor.
“Türkiye'nin Yakın Tarihinde Hayvanlar” kitabı; hayvan-insan ilişkileri üzerinden toplum bilimlerindeki millet, aile, adalet, eşitlik, kalkınma gibi kavramları tartışmaya açarken, Türkiye yakın tarihinin çeşitli fasıllarını da başka bir gözle yeniden mercek altına alıyor.
“Vejetaryen Külkedisi” çocuklara masal değil; yediden yetmişe herkes için yazılmış, hayatlarımıza yakından dokunan bir hikâyeyi anlatıyor.
NotaBene Yayınları’ndan çıkan “Vejetaryen Külkedisi”, baloda hayallerinin prensiyle tanışıp “sihirli” ayakkabı ayağına uyunca sonsuza kadar mutlu yaşayan Külkedisi’nden bahsetmiyor. Sıradan masallara sıkışmış kalıpları sorgulayan NotaBene yayınları, her yaştan okuyucuya, kadınlara dayatılan toplumsal rollerin kabullenilmek zorunda olmadığını anlatıyor.
Kadir Can Aydemir
ADİL OKAY AŞK VE EDEBİYAT
Bu yazıda -ki eğer şimdiye kadar okumadıysanız- tanıtımını yaparak okumanızı önereceğim kişi, şair-yazar-fotoğrafçı Adil Okay’dır. Çünkü yazar, sık sayılabilecek ürün verme kapasitesi nedeniyle genel bir değerlendirmeyi hak etmektedir.
“Deve bayıltan sıcakları” şeklinde bir sıcaklık tanımı var mıdır?
O sabah evden çıktığımda, insanı ikinci adımda terleten, beşinci adımında bunaltan sıcağı böyle tanımladım. Hatta tanımlamakla kalmadım, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne bu tanımın kullanılması ricasını ileteceğim mektubu kafamda tasarladım. (…) Kendi kendime güldüm” (Ket, S. 41)
Mersin'de "Kadın Emeği Kolektifi'"nin çağrısıyla bir araya gelen 5 Kadın Fotoğrafçı, Derya Narlı, Fevziye Yürek, Hatice Ataç, Tülin Şahin Okay ve Zeynep Yıldırım, cinsiyetçi bakış açısıyla sıra dışı sayılan çeşitli işlerde çalışan" Balıkçı Gülseren, taksi şoförü Suzan, baloncu Fatoş, Erkekler kahvehanesinde çalışan Özlem'le aylar süren bir çalışma yaptılar.
Sonuçta muhteşem bir sergi çıktı ortaya. Sanatın sağaltan sorgulatan gücünü bir kez daha görmüş oldum.
Sevginin, hüznün ve umudun izi bazen bir günlüğün yaprakları arasından fışkırırken bazen de boş bir sayfanın sonsuzluğunda kayboluyordu…
“Kırlangıç mevsimi değil henüz
Gözlerindeki buğu çözülmemiş bir gecenin
İlk armağanı, avuçlarıma değen nefesin.”
Bu kitabı psikolojik roman türünde yazılmış bir baba- oğul çatışması veya farklı yaşamların aynı sahneyi paylaşmak zorunda kaldığı bir aşk filmi senaryosu gibi okuyabilirsiniz. Seçim size değil geçmişte ve bugün yaşadıklarınıza, biraz da kurduğunuz hayallere kalmış!
SAGELENGE
Yüzyıllara dayanan sözlü geleneğin halen canlı ve başat yaşandığı Kurdîli coğrafyada ses (deng) erbaplarınca dile getirilmiş stranlar (şarkı) da hayatın farklı yönlerine değinen ezgilerden mürekkeptir.
Bu vesileyle bu yolculuğun bizlerde yarattığı titreşimleri paylaşırken, bu ürünü; “BENİM OLAN SENİNDİR” ütopyasını irdeleyenlerle ya da ona gönül verenlerle paylaşabilmeyi de umut ediyoruz...
***
Çeviri; ya bilmediğimiz şeyleri keşfetme, ya da bildiklerimize farklı bir gözle bakma imkânı bulduğumuz bir yolculuk... hatta daha da fazlası...